İbrahim Karagül
Entelektüel teröristler, uzman müsveddeleri..
Entelektüel teröristler, uzman müsveddeleri..
Tanımlamayı Egemen Bağış yaptı: "Analist örtüsü altında profesyonel militanlar"" Yıllardır bu "militan entelektüeller"in Türkiye'nin iç siyasetini yeniden dizayn etmek için yürüttükleri savaşı izliyoruz.
Bir çeşit "entelektüel terör", psikolojik harp, karanlık ve gayri meşru çevrelerin aklama mekanizmaları içindeki rollerini sorguluyoruz. Bu "profesyonel militanlar" gayri meşru güç merkezlerini aklama operasyonunda önemli roller üstlendiler. Dünyanın güçlü kurumlarında konuşuyorlar, güçlü yayın organlarında yazıyorlar, derin güçlerle oturup kalkıyorlar, güvenlik/finans çevrelerinin senaryoları için acımasız bir savaş yürütüyorlar. Akılalmaz tezlerle zihinleri bulandırıyorlar, kirli kampanyalar yürütüyorlar, çirkin tetikçilik örnekleri sergiliyorlar.
Ne gariptir ki, bu isimler Türkiye'de fazla ciddiye alınıyor, el üstünde tutuluyor, ülkenin sırları onlarla paylaşılıyor, ülke bütünlüğü ve vatanseverlik uğruna yollara düşenler onları en güvenilir ortaklar olarak görüyor. Devletin en mahrem kapıları onlara açılıyor. Türkiye kamuoyunun büyük çoğunluğunu ülkenin geleceği için tehdit görenler, onları fişleyenler, izleyenler, kontrol altında tutmak için olağandışı yöntemlere tevessül edenler, ellerine kan bulaşmış, yanı başımızda yüz binlerce insanı katletmiş, insanlık suçlarına bulaşmış, Türkiye'nin geleceğini bile karartacak senaryoları üretenlerin piyasa silahı olan bu isimlerle ittifaklar kuruyorlar.
Kendi ülkesine, insanlarına güvenmeyenler, dünyanın en karanlık odaklarının 'sözcü'lerine güveniyorlar, onlarla aynı Türkiye özlemi içinde yanıp tutuşuyorlar? Onlarla birlikte içeride cepheler kuruyorlar, çatışma ortamı oluşturuyorlar. Ondan sonra da bu ülkenin sahipleri, koruyucuları, vatanseverleri oluyorlar. Onlar varken bana bu ülkeyi sevme hakkı bile tanımıyorlar.
Egemen Bağış, 2006'da Newsweek dergisinde Türkiye için darbe senaryoları çizen, "Taksim'i bombalasak ne tür sonuçlar oluşur" türü senaryolar üzerinde "entelektüel çaba" sarfeden Zeyno Baran'ın son yazısından hareketle; "Bütün dünyanın profesyonel militanları 'analist' örtüsü altında Türkiye'ye, Türk seçmenine ve hükümetimize dış medyada saldırmaya başladı. Bu insanların nereden cesaret aldıklarını düşünmek gerekiyor" diyor ve Baran'ın CHP için ABD desteği isteğini, CHP'nin ABD karşıtlığının "kalp kırgınlığına dayandığı"nı söylüyor.
Baran'ın International Herald Tribune'deki yazısı bu kampanya çerçevesinde piyasaya sürülenlerin en hafifi. Zeyno Baran'dan önce başkaları var. Ayrıca, bu "ilişki" sadece ABD-CHP tartışmasından ibaret de değil. Derinlerle yürütülen, iki ülkenin "mahrem" merkezleri arasında kırılmaz bir ittifaka dayanan, amaca ulaşmak için inanılmaz senaryoların bile göze alınabildiği, ülke bütünlüğü ve vatanseverliğin sadece kamuflaj olarak kullanıldığı bir ilişki biçimi söz konusu. Neocon-Türk Şahin ittifakı bu.
Onlara göre AK Parti çok Amerikancı hatta İngilizci. Piyasa söylemi bu. Elbette bu da tartışılmalı. Ama görünüşte Amerikan karşıtı olan bu çevrelerle Pentagon şahinleri, İsrail lobisi, sermaye grupları arasındaki ilişkisini ortaya serebilecek ve "Yahu siz bu milleti kandırıyorsunuz, kazıklıyorsunuz, aldatıyorsunuz" diyecek kaç kişi var? Bunu neden tartışamadık?
Pek yok ki, 2005'ten beri darbe ve yeni siyasi dizayn için yürütülen kampanyaya karşı kimse ses çıkarmadı. Neler söylendi, ne palavralar atıldı ve milletin zihni bulandırıldı" "Türkiye Şeriata gidiyor", "Türkiye Batı'dan kopacak", "Türkiye'de iç savaş çıkacak", "Tayyip Erdoğan Türkiye'nin önündeki tek engel", "Türkiye diktatörlüğe doğru gidiyor, durdurulmalı" ve daha neler neler. Yazıları okuyunca, "Bu entelektüel terör çetesi hangi Türkiye'yi anlatıyor" demekten alamıyorsunuz kendinizi. Bu ülkenin başbakanını Bin Ladin'den tehlikeli ilan ettiler ve hepimiz bunu hazmettik. Dünyanın en güçlü yayın organlarında öyle yalanlar yazdılar ki, ittifakın ortaklarıyla bu yalanlar arasındaki bağlantının ne kadar trajik olduğunu gördük.
Yıllardır lobi adı altında ceplerine indirdikleri milyonlarca dolar haracı almaya devam etmek istiyorlar. Kolay yönetilebilir, manipule edilebilir, kamuoyu desteği olmayan iktidar istiyorlar. Türkiye'nin tamamı üzerinde etki kuramayan siyasal oluşumlar istiyorlar. Mesela Kürt meselesini çözebilecek bir iktidarın varlığını son derece tehlikeli buluyorlar. Türkiye'de toplumsal uzlaşma arayışlarını baltalamak, sokakları bölmek istiyorlar.
Richard Perle, Frank Gaffney, Michael Rubin, Michael Ledeen, Kenneth Adelman, David Frum ve daha niceleri bu çirkin ittifakın içinde. Kendi ülkelerinde bile ajanlıkla suçlandılar. ABD ve İsrail aşırı sağına çalışan kişiler bunlar. Bazıları Türkiye'den giden "uzman müsveddeleri" ise bu adamlardan ihale alıyor.
Entelektüel terör, çok daha büyük yıkımların ayak sesleridir. Bunun çok acı örneklerini yaşadık biz. Siz siz olun, sadece ve sadece Türkiye'nin bütününü düşünerek seçiminizi yapın!
yenişafak