Füzeler nasıl görülmedi ve vurulmadı?

Füzeler nasıl görülmedi ve vurulmadı?

Hizbullah komutanı, Doğru Vaad operasyonunu ve ilahi zafere gidilen yolda bilinmeyenleri anlattı.

el İntigad gazetesinin güvenlik gerekçesiyle adı açıklanmayan Lübnan İslami Direnişi Hizbullah komutanlarından birisiyle yaptığı röportajın üçüncü bölümünü sunuyoruz:

Savaşı durdurma kararının çıkmasından sonra (1701) İsrail'in Bawadi'ye havadan helikopterle indirme yapmasının anlamı nedir?


Direniş füzeleri hiç kimsenin kaçmasına olanak vermeyecek düzeyde İsrail hedefleriyle uyum sağlamaktadır. Meselenin siyasi ve askeri olmak üzere iki boyutu vardır. İsrail 14 Ağustos'ta bize ateşkesin sadece uluslar arası baskılar sonucu yapıldığını anlatmaya çalıştı. Savaşta kaybeden taraf olduğu için saldırıyı durdurmaması gerekiyordu aksi takdirde yenilgiyi kabul etmiş olacaktı. Bir diğer ışık tutulması gereken konu; İsrail'in güney cephesine helikopterle çok sayıda asker indirmesidir. Bunlar direnişçiler tarafından ortaya çıkarıldı. Bu da İsrail için şok etkisi yaptı ve ona gözetleme işindeki kabiliyetimizi ve yayılma hacmimizi gösterdi. Buna bir örnek vereyim; bir gece zifiri karanlıkta bir İsrail gücü terkedilmiş bir eve girdi ve hiçbir gece gözetleme aracının yardımı olmaksızın hemen yakalandılar ve yapılması gereken neyse yapıldı. Düşmana ne yapacağını şaşırtan başka bir durum daha vardır ki o da; her yerde onun önüne çıkmamızdır. İsrailli nereye gitse direnişçilerin ateşine maruz kalır.

Direniş birçok helikopteri vurup düşürerek birçok başarı kaydetti. Bu başarılar savaşın gidişatını etkiledi mi?

İsrail kara savaşında en temel silahı olan helikopterden gündüz yararlanamadı. Bizim helikoptere karşı koyma gücümüz olduğunu bildiği için çoğu zaman gece hareket etti. Mecbur olmadığımız için bunlara bir şey yapmadık. Neden? Çünkü bu helikopterlerin bizim gece hareketlerimize etkisi yoktu. Buna rağmen yürüttüğümüz operasyonların ilerleyişi açısından onları düşürme kararı aldık. Her aşamada yeni bir şey sunmaya çalışıyoruz. Bu helikopterin düşürülmesi de savaşın devam etmesi sonucu oldu.

Stratejik sonuçları ne oldu?

Şüphesiz düşmanın stratejisine büyük etkisi oldu. Bir hareket temel eylem kollarından birini kaybettiği zaman saldırı gücünü yitirir.

Direniş liderleri hangi düzeyde çatışmanın seyrinde inisiyatifi ellerinde bulundurdular?

İsrail verdiği bütün zararlara rağmen bizi gelişmemizden alıkoyamadı. Gerçekte özellikle bu şekilde asker indirme eylemlerinde kullanılan helikopterleri düşürdüğümüzde askeri açıdan indirme eylemi başarısız olmuş demektir. Çünkü genelde savaşlarda özel operasyon, zor zamanda düşmanının psikolojisini bozmak ya da belirli istihbarat kazançları elde etmek için kullandığın ihtiyat stoku mesabesinde olur. Bu helikopterleri hizmet dışı bıraktığında geriye indirme operasyonlarını kim yapacak? sorusu kalır.

Füzeler

Füzelerden çok bahsettiniz" Direniş ilk defa kullandığı füzeler olduğunu ilan etti. Bunlar füze ailesinin hangi modeline ait?

Bunlar normal geleneksel füzeler" Elimizde bunların dışında olağanüstü füze yok.

Bunlar, patlama ve menzil bakımından geliştirildi mi?

Bunlar menzil ve etkinlik bakımından farklı füzeler. Füzeler hiç kimsenin kaçmasına olanak vermeyecek düzeyde İsrail hedefleriyle uyum sağlamaktadır.

Gerçekleşecek hedefler düzeyinde programınız nedir?

Derinlik açısından hedefler gerçekleşti. Bundan daha fazlasını da gerçekleştirebilirdik. Ama buna mecbur değildik. Bir de düşmanla olan savaşta senin gücünün niteliği, gerekli ve zorunlu olduğu kadarını kullanmanı getirir.

Yani direnişin hala askeri sırlarını koruduğunu mu söylemek istiyorsunuz?

Bu normal bir olay. Bütün direniş hareketleri gelecekle uyumlu olacak şekilde sırlarını ve askeri güçlerini muhafaza ederler.

