"Ergenekoncu olsaydım başıma bunlar gelmezdi"
Araştırmacı yazar Zihni Çakır, hapisten Vakit gazetesine mektup gönderdi
Ergenekon Terör Örgütü konusunda kaleme aldığı kitaplarıyla örgütü deşifre eden araştırmacı yazar Zihni Çakır, çoktan kapanmış olması gereken bir dava bahane edilerek susturulmaya çalışıldığını söyledi. Gazetemize bir mektup göndererek yaşadığı süreci anlatan Çakır, "Örgütü deşifre eden biri değil de Ergenekon mensubu olsaydım daha az zarar görürdüm" dedi.
CEVDET KILIÇLAR KENAN KIRAN
Türkiye'deki Ergenekon yapılanmasını, bu örgüte yönelik operasyonlar başlamadan 6 ay kadar önce tüm ayrıntıları ile kitaplaştırarak yayınlayan, ardından da bir biri ardına çıkardığı kitaplarla örgütü deşifre eden araştırmacı yazar Zihni Çakır, kendisini susturmak için yürütülen kampanyaya ve sivil toplum kuruluşlarının sessizliğine isyan etti.
Halen tutuklu bulunduğu cezaevinden gazetemize gönderdiği mektupla nasıl bir kumpasın içine çekildiğini anlatan Çakır şunları yazdı: "Ergenekon operasyonu sonrasında, örgüt üyesi olmaktan gözaltına alınanların büyük çoğunluğunun ev ve işyeri aramalarında ele geçirilen belgelerde sadece devletin kurulu nizamını yıkmaya, demokratik rejimin halk iradesi yerine postal oligarşisine teslim etmeye, ülkeyi telafisi imkansız kargaşa, kaos ve ayrışma ortamına taşımaya yönelik belgeler yoktu. İnsanlık tarihin en büyük ahlaksızlığının, toplumsal dejenerasyonunun en aşağılık yönünün gözler önüne serildiği". belgeler vardı. " bu belgelerden yansıyan çirkefliğin sahipleri, hakim medyada, adeta, 'Halk Kahramanı' ilan edildi."
ONLAR MASUM BEN SUÇLU
80'ini aşmış Ergenekon zanlılarının sapkınlık kokan telefon görüşmelerine rağmen malum medya tarafından 'masum' gösterilmeye çalışılmasına da dikkat çeken Çakır, kendisi ile ilgili olarak yürütülen yıpratma sürecini de şöyle anlattı: "Ergenekon örgütünü, yargının bile cesaret edemediği bir süreçte kitap yazarak ilk defa deşifre eden ben, ne oldum? Şikayetçisi olmayan, evrensel hukuk normlarının adil uygulanması ile 5 ayrı yasa maddesi ile ortadan kalkacak bir dosyadan, hem de bundan 12 yıl evvel başlamış bir dosyadan 'Dolandırıcı' yaftası ile susturulmak istendim ve Ergenekon sanıklarına bile reva görülmeyen kişi hakkı gaspının kat kat fazlasına maruz kaldım."
ERGENEKONCU OLSAYDIM MEDYA DESTEKLERDİ
"Eğer Ergenekon sanığı olsaydım, bir insanın kolay kolay arınamayacağı 'Dolandırıcılık' yaftasının toplum vicdanında mahkumiyetinin önüne geçecek medya desteği arkamda olurdu" diyen Çakır, o zaman hukukçuların, nice baro yöneticilerinin ve nice onursal başkanların kendisi için seferber olacağına inandığını da sözlerine ekledi.
BENDEN BELGE İSTEDİLER
Polisin; kendisinin elinde olduğuna inandığı bazı belgelerin varlığını gerekçe göstererek hukuksuz uygulamalara muhatap ettiğini belirten Çakır, Ergenekoncuların planladıkları iki ayrı darbe planlarının somut delillerinin ve bazı devlet yetkililerinin PKK ilişkilerini ortaya koyan belgelerin verilmesinin kendisinden istendiğini hatırlattı. Çakır, belgelere ulaşılamaması üzerine geçmişte yaşanan ve çoktan kapanmış olması gereken bir dava bahane edilerek cezaevine konulduğunu söyledi.
Tarafsızlığına ve bağımsızlığına inanmıyorum
İlk kitabı olan Ergenekon'un Çöküşü 1'den sonra bilgisine başvuran Cumhuriyet savcılığının talebi üzerine sırf hukuk devletinin devamı için gördüğü tehditlerin tasfiyesi için tanıklık talebini kabul ettiğini vurgulayan Çakır, "24 Mayıs günü gözaltına alınmamdan bu yana 20 Mayıs günü Ankara Emniyeti Organize Şubesi tarafından başlatılan yakın takip süreçlerini düşününce". bağımsızlığına ve tarafsızlığına inanmadığım bir işleyişin Truva atı olmak istemiyorum" dedi.
DAVA AÇACAĞIM
Gözaltına alınması ve ardından cezaevine konulmasının akabinde Star gazetesi ve Aktuel dergisinde hakkında çirkin ve iftiraya varan haberler yayınlandığına dikkat çeken Çakır, söz konusu medya organlarıyla da hukuki yollarla hesaplaşacağını söyledi