Ekonomik Krizin Şifresi Karamehmet'te
Çukurova'nın patronu Karamehmet ile dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı Levent Ersöz'ün gerçekleştirdiği ibretlik görüşmenin ekonomik şifreleri...
Çukurova Grubu'nun patronu Mehmet Emin Karamehmet'in ile dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı Levent Ersöz'ün 17 Aralık 2003'te Ordu Karargahı'nda gerçekleştirdiği ibretlik görüşmenin ekonomik şifrelerini açıklıyoruz
Çukurova Grubu'nun patronu Mehmet Emin Karamehmet ile dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı Levent Ersöz'ün 17 Aralık 2003'te Ordu Karargahı'nda gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin Jandarma İstihbarat Raporu bütün Türkiye ekonomisi sarsan üç yılın çok kritik dönüm noktalarını aydınlattı. 20 Haziran 2002'de Pamukbank'a el konulması süreci...
Kriz dönemi ve Pamukbank'a el koyma sürecinde Türk bürokratlar ve IMF ile ilişkileri sayesinde Citibank'ın Türkiye'de kazandıkları ve 2001 Şubat krizinde dalgalı kura geçildiği gece Citibank'ın yaptığı 540 milyon dolarlık devalüasyon vurgunu...
Ergenekon Davası Dosyası'nın 265'nci klasörüne delil olarak giren Ali Vural, Veli Dural ve Mr Anderson'ın Pamukbank'a el koyma diyalogları ile Karamehmet'in Levent Ersöz'le konuşmalarının düğümü çözen benzerliği...
Stanley Fischer'ın IMF Birinci Başkan Yardımcılığı'ndan Citibank'ın tepesine gelinceye kadar 2001 Şubat krizinde ve Pamukbank'a el konulması sürecinde oynadığı rol...
IMF'nin Pamukbank'a el koyma operasyonuna verdiği tam destek ile desteğin öncesi ve sonrasına ilişkin iki ayrı istihbarat raporunda birbirini doğrulayan tüyler ürpertici komplo görüntüsü...
Ordu'nun 2003 yılının son çeyreğinde Çukurova ve Doğan Grubu arasındaki "Hortumcu" kavgasında milli duruş sergileyen Karamehmet'in yanında tavır alması...
Karamahmet'in Pamukbank krizinden çıkmak için sarıldığı esrarengiz kreditör NPS'nin AKP'li bir bakan tarafından potaya sokulması ve dönemin Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, BDDK ve TMSF Başkanları'na yöneltilen soru öngergesinin bulamadığı yanıtlar...
Jandarma İstihbarat Notları Türkiye'nin çok kritik üç yılına ilişkin tamamlanamamış bu pazılın bugüne kadar açıklanmamış veya kulislerde kalmış eksik parçalarını ortaya koydu...
Yazı dizisinin ilk bölümünde Ergenekon Dosyası'na giren Doğan Grubu, BDDK, Citibank, Başbakanlık arasında Pamukbank'a el koyma merkezli telefon görüşmeleri ve Karamehmet'in Ersöz'e anlattığı ayrıntıların benzerlikleri, Citibank'ın karlı Türkiye operasyonu, IMF ve Citibank'ın tepesinde görev yapan Fischer'in el koymadaki rolü ve Ordu'nun Pamukbank'a el konma sürecinde Karamehmet'in bahsettiği yardıma ilişkin süreci okuyacaksınız.
