Selâhaddin Çakırgil
Emperyalistler de hesaplarını ‘Değer mi?’ diye yapar elbette
USA Başk. Yard. Joe Biden’ın, Bloomberg TV’ye verdiği röportaj, İran’ın stratejik yorumlar kanalı ‘tabnak.ir’de, ‘Biden’dan Suudî ve Türkiye’ye, emsaline az rastlanan eleştiriler..’ başlığı altında 29 Haziran günü özetle yayınlandı.
Biden, Suûdî rejiminin, DAİŞ’le ciddî bir mücadeleye pek istekli olmadığından yakınmış..
‘Bırakınız da, daha açık söyleyeyim, onlar DAİŞ’le mücadeleyi asıl mes’ele olarak görmüyorlar. İkincisi de, bütün dünya bir araya gelmiş, herkes bu problemi bizim halletmemizi istiyor; ister savaşla, ister müzakere yoluyla, ya da bir diğer yolla..’ diyor.
Biden, ‘İranlıların nükleer anlaşmaya göre hareket ettiklerini ve önceden beklenmeyen şeyleri yaptıklarını, Erak Reaktörü üzerine beton bile döktüklerini, bu durumun Suûdîleri hayrete düşürdüğünü’ de söylüyor.
***
‘Suriye’ konusunda da ilginç laflar ediyor Biden..
‘Esed’le karşılaşmak, Rusya ve İran’la karşı karşıya gelmek demek.. Rusya’nın yüksek ateş gücü var.. Radarlarıyla bütün Suriye’yi kontrol ediyor. Yani, gidip onların uçak ve tesislerini mi hedef alalım? Bunu yapabiliriz ve başarılı da oluruz; ama değer mi?
Bizden Esed’e ne yapmamız isteniyor? Kenara mı koyalım? Bunu nasıl yapabiliriz? Füzelerden mi istifade edelim? Yani, savaş mı açalım?
Irak’ı gözönünde bulundurunuz.. Yani, Suriye’ye de 100 binlik bir ordu mu gönderelim? Benden istediğiniz bu mu?’
***
Irak konusunda da şöyle diyor Biden: ‘Ben Irak’ın bölünmesinden değil, federal bir yapıdan söz ediyorum. Bağdat yine başkent olarak kalsın. Ülkenin sınırlarını ve hava sahasını o kontrol etsin.. Ama bunun dışında bir federal yapı, bir Sünnî Bölgesi, bir Şiî Bölgesi, bir de Kürd Bölgesi oluşturulsun.. Bizdeki Kalifornia gibi olabilir. Orada federal polis ve ordu yok.. Eyaleti kendileri idare ediyor. Kürdler de, sunnîler de kendi bölgelerine, şiî güvenlik güçlerini kabullenmiyorlar.
***
Biden’ın Türkiye’yle ilgili sözleri de daha bir ilginç..
Diyor ki: ‘Onlar bana, Suriye üzerinde niçin ‘uçuşa yasak bölge’ oluşturmadığımızı soruyorlar..
Ben de onlara, ‘Siz NATO üyesisiniz.. Ve Suriye sınırının hemen yanıbaşındasınız. Modern savaş uçaklarınız var.. Niye onlardan istifade etmiyorsunuz?’ dediğimde, sukût ediyorlar..
Siz kendiliğinizden devreye girmek istemiyorsunuz.. İstiyorsunuz ki birileri gelsin bu işleri yapsın..’
Anlaşılıyor değil mi, Biden’ın ne demek istediği..
- Siz hele bir girin, ateşin içine.. Sonrasını düşünürüz.
Ama NATO üyesi olan Türkiye’nin, NATO izni olmaksızın, silahlı güçlerini ülke dışında kullanmasının mümkün olmadığını bilmezlikten geliyor.
‘Siz birbirinizle boğuşurken biz yerine göre bir karar veririz’ diyecekler ve ‘Değer mi?’ sorusunu yine soracaklar.
USA Dışbakanı J. Kerry de geçenlerde, Suriye’de kendi destekledikleri grupların daha çok destek istemeleri üzerine, ‘Ne yani, sizin için Rusya’yla mı savaşalım?’ dememiş miydi?
***
Böyle bir zaman diliminde Irak Başbakanı Haydar İbadî’nin, ‘Türkiye’nin Musul’u DAİŞ’in elinden kurtarma operasyonu’na kalkışması halinde, DAİŞ savaşını geride bırakacak bir muazzam savaş çıkacağını’ söyleyerek, bir kabadayılık gösterisiyle gözdağı vermesi ilginç.. Ama Türkiye bu ateşin içine başkaları gibi askerini, ya da onbinlerce milis gücünü bizzat sokmamak için gereken dikkati zâten gösteriyor. İbadî ise tıpkı selefi Mâlikî gibi başkalarının elinde oyuncak olduğunu idrak edemiyor.
Onu ve benzerlerini böylesine oynatan kim dersiniz? Joe Biden’ler mi; yoksa bir diktatörü hayatta tutmak için, Suriye’ye cihad ve bir takım türbeleri korumak adına gönderilen ve orada karşılarına çıkan herkesi ‘tekfirci ve terörist’ ilan ederek mazlum bir halkı öldürmekten çekinmeyenleri, ‘tarihin en ilginç kahramanları’ olarak değerlendirip, onlardan ölenleri de ‘şehid’ ilan edenler mi?
stargazete