Demet Tezcan İle İHH Üzerine
İHH Gönüllüleri Sorumlusu ve araştırmacı yazar Demet TEZCAN'ın İslam Medya Gazetesi ile röportajı...
İslam Medya Gazetesi ve İslammedya.com sitesi olarak şehrimize hoş geldiniz diyerek başlamak istiyoruz. Öncelikle Adana'ya geliş nedeniniz ile başlayalım isterseniz.
Hoş bulduk, hoşnutluk bulduk diyerek başlayalım bizde.
Çeşitli vesilelerle gönüllülerimizle bir araya geldiğimiz programlardan biri olan bu programda İHH Adana gönüllülerimizin "Dayanışma günleri" etkinliklerinin dördüncüsüydü. Etkinlik çerçevesinde kermes açılışı ve söyleşi, ayrıca radyo programlarımız oldu.
İHH kendini nasıl tanımlıyor?
Yeryüzünde adaletin hakim olması, iyiliğin her yere yayılması ve kötülüğün önlenmesi için kardeşlik bilinciyle, nerede olursa olsun, muhtaç ve mazlum tüm insanlara ihtiyaç duydukları insani yardımı ulaştırarak onurlu bir yaşam sunmak,
İnsanı yardıma muhtaç hale getiren ve mazlum eden her türlü politika ve faaliyetleri önlemek üzere tüm insanların temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmemesi için gerekli çalışmaları yapmak, Değişen dünyada değişmeyen değerlerin yaşatılmasını sağlamak ve iyiliği her zaman her yerde yaşatmak amacıyla durmaksızın faaliyetlerini sürdüren bir vakıf olarak tanımlayabiliriz İHH'yı.
İHH Türkiye'de ve dünyada mağdur ve ihtiyaç sahibi kimselere yönelik büyük ve kapsamlı yardım faaliyetlerinde bulunuyor. Bu başarının temel nedeni nedir sizce? Bu noktaya nasıl gelindi?
İHH her şeyden önce dünyada yaşanmakta olan adaletsiz yapının, güçlünün zayıf olanı çekinmeden ezdiği çarpık düzenin farkındadır. Olaylara uzaktan bakan ve yorum yapmakla yetinen bir kurum asla değildir ve hiç böyle olmamıştır. Çözümde yer alan, olaylara yakından ve geniş çerçeveli olarak bakabilme yetisine sahip ve kesinlikle çözümün bir parçası olma yolunda kararlı bir tutum sahibidir. Peşin hükümlü değildir ve istişareye önem veren geniş bir yapısı bulunmaktadır. Bu bakış açısının teşhis ve tedavi yöntemlerinin kararının verilmesinde önemli bir haslet olduğunu düşünüyorum.
İHH bölgelerde bizzat bulunuyor ve bölgenin geniş çaplı bir fotoğrafını çekiyor, bölgedeki en yetkili ve coğrafyasını iyi tanıyan ekiplerle işbirliği yapıyor ve netice itibariyle de israf edilmeksizin, enerjimizi de en ekonomik bir biçimde kullanarak bölgelere ulaşabiliyoruz. Sonuç itibariyle temiz ve samimi niyetlerle yola çıkıldığında da mazlumların dualarıyla birlikte Allah (cc)'ın yardımını görüyoruz. İnşallah bu hayırlı ve güzel hizmetler, faaliyetler devam edecek.
İHH ile gönüllü teşekküllerin ilişkileri ne düzeyde? Türkiye'deki gönüllü teşekküllerin İHH'nın çalışmalarına yeterince destek verdiğini düşünüyor musunuz?
İHH İnsani Yardım Vakfı çok şükür ki ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşlar ve gönüllü teşekküllerle çok önemli ve değerli irtibatlar içerisinde. Dünyanın birçok noktasındaki çalışmalarımız kapsamında bu kurum ve kuruluşlarımızla gerektiğinde irtibat içerisine giriyor ve bu kurumlarımızın da değerli desteklerini alıyoruz.