Türkiye'de Ordu'nun yerli sermaye ve iş dünyasının güçlü isimleriyle ilişkileri, Taraf gazetesinde önceki gün yayımlanan Çukurova Grubu patronu Mehmet Emin Karamehmet ile dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz arasındaki diyaloglarla önemli ölçüde su yüzüne çıktı. Diğer bir ifadeyle, Taraf'ta yayımlanan 'tutanaklar' aslında görevi ülke sınırlarını korumakla sınırlı olan Ordudaki üst rütbeli generallerin siyasal ve ekonomik hayata müdahelesini de gözler önüne seriyordu. Ancak, bu diyaloglardaki ayrıntılar ülke tarihine 2001'de dev bankacılık kriziyle damga vuran ve bugüne kadar 'kulislerde kalan' dönemin ipuçlarını da birleştirdi. Diyaloglarda en çok dikkat çeken nokta Karamehmet'in bankacılık işlerinden çıkmış veya çıkarılmış olmasına ilişkin olanlar. Aslında diyaloglar dönüp dolaşıp 20 Haziran 2002'de Pamukbank'a el konulmasına dayanıyor. Sıradan vatandaş için sürpriz olan el koyma kararının öyküsünü Ergenekon delilleriyle Karamehmet ve üst düzey Ordu İstihbarat yetkililerinin görüşme tutanakları netleştiriyor.
Ali-Veli diyalogları
Pamukbank'a el konmasına ilişkin, Ergenekon Dosyası'nda telefon trafiği gündeme gelmiş ve 'Ali Vural', 'Veli Dural', Mr Anderson kod adlarıyla Mesut Yılmaz, BDDK Başkanı ve yardımcısı, Mr Anderson kod adlı üst düzey Citibank yöneticisinin yaptığı iddia edilen telefon konuşmaları basına yansımıştı. Pamukbank'a el konmasından önceki üç güne ilişkin telefon kayıtlarında Ali Vural kod adlı BDDK Başkan Yardımcısı'nın, gerçekleştirdiği telefon trafiğiyle bankaya el konması öncesi ve sonrasına ilişkin bağlantıyı yürüttüğü ortaya çıkmıştı. Buna göre, önce Veli Dural kod adlı Doğan Grubu yöneticisinin Pamukbank'la ilgili son gelişmeleri aldığı ve "Aydın Bey"in operasyonla ilgili kaygılarını dönemin Başbakan Yardımcısı ve ANAP lideri Mesut Yılmaz'a da telefonla ilettiği dikkat çekmiş, Yılmaz'ın el konma sürecini kastettiği iddia edilen "Gelişmeler nasıl" sorusuna, "Sessiz ve derinden" yanıtını verdiği, ardından Londra'daki numarayı arayan Vural'ın Mr. Anderson kod adlı Citibank Başdanışman Yardımcısı ile görüştüğü kayıtlarda yer almıştı. Anderson'la görüşme kayıtların Ergenekon dosyasına delil olarak girmesini sağlayacak kilit görüşme olmuştu. Kayıtlara göre Citibank yöneticisi "Pamukbank konusunda her şey yolunda öyle değil mi. Biliyorsunuz temsil ettiğim insanlar var, onların beklentilerini boşa çıkaramam" diye sorduğu Ali Vural'dan "Merak etmeyin" yanıtını aldıktan sonra Çukurova Holding'in Citibank'ın başına ileride bela olacak kadar büyüdüğü ve iştah kabartır hale geldiği, temsil ettiği kişilerin bu durumdan rahatsız olduğu, 'muhtemel ve beklenen ölüm'den sonra şirketin planlandığı gibi dağıtılacağını söylemesi dinleme kayıtlarının çarpıcı noktası olarak öne çıkmıştı. Anderson bu noktada Çukurova'nın Yapı Kredi ve Pamukbank'ı birleştirmek için gönderdiği talep yazısını hatırlatıp, birleşme talebini sürüncemede bırakacaklarından haberi olduğu söylüyor fakat Karamehmet'in Türkiye'deki gücünden çekindiğini de dile getiriyordu. Fakat Ali Vural, tüm işlerin bizzat Aydın Bey ve Mesut Bey tarafından ayarlandığı teminatını veriyordu ve Vural planı açıklıyordu: "Merak etmeyin beyefendi. Adli tatil derken zaman geçecek ve o iş bittikten sonra anlaşılana kadar biz bankayı satacak pozisyona getiririz. Ve olay bitecek." Anderson da bankanın hızla satılması gerektiğini hatırlatıyordu. Konuşma bitmeden önce yaşanan son bir diyalog ise oluşacak tepkileri önleme stratejisine yönelikti. Vural, "Kamuoyunu yanımıza almak için desteğinize ihtiyacımız var. Aydın Bey buradan bastıracaktır, sizin de ufak yardımınız gerekli" diyerek Pamukbank'a el konmasının ardından üst düzey uluslararası açıklama istiyordu.
