Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Fırtına öncesi sessizlik

Haziran’ın nerede ise yarısına geldik. Ramazan’ın ilk haftasını tamamlamak üzereyiz. Önümüzdeki günler daha da yoğun geçecek gibi. Saldırıların artması bekleniyor.

Cumhurbaşkanının dokunulmazlıkla ilgili onayının ardından yeni bir hukuki süreç başladı.. 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, daha meclis oylamasının hemen ardından “AYM’ye bu konuda bireysel başvuru yapılamaz derken, Anayasa Mahkemesi de bazı CHP ve HDP milletvekillerinin “dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliğine ilişkin kanunun iptali ve yürürlüğün durdurulması” talebiyle yaptıkları başvuruları birleştirerek ele aldı ve reddetti.

Şimdi CHP ve HDP’liler bir yandan AİHM gidecek, bir yandan da Avrupa Birliği’ni arkalarına alarak Ankara’ya baskı kurmaya çalışacak.

Ermeni meselesinden sonra Avrupa ülkeleri bir de bu konuda Ankara ile ipleri daha da germek istemeyebilir.. Eğer bir gerilim olursa ipler kopabilir de.. Zaten Ankara ile Avrupa’nın arası terör konusunda yeteri ile gergin, buna bir de bu dokunulmazlık konusu eklenecek olursa işler iyice sarpa sarabilir..

Şimdi olacak olan ne? Meclis’e gönderilen dosyalar yeniden savcılıklara gönderilecek. Savcılar haklarında işlem yapılan kişileri ifadeye çağırabilir.. İfade vermeye gelmeyenler hakkında gıyabi tutuklama kararı verilebilir.. Arkasından takipsizlik kararı verilebilir, ya da savcılık iddianame hazırlayarak dava açabilir.. Savcılık bu süreçte gözaltı ve tutuklama kararı da verebilir.. Bu aşamadan sonra birileri kaçmaya da çalışabilir..

Savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildikten sonra da yargılama süreci başlayacaktır.. Savcılığın talebi üzerine mahkeme de tutuklama kararı verebilir..

Yargılamanın seri şekilde yapılması için hem idari, hem de hukuki düzenlemeler yapılabilir.. Bu tür davaların fazla uzatılmaması gerekir..

Hem ilk derece mahkeme süresi, hem de temyiz sürecinin hızlandırılması gerekir.. Bu açıdan İstinaf Mahkemeleri büyük önem taşıyor.. Yargıtay’ın da yeniden yapılandırılması ile temyiz süreci de hızla tamamlanarak sonuca gidilebilir..

Tabii daha sonra yine AYM’ye bireysel başvuru, ardından AİHM süreci başlayacak..

Nereden bakarsanız bakın, önümüzde zor ve uzun, gerilimlerle dolu bir yol var.

Kılıçdaroğlu’nun hırçınlığı biraz da bu durumdan kaynaklanıyor..

Kılıçdaroğlu ifade vermeye gitmeyeceğini söylüyor.. Ya “tıpış tıpış” kendi gelecek ya da zorla getirilecek.  Bu şartlarda her ay en az birkaç defa onu mahkeme kapılarında görebileceğiz.. O bunun gerginliğini yaşıyor. HDP’nin fevri çıkışlarının, PKK’nın saldırganlığının arkasında bu var. Paralel yapı da bu fırsatı değerlendirmek istiyor..

Bir yandan ABD, İngiltere, Fransa DAEŞ i geriletmek için PYD ile işbirliği yapıyor, öte yandan Irak’ta kartlar yeniden karılır, Musul’un geleceği tartışılırken ve Ankara’da ortalık toz dumanken birileri bu fırsatı değerlendirmek istiyor.

Sanırım önümüzdeki hafta savcılık süreci başlayacak ve bayramdan hemen sonra da yargı süreci başlayacaktır. Zaten savcılık davetiyeleri hazırlasa tebligat süresi en az 15 gün sürer. Bu arada ne yapacaklarsa yapacaklar.. Onun için bu Ramazan zor geçeceğe benziyor..

Türkiye içeride Paralel yapı ile ve muhalefetle başetmeye çalışacak, Güneydoğu’da PKK, Suriye’de PYD ile hesaplaşacak..

MHP içindeki hesaplaşmanın sonucunun da bu ay alınması bekleniyor. Bu sonuç da süreci yakından etkileyecek..

Bakarsınız bu süreçte CHP’de de kriz çıkabilir.. Kılıçdaroğlu’nun tedirginliği biraz da bundan kaynaklanıyor.. Zaten eğer tutuklanacak ya da hüküm giyecek olursa CHP de zorunlu olarak bir genel başkanlık yarışı başlayacaktır. Zaten sanık sandalyesine oturması bile Kılıçdaroğlu’nun siyasi kariyeri için onulmaz bir yara açacaktır.. Kılıçdaroğlu’nun tedirginliği biraz da bu konu ile ilgilidir..

Birileri bu durumu Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik planları için değerlendirmek istiyor. Onlara göre eğer bu şartlarda da bir şey yapamıyorlarsa, bir daha hiçbir zaman bu kadar uygun bir fırsat yakalayamayabilirler..

Terör grubları ve birtakım istihbarat örgütleri, Paralel yapı Erdoğan ve AK Parti’ye karşı sanki ortak bir cephe kurmuşlar gibi.. Gayeye giden yolda her haltı yiyebilirler.. 

Herkesin komplolara, kışkırtmalara karşı dikkatli olması gerek. Fevri hareketlerden sakınmak gerek. Sosyal media ve malum medianın yalan haberlerine, dedikodu mediasına karşı ihtiyad etmek gerek.. Fasıkların fitnesine, bozguncuların ifsatlarına karşı dikkatli olmamız gerek..

Hem zaten, bizi gören, duyan, bilen, koruyan, hüküm sahibi bir Allahımız var.. O, tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirecek olandır!

Bize şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir..

Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır.

Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 987 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar