Abdurrahman Dilipak
Cumhurbaşkanlığı için geri sayım
Seçimin başlangıç tarihine bir aydan az bir zaman kaldı..
29 Haziran 2014 Pazar günü adaylık başvuruları başlayacak ve 3 Temmuz 2014 Perşembe günü saat 17.00’ye kadar devam edecektir.
Adaylıklar konusunda kesin isimlerin açıklanması, öyle zannediyorum ki, son güne kalacak.. Belki BDP, adayını daha önce açıklayabilir..
Herhalde, en az 3 aday olacak.. AK Parti, CHP, MHP, BDP kendi adayını gösterebilir. Ya da CHP ve MHP zayıf bir ihtimal de olsa ortak bir isimle uzlaşabilirler. Meclisteki, diğer partilerdeki ve bağımsız isimler bir araya gelip paralel bir aday çıkartırlar mı, bilmiyorum.. Onlar da bir aday çıkartsalar iyi olur aslında. Tabandaki güçleri, özgür ağırlıkları filan da daha iyi görülmüş olur..
Cumhurbaşkanlığı seçimi için geçici aday listeleri 8 Temmuz 2014 Salı günü, kesin aday listeleri ise 11 Temmuz 2014 Cuma günü Resmi Gazete’de yayımlanacak. Hemen ardından, eş zamanlı olarak propaganda dönemi başlayacaktır. Birinci tur seçim 10 Ağustos’ta yapılacak ve geçici sonuçlar 11 Ağustos 2014 Pazartesi günü ilan edilecek.
Birinci turda Cumhurbaşkanı seçilemezse Türkiye bir kez daha sandık başına gidecek ve ikinci tur seçim 24 Ağustos’ta yapılacak.
Seçimin ilk turda tamamlanması bekleniyor.
Şimdilik en azından bir aday, resmen açıklanmasa da belli: Recep Tayyib Erdoğan. İpi göğüsleyecek olan da büyük bir ihtimalle Erdoğan olacak.. AK Parti çevresinde şimdi, en çok konuşulan konu, Başbakanın ve partinin Genel Başkanının kim olacağı..
O kadar çok rivayet var ki.. Son rivayeti söyleyeyim. Davutoğlu Başbakan, Numan Kurtulmuş ve Yalçın Akdoğan Başbakan Yardımcısı, Hakan Fidan Dışişleri Bakanı, daha çook rivayet duyacaksınız bu arada.. Bir yıl için yeni, farklı bir kabine. Seçimden sonra ise yepyeni bir kabine..
Bu Cumhurbaşkanlığı seçiminin üç özelliği var. İlki halkın seçecek olması ve yurt dışındaki yurttaşların da oy kullanacak olması ve tabi partilerin aday gösteriyor olması.. Yurt dışında 500’den fazla seçmeni olan ülkelerde yaşayan vatandaşlar, Cumhurbaşkanlığı seçimi için 31 Temmuz, 01-02-03 Ağustos tarihlerinde oy kullanacak. Yurt dışında yurttaşların oy kullanabilecekleri ülke sayısı 60 civarında.
12 Eylül Anayasası’nın Cumhurbaşkanına tanıdığı geniş yetkiler sebebi ile Erdoğan, Anayasanın değişmemesi sonucu, fiilen yarı başkanlık yetkilerini kullanacak ve tam başkanlığa doğru bir geçiş dönemi olacak bu dönem.. 5 yıl için halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı yönetecek ülkeyi.. Aslında tam başkanlık olursa, bakanların da milletvekili olması geleneğine son verilebilir.. Böylece parlamentonun yürütmeyi denetimi daha etkin ve gerçek bir şekil alabilir.
Gül, Erdoğan yemin edene kadar görevine devam edecek. Erdoğan ise Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte, partisi ile ilişiği kesilecek ve milletvekilliği de sona erecek..
Burada ilginç bir ayrıntı var. Mesela Erdoğan Cumhurbaşkanı, Davutoğlu Başbakan, Numan Kurtulmuş Genel Başkan.. Peki Grub Başkanı kim olacak.. AK Parti grubuna parlamentoda başkanlık edecek biri gerek..
Rutin gündem böyle de, paralel kehanete göre, senaryo farklı.. İşin kötü yanı, Erdoğan’ın alternatifi Türkiye’nin Suriye olması ya da darbe.. Erdoğan giderse Cemaati kim korur ya da millet bu paralel yapıyı affeder mi? Hiç sanmam..
O kehanete göre, zaten bu iş 17 Aralık’ta bitmesi, yerel seçimlerin yapılmaması gerekiyordu.. O yapının evdeki hesabı, Gül Cumhurbaşkanı seçildiği günden beri tutmuyor.. Kehaneti Arınç tezkere oylaması ile Meclis kürsüsünden tokmağı ile ezdi, Gül de Baykal için hazırlanan makamı işgal ederek derin ve paralel yapının şalterini indirdi.. Şimdi Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması ile 3. adım gerçekleşiyor..
Yeni Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2019’da.. 2020’de de kriz bitmeyecek.. Kritik eşik 2023.. Tabi o tarihe kadar derin ve paralel yapının dişleri dökülmezse..
Bu arada süreç ile ilgili bir derin gündem de Gül ve Arınç’ın geleceği. Daha önce de yazdım. Böyle bir dönemde kimsenin eve dönüp bütün zamanlarını torunları ile geçirme lüksü yok..
Siyaset hayatımızda çok fazla ağırlık kazanmaya başladı. Siyasi tecrübeye sahip, sivil sorumluluklar üslenecek akil adamlara ihtiyacımız var.. İçeride ve dışarıda yapılacak çok işimiz olduğunu düşünüyorum..
Bu yarı başkanlık süreci, bana kalırsa tam başkanlığa geçiş için bir ara dönem olacak.. Halk bu dönemi bir test edecek.. Anayasa değişikliği ile bu yönde önemli bir karar da verilmiş olacak..
Seçimlere az bir zaman kala, henüz muhalefetin adayı belli değil.. İlhan Kesici’den Feyzioğlu’na, Mansur Yavaş’tan, Merak Akşener’e, Baykal’a kadar bir sürü isim dolaşıyor ortalıkta, ama bu konuda ne partiler arasında bir mutabakat sözkonusu, ne de toplum bu isimler konusunda bir tepki veriyor..
Bir de muhalefetin aday göstermesi, umutsuz bir vaka olarak görülüyor.. Seçilmek için değil, süreç içinde AK Parti’ye daha fazla zarar vermeyi hedef alan kurgulanmış bir oyun.. Cemaatin İsrail’in, Esed’in ekmeğine yağ sürecek bir kampanyaya kim niye malzeme olsun ki! Çatı adayı olmak, sadece CHP-MHP ortaklığı anlamına gelmiyor, bu akımları bir araya getiren derin bir iradenin sürece müdahalesi olmadan böyle bir şeyin olmayacağı açık değil mi? “Şan olsun” diye girecekse bile, kullanılacağı ve sonuçta yenileceği bir oyuna kim niye figüran olmak ister ki!
Selam ve dua ile..
yeniakit