Sizce Türkiye'deki duyarlı sivil toplum kuruluşları güçlerinin farkındalar mı ve bunu etkin bir şekilde kullanabiliyorlar mı?
Ülkemizde sivil toplum kuruluşları dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde daha istenen bilgi, bilinç ve eylemsellikte değiller. Aslında hala birçok alanda ciddi bir sivil toplum eksikliği de görülmekte. Özellikle sokak çocukları, yetim çocuklar ve zararlı alışkanlıklara müptela olan gençlerle ilgili ciddi bir açık bulunuyor. Bu alanlarda da etkili ve düzenli çalışmaların yapılması gerekmekte. Bir grup sivil toplum kuruluşları da var ki bunlar gerçekten üzerlerine almış oldukları misyonun farkındalar ve önemli faaliyetlerini sınır tanımaksızın devam ettiriyorlar. Bu kurum ve kuruluşlarımızın sayılarının artmasını diliyoruz.
İHH Filistin özelinde Ortadoğu'da, Çeçenistan özelinde Kafkaslar'da yoğun bir şekilde ve özellikle savaş mağdurlarına yönelik takdir edilen çalışmalar yürütüyor. Bunlar yapılırken ne tür zorluklarla karşılaşılıyor?
İHH, en zor zamanda yola çıkan ve bu yolculuğunda karşısına çıkabilecek her türlü sıkıntıyı da peşinen kabullenmiş bir kurumdur. İHH savaş ve kriz ortamlarındaki cansiperane çalışmalarıyla, olayların tam merkezinde yer almasıyla bu coğrafyalara zulüm saçanların elbette hoşuna gitmeyecek işler yapıyor. Ambargo altındaki halklara soluk alabilmeleri için sosyal yardım çalışmalarıyla destek veriyor. Adı sanı duyulmamış ülke ve bölgeleri dünya gündemine taşıyarak buralarda olup bitenlerin duyurulması noktasında önemli bir vazifeyi ifa ediyor. Evet başlangıçta her şey daha zordu ve tüm bu zorlukları bizzat tecrübe ederek ve Allah'ın yardım ve inayetiyle teker teker aşıyoruz. Bazen mayınlı bölgelerden geçersiniz, bazen o hükümetçe yasak olan ama sizce gidilmesi gereken mağduriyeti olan coğrafyalara"
Zorlukları baştan kabullenmiş bir şekilde gidersiniz. Bazen de savaş bölgesinde sürekli başınızdan aşağı bombalar yağar ki bu savaş bölgesinde çalışan bir kurum için doğal bir şeydir. Özellikle Çeçenistan'da, Lübnan'da, Filistin'de çalışıyorsanız peşinen ölümü de bu noktada kabullenmeniz gerekir.
Nitekim bizim dünyanın pek çok noktasında yardım çalışmaları sırasında hayatını kaybetmiştir arkadaşlarımız var. Onlar bizim kazanımlarımız, şehitlerimiz. Çalıştığınız alanın doğasında böyle bir şey var ve çalıştığımız coğrafyalar bir yerlerin ya da bazı devletlerin gizli saklı alanları. Mesela Çin, Doğu Türkistan'la çalışmanızı veya onu gündeme getirmenizi istemez çünkü Çin, Doğu Türkistan'da çok uzun yıllardır zulümlerine devam eder. Rusya, Çeçenistan'la ilgili bir iş yapmanızı kabullenmez çünkü Çeçenistan kendi saklısıdır, onu vermek istemez. Kosova'yla, Bosna'yla çalışmanızı Sırbistan ya da Rusya istemez. Afganistan'da, Irak'ta çalışmanız Amerika'nın işine gelmez. Filistin'de çalışmak ise İsrail'in"
Bu noktada her an tehlikeyle yüz yüzesinizdir ama bir şekilde de o yardımı ulaştırmanız gerekir biz de o yardımı yapmaya çalışıyoruz. Bugün 16 yaşında ve gençliğinin henüz baharında bir İHH var.
