FETÖ ve müttefiklerinin kanlı darbe girişiminin üzerinden iki sene dört ay geçti; devlet o şoku atlatıp ve o travmayı zapturapt altına alıp sağduyuyu kuşanmış olmalıydı çoktan. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu işinden ihraçlardaki hatalar ve suiistimaller herkesin dilindeyken, at izinin it izine karıştığı ve kurunun yanında yaşın da yakıldığı bizzat devlet büyükleri tarafından da ifade edilirken, Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun kifayetsizliği de ortadayken, bu yakıcı meselenin hakkaniyet dairesi içinde çözülmesine yönelik yeni ve etkili adımların atılması beklenirdi. Ne yazık ki tam tersi oluyor, mağduriyetlerin üzerine tuz biber ekilmeye çalışılıyor. *** KHK ile kamu görevinden ihraç edilen doktorların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı özel hastanelerde çalışmasını da engellemeye yönelik kanuni düzenleme teklifi bir hukuksuzluk ve insafsızlık vesikası. ADALET ve Kalkınma Partisi’nin bu teklifi hangi akla hizmetle hazırladığını anlamak mümkün değil. O aklın adil bir akıl olmadığı kesin. *** FETÖ ile uzaktan yakından alâkası olmayan bir doktor, ona kin duyan ve FETÖ’cüler gibi iftiradan sakınmayan bir amirinin veya mesai arkadaşının tezgâhıyla KHK’lık olmuş olabilir. Sistem buna çok müsait; izahı istenmeyen iki kelime -“Kurum kanaati”- yetiyor KHK’ya girmeye. Hal bu iken ve bu hal herkesçe malum iken reva mıdır ‘KHK ile ihraç edilen doktorlar SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde de çalışamaz’ demek? Velev ki “irtibat” yahut “iltisak” delillerle sabit olsun; “Cemaat”in önünün bizzat devlet tarafından alabildiğine açıldığı ve “Cemaat”le irtibatın değil irtibatsızlığın risk teşkil ettiği yıllarda (ki ilgili yasa tasarısının altındaki 1 numaralı imzanın sahibi olan milletvekili de o vakitler F.Gülen’le fotoğraf çektirme gereğini duymuştu) “Cemaat”in kapsama alanına girdikleri için KHK’lık olan doktorlara da reva değil. *** Suç işlemiş olan doktorlar varsa yargılanır ve cezalandırılırlar. Mahkeme kararına ihtiyaç duymaksızın, hatta hukuki manada bir suçlama bile olmaksızın doktorluk mesleğinin icrasını engellemek -adeta ‘Fırıncıya söyleyin ekmek de vermesin’ demek- olacak şey mi Allah aşkına? Bu yüz kızartıcı teklifin geri çekilmesini bekliyoruz vesselam. Karargazete