Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Daha ne biliyoruz ki!

Daha olayın sıcaklığı geçmedi. Gözaltılar devam ediyor. İddianame hazırlanmadı.. İlk etapta gözaltılar tamamlanıp, ifadeler alındıktan sonra 2. dalga gelecek. Pişmanlık yasasından faydalanmak isteyen itirafçılar, çapraz sorguda ortaya çıkan bilgiler, ev ve işyerlerinde ya da bürolarda yapılacak aramalarda ele geçecek belge ve bilgiler ışığında ek iddianameler hazırlanacak.

Kamu, Media, Mafia, Sermaye / Finans, Siyaset, Bürokrasi, STK (Oda, Vakıf, Dernek, Birlik, Koop. Vd.) içinde gizlenen yapılara ulaşılacak.. Bu işin uluslararası ayağı, finansal ayaklarına uzanacak iş.

Bütün bu bilgiler, buzdağının su üstünde kalan yanı. Henüz kertenkeleyi kuyruğundan yakaladık.. Onlar da boş durmayacaklar.. B-C-D planlarını devreye sokacaklar.. 

Bunların ilk planladıkları suikast timleri ve uluslararası sistemi Türkiye aleyhine harekete geçirmek.. Suikast timlerinin hedefleri, içerideki ve dışarıdaki birtakım kişileri, kendi adamlarını konuşmamaları için ortadan kaldırma yönünde hareket edebilirler.. Tabii ki kendi dışlarına yönelik intikam saldırıları da olabilir.. Bunun için sadece FETO çetesi değil, FETÖ’ye destek veren uluslararası sistem de bu yönde karar verebilir. Yani Gülen de bu anlamda tehdit altında.

Aslında Erdoğan’ı UCM’de sanık sandalyesine oturmak için çok ciddi çalışmalar yapmışlardı. Yani içeride Ergenekon ve Balyoz davası sırasında uyguladıkları yöntemi bu kez Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde bu kez Erdoğan, Fidan, İHH ve bazı politikacılara karşı uygulayacaklar, sanık yapacaklardı. Ama artık bu da zor.. Bunların komplolarını boşa çıkaracak çok fazla bilgi, belge, tanık var. Bu işte uluslararası sistem de suçüstü oldu. Batı bu konunun bu şekilde tartışılmasını, gündemde tutulmasını istemez.. Diğer bir konu da, Parlamentonun vurulması ve halk direnişi. Attıkları bombalar hedefinden daha fazla kendilerini vurdu..

Bugün herkes tepe, flaş isimlere bakıyor. Vali, hakim, general.. Bu iş henüz alt kademedekilere gelmedi. Gardiyan, mübaşir, mahkeme kalemi, katibi, polis teşkilatı içindeki hücreler, bu yapının kullandığı paralelin paraleli hücreler..

Bu yapıdan boşalan yeri kapmak için aynı yönde ilerleyen cemaatçikleri de görmek gerek.. Bunlar da köşe başlarını tuttuktan sonra, öncekilerden hiçbir farkı olmayacaktır.. Bunlar da din, mezhep, tarikat, hemşehrilik, ideoloji, siyaset, menfaat, her şeyi kullanacaktır. Uluslararası sistem bunları fark eder fark etmez hemen bir şekilde temas kuracaktır..

Sanırım biz kısmen işin gerçeğini görmek için ağustos sonunu beklememiz gerek.. Bu hainler de bu süreci değerlendirmeye çalışacaklardır..

Darbe direkten döndü. Darbeciler başarısız oldular. Operasyonel kadrolar tasfiye ediliyor. Olağanüstü hal ilan edildi. Kamu desteği muhteşem, muhalefetin tabanı da destek veriyor. Bu çok önemli. Media desteği de var. Askeri şûra tamamlandı. Bu bölüm çok önemli idi ve başarı ile tamamlandı. Yanlışlar, eksikler var, sabırlı olacağız. Ama kesinlikle süreç tamamlanmadı.. Çok önemli bir mesafe kaydedildi. Düne baktığımız da bu böyle, ama önümüze baktığımızda henüz yolun başındayız ve önümüzde gitmemiz gereken uzun bir yol var.

Devleti şeffaf ve kontrol edilebilir hale getirmek istiyorsanız, boşalan kadrolara ille de hemen birini tayin etmeyin. Devlet obez. Kesinlikle küçültülmesi gerek. Bürokrasi azaltılmalı ve birimler birleştirilmeli. Eşzamanlı olarak işler kompartmanize edilmesi, işlemler senkronize edilmeli, bakanlık bünyesinde ya da yerel yönetim merkezlerinde bir oryantasyon ve optimizasyon merkezleri oluşturulmalı. 

Kesinlikle bu vesile ile arşivler ve envanterler gözden geçirilmeli. İşlevsiz personel, mal, arazi, bina, her ne ise, ne varsa tasfiye edilmelidir.. Kadrolarda ciddi tenkisat yapılmalıdır.. Bankamatik personel tasfiye edilmeli, israf önlenmelidir.

Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, hem kamuda çalışanların güvenliğini, hem kamu malının güvenliğini sağlayacak tedbirler almalı, hem de kamu görevlilerinin görevlerini istismar etmelerine karşı ayrı bir istihbarat örgütlenmelidir..

Kamuya iş yapan müteahhitlerin işlerini hakkı ile yapıp yapmadıkları istihbari olarak değerlendirilmelidir.

Kötü komşu insanı kap kacak sahibi yapar derler ya, bu vesile ile bir beladan kurtulurken içimizdeki diğer hastalıklardan kurtulmak için de düğmeye basmalıyız.

Kesinlikle, hemen, acil olarak bilgi işlem şefleri, bila istisna gözden geçirilmeli, bilgilerin güvenliği sağlanmalı ve şifreler değiştirilmelidir.. Aynı şekilde şu yıllardır ihmal edilen Milli Bilgi Bankası (National Date Base) konusu artık hayata geçirilmelidir.

Personel müdürleri bila istisna gözden geçirilmelidir. Bakın bunlar paralelci olsa da olmasa da hainse işi bitirilmeli. Başka devletlere ya da başka örgütlere hizmet ediyor olabilirler..

Muhasebe ve mali işler, genel sekreterler, tepe isimlerin danışman ve özel kalem müdürleri babanızın oğlu da olsa tekrar gözden geçireceğiz. Unutmayalım ki, Hz. Yusuf’u kardeşleri kuyuya attı. Falan’ın oğlu değil, Peygamberin oğlu olsa bu böyle. Habil ve Kabil ata peygamberimizin oğulları değil mi idi. Esav Hz. İshak’ın oğlu değil mi idi? Hz. Yakub’u öldürmek için peşine düşmemiş mi idi. Babası onu son anda dayısının yanına kaçırdı. Esav, Hz. Yakub’un ikiz kardeşi idi. Hz. Osman’ı öldürmeye gelenlerin başında Hz. Ebubekir’in oğlu vardı! Bizim tarikattan, bizim vakıftan, şeyhin yakını, bizim ihvan, tamam not edelim de, bir daha bakalım. “Güvenmek güzeldir, kontrol etmek daha da güzeldir.”

Gerçek ortaya çıktığında birçoğumuzun dudağı uçuklayacak. Bu iş Erdoğan, AK Parti, Türkiye ile başlayıp biten bir olay değil. İslam ümmeti ve içinde yaşadığımız coğrafya ile ilgili uluslararası bir komplodan söz ediyoruz.. Paralel devletten değil sadece, sözkonusu olan paralel bir din.. Ve paralelin de paralelleri olduğunu unutmayalım. Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 1025 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar