Eski Kafa'da canlanan bir saadet anı

Senegal'e uçmak üzere İstanbul'a geldim. Yazı yazıp gazeteye göndermem lazım. En uygun yer, Mevlana / Aysel Zengin çiftinin Fatih Atpazarı'ndaki Eski Kafa'sı. Suyun ve ekmeğin bedava olduğu yemekhane, kahvehane, kıraathane. Wireless de var.

Tam oturdum, Hâkimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki skandalı yazmak için kolları sıvadım ki, Mevlana elime bir kitap tutuşturdu. Ahmet Muhtar Büyükçınar diye bir zatın Ötüken'den çıkan "Hayatım İbret Aynası" adlı eseri. "Nedir?" diye sordum, "Güzeldir." dedi Mevlana; "Herhangi bir sayfayı aç oku, göreceksin."

Herhangi bir sayfayı (47. sayfa) açtım, ortasından okudum: "Hafızam kuvvetliydi, çok da zeki idim. İstediğimi kolayca ezberliyordum. Hafızama şöyle bir ölçü verebilirim: Bir kış gecesi tandırın başında oturmuş Kur'an-ı Kerim okuyordum, ninem de dinliyordu. Dersim Yâsin Suresi'ne gelmişti. Tandırın yanı başında yatan nineme 'Nine, dersim Yâsin Suresi'ne geldi.' dedim. O, 'Yavrum, bu sureyi okumanın çok sevabı var. Onu iyi öğren ki ölürsem ruhuma okursun.' deyince, Yâsin Suresi'ni öyle sevdim ki hemen ezberlemeye başladım. Yerimden kalkmadan iki saat gibi kısa bir sürede altı sayfalık surenin yarısını ezberledim. O sevinçle uykuya dalan ninemi uyandırdım, ezberlediklerimi ezbere okudum. Ninem sevincinden ağlayarak dinledi ve bana çok dua etti. O zamanki sevinci görülmeye değerdi."

Başımı kitaptan kaldırdığımda, Hâkimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu buharlaşmıştı. Karşımda bir çocuk oturuyordu. 1980'in Develi İmam Hatip Lisesi'nde. Yatılı öğrencilere mahsus "mütalaa" binasında. Boş bir sınıfta. Tahta bir sırada. Kendi kendine hafız olmaya karar vermiş, Kur'an dersindeki ezber ödevleriyle yetinmeyip ilave ezberler yapıyordu. Bakara Suresi'nin ikinci sayfasını ezberlediğinde sevinçten ne yapacağını şaşırdı. Arkadaşı Fatih Okumuş'a koşup "Bu iş tamam inşaallah. Hafız oluyorum!" dedi. Mutluluktan uçuyordu.

Sonra yıllar geçti. Araya başka şeyler girdi. Bir sürü şey. Çocuk büyüdü, güya "şuurlu bir Müslüman" oldu. "Şuur"u arttıkça ezberi azaldı. Ezberlediklerini bile unutmaya başladı. Kur'an'dan bir sure, Kur'an'dan bir sayfa ezberlemenin verdiği o müthiş esenlik duygusunu, o müthiş hazzı, o müthiş sevinci, o müthiş coşkuyu da unuttu. Hatırlamak için, Ahmet Muhtar Büyükçınar'ın yukarıdaki satırlarını okuması gerekiyordu.

"Babacığım, Felak-Nas'ı ezberledim", "Babacığım, Ayet-el Kürsi'yi" ezberledim diyerek sevinçle yanıma koşan kızlarımın sevinçlerini bundan böyle daha güzel paylaşacağım inşaallah.

Güzel şeyler düşünmeme vesile olduğun için teşekkür ederim Mevlana. Allah senden razı olsun kardeşim.

Yeni Şafak

Bu yazı toplam 1823 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar