İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

Erdoğan Bakü'ye tam güvence verdi

BAKÜ- Türkiye ile Azerbaycan arasında son haftalarda neredeyse krize dönüşen, bazı çevrelerin ısrarla kriz olarak pazarlamaya çalıştığı belirsizlik dün Bakü'de net bir şekilde sona erdi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde" belirsizliklerin ortadan kaldırıldığına dair güçlü ifadeler kullandı.

Erdoğan, aslında Türkiye'de bir çok kez tekrar ettiği, "Karabağ sorununda çözüm olmadan sınır kapısının açılmasının mümkün olmadığını" yineledi. Aslında Türkiye'nin tutumu oldukça netti. Azeri topraklarının işgali sebep, sınırın kapatılması sonuçtur. Sebep ortadan kalkmadan sonucun değiştirilmesi mümkün değildir. Bu yüzden de öncelikle Ermenistan'ın somut adımlar atması gerekiyordu.

İki liderin ilişkilerin sarsılmaz gücüne vurgu yapması, daha da ileri götürülmesi için en geniş anlamda görüşmelerin yapıldığını söylemesi dikkat çekiciydi. Erdoğan; "İlişkilere gölge düşürmek isteyenlere bu görüşme en güzel cevaptır. Karabağ üzerine yapılan spekülasyonları kabul etmemiz mümkün değildir. Geçmişte etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. İşgal sonrası kapıları kapattık. İşgal bitmeden de kapılar açılmaz. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak söylüyorum. Bundan daha büyük garanti olur mu?" cümleleriyle aslında bütün görüşmeleri özetledi. Ayrıca haftalardır iki ülke arasında kriz olarak pazarlanan olumsuzluklara son cümleyi koydu.

Aliyev'in sözleri de o kadar netti. Brüksel'de; "Türkiye'ye basit bir soru soruyoruz. Yol Haritası'nda Karabağ var mı yok mu" şeklindeki sorusunun cevabını alıp almadığına dair soruya Azeri lider; Erdoğan'ın sözlerinin bu sorunun cevabını verdiğini söyledi. Ardından; "Hiçbir şüphe ve spekülasyona yer kalmamıştır" dedi. Aliyev, sorunu Ermeni basınından kaynaklandığını, orada yayınlanan haberlerin Türkiye'de hiçbir yetkili tarafından açıklığa kavuşturulmadığını, birçok ülkeden önemli isimlerin Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasının elde edilmiş hak gibi gösterdiklerini, şüphelerin ortaya çıktığını ama şimdi aydınlanması gereken konuların aydınlığa kavuştuğunu ifade etti.

Başbakan'ın Azerbaycan Parlamentosu'nda yaptığı konuşma da, ilişkileri pekiştirici, belirsizlikleri giderici özellikteydi. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin temeli üzerine, gerçekçiliği üzerine yoğun alkışlar arasında yaptığı konuşmada Erdoğan'ın; "İki ülke arasındaki ilişkileri kimsenin tartışma konusu yapmasına izin vermeyiz, dünyada böyle bir ilişki biçimi yoktur" şeklindeki sözleri Türkiye için Azerbaycan'ın ne anlama geldiğini ortaya koyar nitelikteydi.

Son dönemlerde kardeşlik ilişkimizin bozmaya yönelik Ermenistan basını kaynaklı spekülasyonlara da değinen Erdoğan, bunu bir talihsizlik olarak niteledi. Türkiye'nin Karabağ hassasiyetinden vazgeçmesi diye bir sorunun söz konusu olmadığını söyledi. Azerbaycan Parlamentosu'nu ikna etmeye, belirsizlikleri gidermeye, "bazı çevrelerin" kriz söylemlerine boşa çıkarmaya odaklanmış bir konuşma izledik.

Başbakan'ın ziyareti öncesi Azerbaycan'da gözlemlerim ve tuttuğum notlar şöyleydi: Azerilerin Türkiye'den, Başbakan Erdoğan'dan beklentisi; "İşgal altındaki topraklara ilişkin bir çözüme ulaşmadan Ermenistan sınır kapısı açılmayacak" sözüydü. Başbakan'ın Türkiye'de farklı platformlarda defalarca dile getirdiği bu ilkesel yaklaşımı Bakü'de kendi ağzından duymak istediler. Açıklama Azerbaycan kamuoyunu rahatlatacaktı. Kırgınlığın sadece kamuoyunun zirveye vuran hassasiyetiyle, kriz pazarlaması yapan çevrelerin çabalarıyla sınırlı olmadığını söylemeliyiz. Üstelik bu olumsuz hal, iki ülke arasında daha önce yaşanan olumsuzlukların hepsini bugüne taşıdı. Bu sefer duygusal olmanın da ötesine geçen bir kırgınlık söz konusuydu. Kırgınlığı gidermenin Ermenistan'la Yol Haritası'nın içeriğine endeksli olduğu biliniyor. Azeri yönetiminin rahatsız olduğu nokta da burası. Aliyev'in; "Biz basit bir soru soruyoruz. Yol Haritası'nda Karabağ var mı yok mu" sorusunun cevabının netleşmesi ve bu cevabın Azerbaycan yönetimini de ikna etmesi gerekiyor".

Ziyaret bu tespitlere odaklandı. Verilen mesajların tamamen bu tespitlere yönelikti. İlişkileri güçlü tutulmaya yönelikti.

Erdoğan'ın ziyareti haftalardır estirilen olumsuz rüzgarları dağıttı. Azeri yönetimi de kamuoyu da istediği cevabı aldı. Ben de aldım".

1- Bir yandan; "evet siz bizim için Ermenistan sınırını on altı yıl kapalı tuttunuz, bunun ne anlama geldiğini biliyoruz" diyenler hemen ardından, "bunu bize nasıl yaparsınız" gibi bir sitemle devam ediyor.

Bu yazı toplam 1308 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar