Merve Kavakçı
Darbelerle Yıkılan Değerler
Bizim nesil 1980 ihtilalinin çocuklarıdır. Darbeye götüren yıllar berraktır çocukluk hafızamda ve hiç şüphesiz darbe günleri ve sonrası. Sağcı-solcu kavgası içinde arada yumruk yiyen “müslüman” kesimin evladıydık bizler. Evet belki sıkça belirtildiği gibi sağcı veya solcu yani ülkücü veya din düşmanlığından tutun da geniş bir spektrumda faşizm savunan “solak” cenahtan hiç birine ait olmamanın getirdiği bir radarın altında kalma vardı ama müslüman olduğun kadar da muhafazakar olduğundan sağ içinde bir yerde konumlandırılarak bir şekilde hedefe konuyordunuz da. İşte böyle bir dönemin çocukları olduk biz seksenlerde. Kenan Evren’in ölümüne kadar pişkin pişkin savunageldiği üzre önce olgunlaşma beklenmiş -darbeci sanki meyve sebzeden bahsediyor, olgunlaşsın ki toplayalım diyecek adeta- bunun için gerekli mekanizmalar devreye sokulmuş, iki tarafı bileyecek, birbirine karşı dolduracak siyasi, kültürel, ekonomik, sosyal malzeme, araç gereç her ne ise tayin edilecek, sıcak çatışma sağlanacak, “olmadı, yetmez” daha da artırılacak yangına körükle gidilecek, sağ gösterip önce sol sonra sağ vurulacak, askerden başka çıkar yol olmadığı halka “öğretilecek” adeta, halk talebi üzerine asker “mecburen” harekete geçecek. Yani lütfedecek. Birileri bıyık altından sinsice gülerken el ovuşturup, “bir sağdan bir soldan” ipe götürecek.
Kimin “güç” kimin “iktidar” olduğu bir dahi hatırlatılmış olacak. Tıpkı 28 Şubat, öncesinde ve sonrasında olduğu gibi, tıpkı altmışlarda olduğu gibi, tıpkı elektronik darbede olduğu gibi, tıpkı bir apoletlinin iki binli yılların başında “arada patlatırsın birkaç bomba, anlarlar kim güçlü kim değil” minvalindeki sözlerinde örnekleştiği gibi. Tıpkı tek partili dönemden çok partili döneme geçilen ilk seçimin akabinde iktidara gelen bir Menderes’i hiçbir hukuk sisteminin kabul edemeyeceği bir “tarzanlıkla” sallandırabilen zihinde olduğu gibi.
Şimdi bunların üzerinden çok uzun yıllar geçtikten sonra, ancak darbeler insanların hayatında hâlâ varlığını sürdürebiliyorken ve hatta, darbelerle cezaevine girmiş hayatlar için hâlâ devam ediyor iken darbeleri masaya yatıracağız. Bugün, postkolonyal çalışmalar araştırma ve uygulama merkezimizi kurduğumuz, öğretim üyeliği yaptığım Üsküdar Üniversitesi’nde gençlerimize bilmedikleri “darbeler” günlüğünü açacağız. Öğrenci Konseyimizin gayretleri sonucunda, bugünlere nerelerden gelindiğini flash-back filmi misali zaman tünelinde ışınlanarak anlatacağız. Bugün tepe tepe kullandıkları, bol bol tüketebildikleri hürriyetleri nerede ve ne zaman kimler, hangi bedeller karşılığında kazanmaya vesile olmuşlar gençlerle onları tanıyacağız. Kısacası tarihe birkaç pencere açacağız. Sayın Mehmet Barlas, Sayın Avni Özgürel, Sayın Nevzat Tarhan ile beraber. Bekleriz (Darbelerle Yıkılan Değerler -Üsküdar Üniversitesi Merkez Kampüsü, 3 Mayıs, 2016, saat 14:30)
yeniakit