Ama daha ulaşacağımız birçok yeni coğrafya ve öğreneceğimiz çok şey
olduğunu kabul ediyoruz. Fakat hayır dileyen ve hayır için harekete geçen
kim olursa hangi kurum olursa olsun Rabbim o kişi ya da kurumu yarı yolda bırakmıyor ve ummadığınız yerlerden size yeni kapılar açıyor ve bu hayrın daha da yaygınlaşması için vesileler çıkartıyor.
İHH'nın hizmetlerine destek olmak için görüşmeler yapan bazı kardeşlerin , "ülkemizdeki fakirler bitti mi ki ta dünyanın öteki ucuna yardım edelim" şeklindeki söylemlerle karşılaştıklarını duyuyoruz. İHH Türkiye'deki ihtiyaç sahipleri için neler yapıyor?
İHH İnsani Yardım Vakfı yurt dışındaki ve özellikle kriz bölgelerindeki çalışmalarıyla biliniyor. Fakat ifade etmeliyim ki İHH'mız yurt içinde de çok önemli hizmetler görmekte. Ülkemizin fakir ve yoksulları, yetimleri için yapılan çalışmalar kurumumuzun ilk açıldığı günden beri devam ediyor. Doğuda merkez depomuzdan bölge için yılın 365 günü dağıtımlarımız sürerken, aynı zamanda ülkemizin farklı coğrafyalarından gelen eğitim, sağlık, sosyal yapıların iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalarımız da devam etmekte. Sadece sağlık alanında yurt içerisinde milyonlarca YTL'lik yardım ve destek çalışmamız bulunuyor.
Ülkemizde bir afet olduğunda gezici aşevimiz hemen bölgeye hareket ederek 3000 insana aynı anda sıcak yemek dağıtabiliyor. Aynı zamanda 71 ildeki teşkilatlanma çalışmalarımızda o illerimizdeki acil durumlara anında müdahalede bulunabiliyoruz. Özellikle yetim çocuklarımızla ilgili hassas çalışmalarda bulunuyoruz. Çünkü istismara en açık olan kesimimiz böylesi yavrularımız. Organ ve fuhuş mafyalarının, dilenci şebekelerinin ve misyoner çalışmaların hedefinde ilk önce hep bu çocuklarımız bulunuyor.
Eğitim dönemlerinde onbinlerce yavrumuza kırtasiye ve çanta yardımlarımız devam ederken aynı zamanda tadilat ve tefrişat gereken ana okulları ve okullara da bu desteği veriyoruz.
Ramazan ayında ve kurban dönemlerinde ise tam bir seferberlik oluyor. Bu sene tam 57 şehrimizde 4000'in üzerinde kurban kesim ve dağıtımı gerçekleşti ve bu faaliyetimizden onbinlerce insan faydalandı. Ramazan ayında da benzer bir hareketlilikle 30 Ramazan her gün bir ilimizde zengin ile fakiri iftar sofralarımızda birleştiriyor ve kardeşlik ve dayanışma ruhumuzu tazeliyoruz. Dağıtılan kumanya paketlerinden yine onbinler faydalanıyor.
Son olarak ülkemizdeki muhacirlerden bahsetmek gerekiyor ki İHH'mız bu mahrumiyet içerisindeki kardeşlerimizin de kurulduğu günden beri yanında olmuştur. Şu anda Çeçen, Somalili, Iraklı ve daha birçok milletten kardeşimizin gıda, sağlık ve sosyal anlamdaki tüm ihtiyaçları İHH tarafından görülmektedir.
Son yıllarda uluslar arası yardım kuruluşlarımızda gözle görülür bir artış oldu. Mesela Yardımeli Derneği, Veren El Derneği vs. Sizce Türkiye'de neden kurumsal bir yardımlaşma sistemine yönelik girişim yapılmıyor.