Coğrafya ve füzelerin kalitesi düzeyinde yerleşim bölgelerini kademeli bombalama taktiğinin asıl hedefi nedir?

Bu konuşma düşmanla aramızdaki konuşma değerindedir. Savaşın ilk günlerinde Nasrullah'ın yaptığı konuşmayı hatırlıyorsunuz. O, düşmana askerleri esir alma işleminin sadece esirlerimizi geri almak için yapıldığını anlatmaya çalışıyordu. Ama "savaşa girmek istiyorsanız biz hazırız" diyerek onları uyardı.

Düşman tarafından havadan yapılan bütün bu uçuşlara ve yoğun ateşe rağmen bütün bu askeri yollara hakim durumda mıydınız?

Düşman bizim hangi saatte füze fırlatacağımızı biliyordu ama bir şey yapamadı. Kesinlikle.. Bu, füzelerin yerleşim birimlerine atılma zamanı ve çeşidi üzerinde denetim kurma kanalıyla net bir şekilde ortaya çıktı. İsrail yaptığı bütün yıkımlara rağmen bizi gelişmekten alıkoyamadı ve son ana kadar işler yolunda gitti.

Hepimiz direnişin tek bir defada 300'den fazla füze attığı günü hatırlıyoruz. Yoğun bir şekilde füze fırlatma, temel aldığınız bu strateji çerçevesine mi girmektedir?

Düşman köy ve şehirlerden yıkabildiği kadarını yıkarak bizi moral bozukluğuna uğratmaya çalıştı ama biz onun yerleşim birimlerine füze fırlatarak bunun tam aksini ispat ettik ve onu büyük bir ümitsizlik içine soktuk. Bu durum, hava saldırıları, karadan ve denizden yaptığı top atışlarıyla güney bölgesini ateşe verdiği zaman ortaya çıktı. Buna rağmen kardeşlerimizden falanca saatte füze fırlatmaları isteniyordu. Düşman bizim o vakitte vuracağımızı biliyordu ama kara, deniz ve havada sahip olduğu bütün hazırlıklara rağmen bir şey yapamadı. Biz belirlenen vakitte füzeleri atıyorduk ve İsrailli ümitsizliğe kapılıyordu. Bunun dışında bu operasyon kardeşlerimiz için çok kritik anlarda gerçek bir deneme oldu.

Direniş yerleşim birimlerini bombalamak için top silahını kullandı mı?

Çok az ve sadece askeri hedefler için.

Düşman birçok füze üssünü yok ettiğini bildirdi. Bu doğru mu?

Gücümüz, maneviyatımız ve halkımızın direnişine nasıl şaşırdıysak verdiğimiz can ve mal kaybının hacmine de öyle şaşırdık. Kullandığı bütün yıkım aletlerine rağmen İsrail'in verdiği zarar çok düşüktü. Biz ateşkes zamanına kadar büyük bir koordinasyon içinde füzelerimizi atmaya devam ettik. 33 gün boyunca yerleşim birimleri ve uzak ve yakın askeri birliklerin olduğu hatta füze fırlattık. Sınıra yakın yerleşimlerin bombalanması ise bizim için çok kolaydı. Bütün bunlar düşmanın havadan asker indirdiği ve karadan da içeri girdiği zamanda oldu.

Gece füzenin ateşi çok net gözükür. Füzeler nasıl görülmedi ve vurulmadı?

Direnişçilerin gizlenme, koruma ve istenilen süratte füzeleri fırlatmada büyük deneyimleri var. Doğru, direnişin karışık ve kolay olmayan bir taktiği var. Size füzelerin atıldığı yeri bile göstersem siz nerede ve nasıl atıldığını anlayamazsınız. Çünkü direnişçilerin düşman tarafından keşfedilmeksizin gizlenme, koruma ve istenilen süratte füzeleri fırlatmada büyük deneyimleri var.

Direnişçilerin bölükleriyle ya da tek başlarına gizlendiklerini mi kastediyorsunuz?

Gerektiği kadarıyla.

Bu savaşta Allah'ın yanınızda olduğunu nasıl hissettiniz?

(Gülümsüyor) O her zaman yanımızdaydı hiçbir zaman yokluğunu hissetmedik. Bu duyguyu, İsrail'in füze platformlarımızı vurmada başarısız olması ve gençlerimizin başka bölgelerdeki direnişçilere lojistik destek sağlamak için keşif uçaklarının gölgesi altında hareket edebilmesi sayesinde bilfiil hissettik. Buna ek olarak kardeşlerimizin 33 gün boyunca gözünü kırpmaması, gençlerimizin en fazla 5 direnişçiyle sayıları 15 ila 500 arasında değişen İsrail askeri arasında olan savaşa cesurca girmesi sayesinde ilahi yardımı hissettik.

Göçe mecbur olan ve evlerinin haline önem vermeyen insanlarla önlerine çıkan engellere rağmen hızlıca köylerine dönen insanlara nasıl bakıyorsunuz?

