Hakan Albayrak
Enver Paşa Dergisi
Enver Paşa dergisi
Nevzat Kösoğlu'nun yeni çıkan "Şehid Enver Paşa" adlı kitabını okuyordum. Azıcık ara verip elektronik posta kutuma bakayım dedim. Bir de ne göreyim? Bakü'den aziz dostum Hanemir Telmanoğlu, yeni bir derginin kuruluş beyannamesmini göndermiş. Derginin adı ENVER PAŞA. Ne müthiş tevafuk. Hanemir'in yazısını -Azerbaycarn Türkçesine biraz müdahale ederek- dikkatinize sunuyorum: "Bu gün müselman-türk dünyasının mevcut memleketlerinde yaşayan insanlara bu memleketlerin arazileri dar geliyor. Her topluluk kendi sınırları içinde boğuluyor. Oysa bitmez-tükenmez coğrafyamız var, elhamdülillah. Sınırları kaldırsak hepimiz rahat nefes alacağız. Acılarımız, kafalarımızda yer alan allak-bullak ideolojilere sitem edir. Bir tarafdan Amerika imperializmi, bir tarafdan Batının ikili yüzü, politikası, bunların içinde şahane yer alan sionizmin ölüm rüzgarı dört tarafı yakıp kavuruyor. İçeriden ve dışarıdan haçlı yürüşleri kilisenin, Vatikanın şeytani mesajını en uç köylerimize, mahallelerimize kadar götürüyor. Zaten onların fazla uğraşmalarına o kadar da gerek yok. Televizyonlarda, ordakı proqramlarda, medya dünyasında istediklerini gerçekleşdirirler. En kabullenmesi zor olan şu ki, tüm bu olumsuz tavırlarını bizimkilerin, satılmış, kandırılmış mankurt aydınların, yazarların, ilim insanlarının, siyasilerin elleri, dilleri ile sergiler, yaparlar. Bunlara Enver Paşanın taktiği, imanı ile karşı koyulmazsa, üç-beş seneye bu yerler, bu memleketler, bu türk-müselman coğrafyası tam olarak haçlıların, sionizmin elinde esir, mağdur durumuna düşürülecektir. Onlar demokratiyadan, küresellşmeden konuşur, savaşını ise hrıstiyanlık kavramı üzerinde sürdürürler. Ya bizler kim oluyoruz, anlayamıyorum? Bizler kim için, ne için varız? Yarın Rabbimin hüzurunda Ona demokratyiadan, küresellikden mi bahs edip, hesab vereceğiz? Enver Paşa ölmedi. O, bu gün yeniden Azerbaycana, Çeçene, Altaylara, Orta Asyaya, Balkanlara, Rusiyaya, Somaliye, Tunusa, Elcezaire, Filistine, Lübnana, Suriyeye, Suudi Arabstana, Çerkesyaya.... ordusu ile değil, kalbinde taşıdığı imanla, kalemle, kağıtla, kitapla, aydınları ile giriyor ve girecekdir. Bunları ona göre söylüyorum ki, seslerimizi yüceltmemizin zamanı çoktan gelmiş de geçiyor bile. Türk dünyasının birliğini ve bunun da ötesinde ittihad-ı islamı savunacak, Enver Paşanın yükselttiği Liva-yı İslam'ı düştüğü yerden kaldıracak bir harekete ihtiyaç var. Ne yazık ki Türkiyeden bura gelen aydınların çoğunun Türkiyeyle, müselman-türk dünyasıyla bir ilgisi, ilişgisi, bağı yok derecesindedir. Haydar Aliyevden bir şeyler yazmak, Bakünün merkezinde bulunan heykele övgü yağdırıb işlerini yoluna koymak maksadı ile gelirler. Şükür ki idealist duygularla gelen az sayida Türkiyeli aydın da var. İşte bunlarla uzun-uzun konuşmalarımızdan, mühabbetimizden sonra yakın zamanlar için ortak bir derginin yayınlanmasına karar verdik. Bu derginin adı ENVER PAŞA olacaktır. Çünkü Enver Paşa hedefine ulaşamamış olsa da onun adı müselman-türk dünyasının takip etmesi gereken istikametin sembolüdür. Bu gün Azerbaycan denilen memleketin Enver Paşa sayesinde var olduğunun farkındayız. Tabii, onun kahraman kardeşi Nuri Paşa da bu yerin insanlarının hafızasında silinmez izler bırakan öykülerle, sevgilerle, ruhuna yapılan dualarla unudulmazdır. Kardeş Türkiye önderliyini buralarda yeniden bir Enver Paşa ruhunu yaşatacak, onun ideallerine sahip çıkacak bir dergiyle de olsa göstermek zorundadır. Bize ne rus, ne ingilis, ne fransız, ne de bir gayrısı rehberllik edebilir. Ancak tarihî mirasına sahip çıkan bir Türkiye rehberlik edebilir. Sevgili Enver Paşa bu gün hem Türkiye, hem de müselman-türk dünyası için açıklanamayacak derecede aktüeldir. Türkiye zaten bundan sonra bir ülke, bir devlet olarak Enver Paşanın ideallerinin ardınca gitmezse, olan-kalan sınırlarını, gücünü, haysiyyetini dört gözle bekleyen düşman gücler tarafından zor günlere talib tutulabilir. Ola bilsin, Enver Paşa o dönemlerde yaptığı hareketlerinin kimler içinse yanlış karşılanacağını bile-bile, ümmet sevdası ile ardından yürüdüğü romantik ideallerinin bedelini canıyla, kanıyla ödeyerek, Türkiye adına, memleketi aşkına Türkiyeyi dışarıdan kurtarmak taktiğini bu gün için hedef almış, tam bir realiteye dönüştürmeyi kast etmiştir. Yoksa türk dilli devlet başkanlarının son yıllarda yaptıkları görüşmeleri, zirve toplantıları,türk toplumlarının bir-birlerine yaklaşmaları Enver Paşanın bir zamanlar Kafkaslara, Orta Asyaya hangi heyecanlarla geldiğinin sonucu değil mi? Biz ne diyoruz ki? Biz de bu işlerin samimi, sağlam, kardeşce, onurlu yürümesini istiyoruz. Bu iş, gerçekten aydın-yazar ordusu ile oluyor, arkadaşlar." *** Enver Paşa'yı heyecanla bekliyoruz, sevgili Hanemir. yenişafak