Anderson "Destek verilecek. İlk ağızdan olmaz da hallederiz" diyerek kamuoyu oluşturma yükümlüğünü yerine getireceklerini söylüyordu. Bu destek meselesi Vural'ın Anderson'ın arkasından konuştuğu Yılmaz'ın da merakına konu oluyor ve Vural, "yok efendim hemen verecekler desteği" diyerek Anderson'ın rolünü Yılmaz'a karşı üstleniyordu. İkili arasında geçen konuşmada Yılmaz Derviş'in el koymanın gerekliliği konusunda koalisyon ortakları Devlet Bahçeli ve Bülent Ecevit'e brifing vereceğini söylüyor, bunun önemi daha sonra anlaşılıyordu.
Operasyon tamam
18 haziranda yapılan son görüşme ise yine Ali Vural ve Veli Dural arasındaydı. Neşeli geçen konuşmalar operasyonun tamamlandığını gösteriyordu. El koymanın gerçekleştiğini geriye sadece açıklanmasının kaldığını söyleyen Ali Vural "Hemen Aydın Bey'i arayıp haber vereyim. Sevinsin garip" diyor Veli Dural'ın "14-4'le 3'e mi soktunuz" sorusuna ise "Evet, evet hortumcuya soktuk. Kilitlemek lazım yoksa başımıza bela olur onlar" yanıtını vererek, Pamukbank'a hortumlanan bankalar statüsünde el koyulduğunu açıklıyordu. Bankaya el konduğu açıklaması 20 Haziran 2002 tarihinde yapıldı. Oybirliğinin sağlanamadığı el koyma kararının ardından aynen Mesut Yılmaz'la Ali Dural arasındaki telefon kayıtlarında geçtiği gibi Kemal Derviş, koalisyonun diğer ortaklarını ikna etme görevini yerine getirdi. Bahçeli'yle yaptığı görüşmeden sonra Derviş, "O iş"in bittiğini açıklıyor ve IMF ile mutabakat metninde çok önemli bir dönemecin aşıldığını söylüyordu.
Gerçek Anderson Fischer
Taraf'ta yayımlanan Karamehmet'in Tuğgeneral Ersöz ile gerçekleştirdiği görüşme tutanaklarına göre Karamehmet Ersöz'e, Citibank'ın Yapı Kredi'yi istediğini söylerken, IMF'nin ikinci başkanı tarafından yapılan açıklamaları hatırlatıyor. Daha sonra Citibank'a geçtiğini söylediği bu kişi Pamukbank'a el konulmasından dört ay öncesine kadar IMF Birinci Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Stanley Fischer. Levent Ersöz'ün konuşmanın bir yerinde Karamehmet'e "Citibank'a söz vermişler dediniz" sözlerini hatırlatması üzerine Karamehmet, Stanley Fischer'i işaret ediyor. "Adam burada konuşma yaptı, gazetelerde de çıktı" diyen Karamehmet, Fischer'ın eski IMF üst düzey görevlisi olduğunu ve Citibank'ın eskiden de birçok bankaya talip olduğunu hatırlatıyor.İki ses kaydı birleştirildiğinde IMF ve Citibank'ın Pamukbank'a el konulmasını aynı anda isteyen iki kurum olduğu dikkat çekiyor. Bir diğer ortak nokta ise iki Kurum'da da yöneticilik görevi yapmış Stanley Fischer.