Bildiğiniz gibi insanın maneviyat olmadan devam etmesi mümkün değil. Bu savaş süresince ve ondan önce de uzun seneler boyunca direnen insanlar bu meydan okumayı (saldırıyı) kabul ettiler. Bu yüzden onur ve izzetlerinden başka bir şey istemediler. İnsanlarımızın evlerine ve mülklerine ne olduğuna ehemmiyet vermeksizin muzaffer bir şekilde köylerine dönüşü esnasında bu halleri dikkat çekiyordu.

Yeniden zafer kazanmış olarak direniş tablosunu nasıl okuyorsunuz?

Direnişçiler 33 gün boyunca gözlerini bile kırpmadan düşmana direndiler. İnsanın onura oksijen kadar ihtiyacı vardır. İnsan nasıl ki oksijensiz hayatına devam edemezse direniş de halkımız için oksijen değerindedir onsuz yaşayamaz.

Sizce direniş 2006'da yeni bir ruhla mı savaştı?

Sorduğunuz hassaslıkta değil. Bugün durum çok farklı. Düşmanla savaşmak umulmadık derecede yarar getirir oldu. Bu direnişçiye büyük bir güven ve güçlü bir kıvılcım verdi. Özellikle de İsrail'le girdiğimiz savaşta düşmana saldırma inisiyatifini elinde bulunduranlar direnişçiler oldu. Belki de bu, Genelkurmay Başkanı Dan Halutz'u " Hizbullah bizimle intiharcı adamlarla savaşıyor" demeye sevk etti.

Bir kez daha yenilen İsrail askerine nasıl bakıyorsunuz?

Sadece ona verilen görevi yerine getirmeye çalışan İsrail askeri olması hasebiyle hazin bir görüntü" Biz ise girdiğimiz savaşta, günlük hayatında karşılaşacağı her şeyden korkarak kaçacak derecede nereye gitse peşini bırakmayacak bir korku ektik İsrail askerinin beynine.

Savaş meydanında nasıl görünüyordu?

Temmuz savaşından önce İsrailliye seçkin bir asker gözüyle bakılırdı. En üst düzeyde silahlandırıldı ve eğitildi. Ama bugün olanlar bütün bunların yok olmasına sebep oldu. Diğer bir ifadeyle silah İsrail askerinin kusurunu örter onu bir kenara bıraktığında ise kusurları ortaya çıkar.

Ama İsrail askerinin görevini yerine getirdiğini inkar edemezsiniz değil mi?

Açıkça söylemek gerekirse İsrail askeri hiçbir şey ifade etmeyen biri gibidir. İsrail askeri ilk şok anında bağırmaya başlar kanının aktığı ilk anda ise krize girer. Hakimiyeti kaybeder. Savaş meydanında felçli birine döner. Bütün derdi onu bu çıkmazdan kurtaracak gücün gelmesini beklemek olur. Bana göre İsrail ordusu özellikle de Lübnan'a giren gücün beynine en azından yakın zamanda kurtulamayacağı bir korku yerleştirdik.

Mücahit ve şehit olarak direnişçiye nasıl bakıyorsunuz?

Geçmişte bireysel inisiyatife oynuyorduk. İleriki aşamada askeri birlik konusunu ele alacağız. Bugün ise 2006'dan sonra geçmişin aksine direnişçinin büyük bir güven ve cesaretle savaştığını söylüyorum. Eskiden manevi değerler direnişçiler arasında farklılık gösteriyordu. Bugün ise hangi direnişçiyle bir araya gelseniz onu düşmanla yüz yüze savaşmak ister bulursunuz. Bunun sebebi direnişçinin Temmuz savaşı aracılığıyla savaşçı şahsiyeti ve deneyiminin hassaslaşmış olmasıdır. Bu sayede de daha yetenekli ve güçlü hale gelmiştir.

Bu mücahitte parlak alametler var mıdır?

Evet çokça. İlki sabırdır ikincisi cesaret. Örneğin Marun Al-Ras'ta kardeşlerimiz evlere sığınmış çok sayıda düşman askeriyle savaştı. Bu askerler saldırıyor yüzlerinde ise güç ve tebessüm izleri görülüyordu. Evleri kendilerine kalkan olarak kullanan askerlere aldırmaksızın saldırdılar. Bunların başında ise şehit Cevat ve Musa Faris yer almaktadır. Sabır konusunda ise, direnişçilerden birini bacağında küme bomba patladıktan sonra tek kelime etmeden kendi kendine yarasını sarmaya çalışırken bulursun, tedavi olması için çatışma alanının dışına nakledilmesini istersin ama arkadaşlarının başına kötü bir şey gelir diye bunu reddeder ve bir mağarada kendini tedavi etmeyi tercih eder. İşte sabır budur.

* Lübnan'da yayınlanan el İntigad gazetesinde yayınlanan bu röportajın üçüncü ve son bölümü, Gülşen Topçu tarafından İsra Haber için tercüme edilmiştir.