Bizler bu tip kurumlarımızın artmasından mutluluk duymaktayız. Zira gerçekten dünyanın birçok noktasında hala kendilerine ulaşılmasını bekleyen milyonlarca acılı insan bulunmakta. Fakat bu çalışmaların daha sistemli ve tertip ve düzen içerisinde icra edilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde ihtiyaçlar görülebilir ve bizler de gerçekten istifade etmiş olabiliriz. Bunun için profesyonel desteklerin alınması, bu işlerin daha iyi ve tertipli bir biçimde nasıl yapılacağının öğrenilmesi gerekiyor.
Türkiye'deki ve dünyadaki diğer yardım kuruluşları ile İHH'nın diyalogları ne düzeyde?
İHH İnsani Yardım Vakfımız dünyanın 120 kadar ülkesinde 300'e yakın kardeş kuruluşla çalışmalarını idame ettirmekte. Bu gerçekten önemli bir güç. Kimse şunu beklememeli, sizler her yerin yerlisi olamazsınız. Muhakkak o bölgelerde bölgeyi, ihtiyaçları ve çalışma yöntemlerini sizden daha iyi bilen tanıyan birileri vardır. Biz de bölgelerin yerel güçleriyle bu anlamda irtibat halindeyiz. Tabii ki ortak çalışma ve hedef birliği şartıyla. Bunun dışında dünyanın en önemli sivil toplum kuruşlarının üye olduğu yapıların da üyesi ve icracısıyız. Bunlar arasında İnsani Forum, İKÖ İnsani Yardım Kuruluşları Birliği İslam Dünyası STK'lar Birliği gibi yapılar bulunmakta. Ayrıca İHH, BM Ekonomik Sosyal Konseyi Danışman Statüsünde üyeliğe de sahiptir.
Küresel emperyalizm değişik vecheleri ile Müslüman coğrafyalar başta olmak üzere bütün dünyayı yakıp yıkıyor. Mülümanlara ise doyurmak ve onarmak kalıyor. Sizce bu bilinçli bir uygulama mı? Mesela İHH'nın yardım faaliyetleri dışında toplumsal dönüşüm projeleri var mı?
Kesinlikle önemli bir nokta burası. Zira dünyanın hemen her yerinde bir baskı, sindirme ve yok etme politikaları devam ediyor. Birileri gelip yakıp yıkıyor ve ardından siz oralardan geçerek insanların kaybettiklerini geri vermeye çalışarak ya da yaralarını sararak bu tahribatları minumum düzeye indirmeye çalışıyorsunuz. Fakat bu noktada yanılgıya da düşmemek gerekiyor. Netice itibariyle kardeşlerimizin sıkıntılarını gidermek, acılarını paylaşmak bizim dini ve insani bir görevimiz. Emperyalizm aç bıraktı diye kardeşlerimizi açlıktan ölüme terk edemeyiz. Fakat onlara kendilerine yetebilmeyi, haklarını arayabilmeyi ve kazanabilecek altyapılarını kurabilmede gereken desteği sağlayabiliriz. Bizler İHH olarak bunu temin etmeye gayret gösteriyoruz. Her zaman için duyarlı, eğitimli ve çevresinde ne olup bittiğinin farkında olan bir toplum oluşturmak temel gayelerimizden ve şunu söyleyebilirim ki bugün dünya üzerinde onlarca ülkede İHH'nın katkılarıyla dünyaya artık bambaşka bakan milyonlar yaşıyor.
Çalışmalarınızda bildiğimiz kadarıyla gönüllülerinizin büyük katkıları var. Kimdir İHH gönüllüsü? Bunun için ne gibi özelliklere sahip olması gerekir?
