Merve Kavakçı
Demokrasi Şöleni!
Bugün içimizdeki İngilizleri yazacaktım malum, ama inşallah diye eklemiştim. Eğer Allah dilerse... Rabbim başka bir şey diledi ve oldu. Önce Hak! Önce tek gerçek! Ve mekeru ve mekerallah vallahü hayrül makiriiiin!
Bir grup eşkıyanın, teröristin hayatımıza yapmaya kalkıştığı müdahale çabasıyla girdik hafta sonuna. Rabbim zamanı nasıl da yaratmış biz kulları için. Uzun ve kısa. Saatler çok uzun ve çok kısa. Dakikalar, saniyeler bir grup eşkıya, bir grup terörist, bir grup gözü dönmüş, bir grup katil, bir grup cani, bir grup cinnetli, bir grup kibirli milyonlarca insanın hayatını karartacak adımları atmaya “yeltenirken” hem çok uzun hem çok kısa zaman. Ben buna darbe marbe demiyorum. Bu bir katliam kalkışması. Kalkışma güzel bir kelime seçimi olmuş. Allah razı olsun sayın Başbakanımızdan, o her zamanki sakin tonunda, ilk kullandığında halk olarak bizlerde karşılık bulan bir mefhum ve bir akşam vaktinde, bir yatsı vaktinde başlayarak “ne oluyor bize?” sorusunu zihninden geçiren milyonlara en güzel şekilde bir bilgilendirme içeriyor “kalkışma” seçimi. Zira çerçeveyi doğru çiziyor, evet bir şey oldu, oluyor, kötü bir şeyler oldu, oluyor, milletimizi, vatanımızı parçalamak isteyenler oldu, oluyor bilgisini veriyor bize ama bence daha da önemlisi geleceğe dair söylediği şey “kalkışma”nın bize, aşıladığı umut, yaptığı geleceğe ait önokuma. Kısacası “Kalkıştılar ama başaramadılar” mesajı. Bizim tam da cuma akşamında duymak istediğimiz şey, birkaç saat sonra halk olarak bizlerin yapabileceklerinin listesini zihinlerimizde hazırlayan bir ifade. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız Başkomutanımız “meydanlar”a işaret ettiğinde fevc fevc insanlarımızın bir “anda” evet an itibariyle adeta ışınlandığını gördük. Sağcısı, solcusu, kadını erkeği, çocuğu, müslümanı, hıristiyanı, dindarı, laiki hepsi canilere “dur” demeye sokaklara koştu. Bir an’da.
Bir an’da Cumhurbaşkanımız ve ailesi Marmaris’teki otel odasını terk etti, babalıktan, dedelikten, eşlikten bir an’da Başkomutanlığa büründü. Ve bir an’da oteli makineli tüfeklerle tarandı, bir an’da iki yakın koruması Cumhurbaşkanlığı personeli şehid edildi! Bir an’lar dizisiydi katillerin kalkışmasını sabah 6’dan öne çeken. Bir an’da Rabbimin yardımı yetişmişti. O, “kun” demiş ve “fe-yekün” (olmuş) du. Bir an’da ölmek var dönmek yok demişti Profesör İlhan Varank, Erol Olcak, oğlu ve onlar gibi 208 kişi. Öldüler. Dönmediler. Vatanları için, milletleri için, gelecek nesiller için, Suriye için, Afganistan için, Irak için, Filistin için, Sudan için, Somali için, ümmet için, mazlumlar için, doğu için batı için, verdikleri söz için, Allah için. Şehadeti seçtiler.
Ondandır ki dünya ayakta! Türkiye ile yekvücut ayakta! Mazlumlar kıyamda, ümmet duada! Beytullah Türkiye’deki kardeşlerine dua eden Mü’minle ayakta!
Ne dedi Başkomutanımız, Cumhurbaşkanımız, Seçilmiş Başkanımız! el Hayru fi ma vak’ağ! Olanda hayır vardır. Olanda hayır vardır. Olanda hayır vardır.
Gündüz iş, akşam meydanlara, Haydi Türkiye!
yeniakit