Mehmet GÖKTAŞ
Geçmişin firavunları, uzak diyarların faşistleri
Bunları karşımıza alarak hücum etmenin hiç bir riski ve sakıncası olmadığı gibi bizi ucuzdan kahraman bile yapar.
Bizden iki üç bin sene önce yaşamış gitmiş Firavunlar, Nemrutlar bizim için en kolay hedeftir. Haydi bunlara bin dört yüz yıl önce yaşamış Ebu Cehilleri Ebu Lehepleri de ekleyelim. İşin bir başka kolaylığı, tarihteki bu sembol isimler hep despotluğun hem de ırkçılığın da temsilcileridir.
Korona salgın bitmeden Amerika, faşizmiyle de bir numara gündem oluverdi.
Her konuda uzman akıl danelerimiz bu konuda da ekranlardaki yerlerini aldılar desek yanlış olur, ekranlardan ne zaman ayrıldılar ki.
Geçmişin Firavunlarına atış serbest olduğu gibi aynı şekilde uzak diyarların faşistlerine çekinmeden ne söyleyecekseniz söyleyebilirsiniz.
Tamamen haksızlık da etmeyelim bunlara; geçmişin ve uzak diyarların kodlarını günümüze ve yakınımıza getirme çabalarını görmezden gelemeyiz. Hatta yaşadığımız ülkeyle eşleştirmeler yaparak Türkiye’nin zencileri kimdir, George Floyd’u kimdir, beyazları kimdir, Türkiye’nin Trump’ı kimdir, Amerika’daki bu ayaklanma Türkiye’deki hangi eyleme benziyor, kendilerinden emin bir şekilde taşları yerleştirip çoktan yorumlamaya başladılar bile.
Fakat her ne kadar firavunluğu ve faşizmi güncelleyerek en yakınımıza getirsek de kendi üzerimize toz kondurmuyoruz ve rakiplerimize yapıştırıyoruz, böylece yine işin beleşine kaçıyoruz. Zavallı firavunluk da faşistlik de orta yerde kalıyor, hiç sahiplenen çıkmıyor.
Lütfen hiç uzaklara gitmeye gerek yok. Her bir şeyi testle öğrenmenin zirve yaptığı günümüzde korona gibi faşistliğimizi de kolayca öğrenebileceğimiz kanaatindeyiz. Mesela sokağımızda, mahallemizde, köyümüzde kendi yakınlarımızla diğer insanlar arasındaki duruşumuzu şöyle bir gözden geçirelim. Akşam evimize varırken evimizin önünde bir kargaşa olduğunu, yaklaşınca bunun bir kavga olduğunu, biraz daha yaklaşınca kavganın bizimkilerle başkaları arasında vuku bulduğunu düşünelim.
“Böyle bir durumda ne yaparsınız?” diye birçok gence sorduğumu hatırlıyorum. Önemli bir kısmı hiç düşünmeden kendi ev halkının yanında kavgaya dahil olacağını söylediği gibi böyle yapmanın kutsal bir görev olduğunu zannetmekteler.
“Ya kavgayı sizinkiler başlatmışlarsa, haksız olan sizinkilerse?” diyerek birazcık olsun uyandırmaya çalışmışımdır.
Sözü hiç uzatmayalım, buna benzer pratik firavunmetrelerle, faşistölçerlerle kendimizi test edelim, bir kargaşaya, bir iç çatışmaya ne kadar teşneyiz, farkına varalım.