Evet gönüllülerimizin ortaya koymuş olduğu çaba çok önemli. İHH'nın gönüllüsünden beklentisi ve ona yüklediği misyona gelince İHH'nın amacını anlaması ve toplumun her yerine ve hatta dünyaya yaymasıdır. Bunu yaparken de dünyanın neresinde olursa olsun mazlum, mağdur kardeşleri için yardımlaşma ve dayanışma içine girmesi; yardımlaşmayı ve haksızlığın karşısında durma anlayışını yaymasıdır. Zulme uğramış, mahrumiyete, mağduriyete düşmüş, yolda kalmış, yoksul bırakılmış, yetimin yetim annelerinin yardımına koşmak için emeğini, her şeyden önce de yüreğini ortaya koymaya hazır herkesi potansiyel bir İHH gönüllüsü kabul ediyoruz.
İHH'nın çalışma alanında önceliği yurt dışına ayırmasının nedeni her halde en çok sorulan sorulardan biri olsa gerek?
Öncelikle yurt içinde eğitim, gıda, sağlık, yetim destek çalışmaları başta olmak üzere pek çok yardım çalışması yaptığımızı belirtmek isterim. Yardım çalışmalarımız neden kıtalar ötesine kadar taşıdığımıza gelince biz kardeşlik bilinciyle hareket ediyoruz. Bizi oralara kadar götüren tek yol müminler ancak kardeştir ilahi buyruğunun bize yüklediği sorumluluk. Yurt dışı çalışmalarını kardeşlik bilinci esası üzerine yaparken bu çalışmaların Allah'ın bir rahmeti olarak burada da kardeş kenetlenmesini oluşturduğu belki başka zaman hiçbir şekilde bir araya gelemeyecek kişi ve grupların aynı amaç doğrultusunda dayanışma içinde adeta kenetlenerek çalıştıklarını görmek tüm dünya mazlumları adına ve İslam aleminin akıbeti adına umut veriyor.
Bazen öyle güzel grup çalışmaları yapılıyor ki gidecek olan yardımın değeri ne olursa olsun ortaya konan birlik beraberlik, dayanışma tablosunun değerine paha biçilemiyor. Allah'ın rahmet nazarını üzerine çeken çalışmalara vesile oluyor bu yardım faaliyetleri. Tıpkı Adana'da Adanalı gönüllülerimizin yaptığı gibi.
Yetimlere yönelik çalışmaları öncelikli faaliyetleriniz arasında görüyoruz.
Evet. Bu gün Irak'da ki beş yıllık kanlı işgal süreci geride 5 milyon yetim bıraktı. Ki bu sadece istatistiği çıkarılabilen yetim sayısı. Norveç'in nüfusu 4,5 milyon. Yalnızca Iraktaki yetimler bir ülke nüfusundan daha fazla.
Siz buna sayılamayan, ulaşılamayan yetimleri ekleyin, siz buna her gün katliamların yaşandığı Filistin'i ekleyin, Bu gün gözlerden ırak olsa da şiddetin, ölümün durmadığı Çeçenistan'ı, Afganistan'ı, hiç gündeme girmeyen doğu Türkistanı ekleyin.
Doğal afet bölgelerini ve koca bir Afrika kıtasını"
Savaşlar, işgaller, doğal afetler geride yüz binlerce, milyonlarca yetim
bırakıyor ve istismara en açık alanlardan birisi.
Biz sahip çıkmaz, biz ulaşmazsak her türlü kötü niyetli çalışmaların onlara ulaşması kaçınılmaz bir akıbet.
İHH Adana gönüllülerinin bir yıl içerisinde yaklaşık yüz milyar civarında bir yardıma vesile olduklarını öğrendik.
Adana gönüllülerinin performansını nasıl buluyorsunuz?
Bu gün Afrika'da Adanalı Nisalar adını taşıyan su kuyusu var. Bu ve benzeri çalışmalar kermesler, fotoğraf sergileri, salon programlarıyla örnek birer çalışma. Buradan Adana gönüllüleri şahsında tüm İHH gönüllülerine yetimeler,mazlum ve mağdurlar adına teşekkürü bir borç biliyoruz.
Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Biz çok teşekkür ederiz. Çalışmalarınızda başarılar dileriz.