Söz verilen destek IMF'den geldi
Ergenekon tutanaklarında yer alan telefon kayıtlarında Citibanklı Mr. Anderson'ın "birinci ağızdan olmasa da" diyerek verdiği destek taahhüdü ise gerçekten gecikmeden geldi. IMF Dış İlişkiler Direktörü Tom Dawson, bankaya el konduğunun açıklandığı gün IMF'nin, BDDK'nın Pamukbank'a müdahale ve Yapı Kredi Bankası'na kontrol kararını memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Washington'da IMF merkezinde basın toplantısı düzenleyen Dawson, "Bu, BDDK'nın bankacılığı düzenlemedeki güçlü kararının ifadesi" dedi. Dawson, hemen ardından IMF'nin Türkiye toplantısını muhtemelen 28 haziranda toplanacağı müjdesi verdi.
Emir altında rasyo hesapladılar
Bu açıklamanın ardından Ergenekon Dosyası'na yansıyan diyaloglarda da dikkat çektiği gibi el konulan Pamukbank'ın hisselerinin satışa çıkarılması için TMSF 27 Haziran'da yani bankaya el konulmasından sadece 9 gün sonra karar aldı. Fakat Danıştay, önce 22 Ağustos 2002'de yürütmenin ve bankanın satışının durdurulması, ardından da 22 Kasım 2002'de Pamukbank'ın TMSF'ye devrine ilişkin kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Bu gelişme Karamehmet ile Ersöz arasındaki diyaloglarda da öne çıktı. Karamehmet'in Ersöz'e Eruygur'un kendisine bankaya el konulmasıyla ilgili konuda 2002'de yardım ettiğini ve kendisinin olayları bildiğini söylediği bölümde Karamehmet'in şu ifadeleri yer alıyor: "Mesela bizim iki tane taraf kuruluş rasyolarımızı çıkarttı. Bir tanesi 22 idi. Bir diğeri 22 küsüratlı idi. Bunlar el koymak için geldiler ve -3.58 çıkarttılar. Doğru olabilir, fakat 10 gün geçtikten sonra aynı -3.58'i 11'e çıkarttılar. Yani o rasyoların nasıl hesap edildiği, emir altında yapıldığı ortada. İkincisi bizim 2003 senesinin altıncı ayına kadar kanunen düzeltme hakkımız vardı ki bunu da yaptırmadılar. Geriye çekerek birleşmek istedik, ona da müsaade etmediler. Birleşince bir sürü imkanlarımız oluyordu. Ondan sonra bankayı iki milyar dolar kendi idarelerinde zarar ettirdiler. Satılmıyor şimdi. Neden? Oraya para koyamadılar, kağıt koydular. Sekiz senelik kağıt. Teklif verenler bunu nakde çevirin ondan sonra biz 100 milyon dolar verelim bankayı alalım dediler. Üç milyar dolar verilirse, biz size 100 milyon dolar verelim demek gibi bir şey bu. Bunu da satamıyorlar."
Bu sözler Ergenekon tutanaklarına geçen Jandarma İstihbarat kayıtlarında Mr. Anderson ile Ali Vural arasındaki görüşmede, Çukurova'nın iki bankasını birleştirme talebinin engellenmesine yönelik diyalogların doğruluğu ihtimalini güçlendiriyor. İkilinin görüşme kayıtlarında Eruygur'un bankaya el konma sürecinde Karamehmet'e ne şekilde yardım ettiğine dair net bir şey yok. Fakat Karamehmet'in o dönemde Pamukbank ile ilgili yaşadığı tek iyi şey Danıştay'ın Pamukbank'ın satışını ve TMSF'ye devrini durduran iki kritik kararıydı. Karamehmet'in TMSF ile borç ödeme protokolüne ilişkin yaptığı görüşmelerde elini en çok güçlendiren de bu kararlardı.
Taraf