Abdurrahman Dilipak
Gelecek günlere dair
2021’e fırtına gibi giriyoruz. 2021, 20’den kolay olmayacak gibi. 22 de 21’den kolay olmayabilir. Uzun soluklu bir krize hazır olmamız gerek. Transhumanizm belki de fitnelerin en büyüğü. Hem bizi genetik olarak değiştirmeyi hedefliyorlar, hem de Chip takarak digital olarak.. Öte yandan; biokimyasal olarak dönüştürmek için planlar yapıyorlar. Sitem dışı kalanların bir şekilde imhasını ön görüyorlar. Evet, evet, tarihin en büyük katliamına hazırlanıyorlar. Aşı, ilaç, gıda, çevresel faktörleri manipüle ederek hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar.
Bundan sonra “iklim” kelimesini daha çok duyacaksınız. Buzullardaki erime, enerji, deniz ve hava, su, toprak konusunda ciddi polemikler yaşanacak.
Biliyorsunuz zaten, Starlink ve diğer projelerle uzayın işgali devam ediyor. Bu arada “Dijital Pandemi Geliyor”.
Geçenlerde ABD bir siber saldırıya uğradı. Birçok ülkede kamu, özel sektör, bankacılık sistemi, enerji santraller, ulaştırma, haberleşme, sağlık kuruluşları siber saldırıya uğrayabilir. Ve arkasından birileri siber saldırılardan bazı ülkeleri, kişi ve örgütleri sorumlu tutarak onlara karşı bir operasyon düzenleyebilirler. Ben ABD’ye yönelik siber saldırının, 11 Eylül’deki ikiz kulelere yönelik saldırı örneğinde olduğu gibi içeriden tezgahlanmış bir komplo olabileceğini düşünüyorum. Yani ABD saldırı için bir bahane üretme peşinde olabilir.
Ankara’da Siber Güvenlik Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın aniden rahatsızlanması ilginç. Hemen kendini toparlamış, ani bir tansiyon düşmesi olayı yaşanmış. Kanser, tansiyon ve şeker hastaları bundan sonra özellikle mRNA tekniği ile üretilen ilaç kullanımı konusunda dikkatli olsunlar. Geni ile oynanmış ilaç ve gıdalarla, Nano ölçekli, insanın bedenine nüfuz eden ürünler konusunda dikkat edelim.
Bakın bu global çete, paranın yapısını değiştirecek. “Global Health Pass.” bir yandan, öte yandan; “Global Performans Pass.” yanında bir de “sanal para cüzdanı” hayatımıza sokulmaya çalışılıyor.
Digital Pandemi, Siber Para, CoVID’in mutasyonlarının sebeb olacağı salgınlar, CoVID 19’dan daha tahripkar olacak gibi gözüküyor, tabii aklımızı başımıza toplamazsak.
Düşünsenize, aylardır bu tanı kitlerinin hatalı sonuç verdiğini söylüyoruz, bilim kurulu denen heyetten bir kişi çıkıp bunun doğruluğunu araştırmıyor. Ama ilaç üretmeye, aşı üretmeye çalışıyoruz, bütün milleti eve hapsediyoruz, esnafı çökerten bir ev hapsi getiriyoruz. Bizim bildiğimizi bunlar nasıl bilmez. Devlet niye var! Üniversiteler ne iş yapar bu ülkede! DSÖ ve FDA’nın bültenleri nas mı? Bill Gates ya da Elon Musk Neo Scientology dininin peygamberleri mi! Her bilim adamı bu yalanlara uymak zorunda mı! Böyle bilim mi olur, din mi olur!
DEF’in geçen yıl ortaya attığı “Great Reset” ve “Yeni Normal” tanımlarını biliyorsunuz. DEF Başkanı Klaus Schwab’ın 18 Ekim 2019 tarihinde ABD’de düzenlenen “Event 201” isimli “salgın tatbikatı” vardı. İlaç firmalarının ve finansal kuruluşların sponsoru olduğu ve DEF ve Gates Vakfı tarafından düzenlenen bu tatbikatın sonucunda dünyada ortaya çıkan yeni bir virüs pandemisiyle finansal piyasaların dip yapacağı dahası dünya genelinde 65 milyon insanın hayatını kaybedebileceği sonucuna ulaşılmıştı. Adamlar niyetlerini gizlemiyor ki, göstere göstere geliyorlar. Daha 2 milyona bile ulaşılmadı. Turp’un büyüğü torbada! Böyle akılsızca, bu niyet sahiplerinin gösterdikleri yoldan ilerleyecek olursak varacağımız yer ve faturası belli.
İlki 2019 yılında yapılmış olan “siber poligon” tatbikatı için bu yıl seçilen tema: DİJİTAL PANDEMİ. Tıpkı Event 201’de olduğu gibi yine Dünya Ekonomik Forumu (DEF) başrolde.. Burada dikkat çekici olan bazı Rusya menşeli derin kurumlar. Mesela açış konuşmasını Schwab ile Rus Başbakanı Mikail Mişustin birlikte yapıyor. Organizasyonda Interpol, IBM, Ericsson, Sberbank, ICANN ve Visa da var. Tatbikata katılan şirket sayısı 120. Tatbikatı internet üzerinden izleyen akredite kişi sayısı 5 milyon. Tatbikatın ana teması “dijital pandemi”. Görünen o ki, bu tatbikat tüm dünyadaki, kendilerinin ilişki içinde bulunduğu, karar verici ya da kamu adına iş yapan sermaye çevreleri, meslek örgütleri, vakıf ve derneklerin kilit isimleri. Onlar bu şekilde bilgilendiriliyorlar. Hedef muhtemel siber saldırılar karşısında ülkelerin ne kadar savunmasız oldukları, dahası “birlikte hareket etmeye ne kadar muhtaç oldukları” vurgulanmak isteniyor ve işbirliği zemini, temas noktaları ve çözüm önerileri empoze ediliyor. Nitekim bu toplantıda DEF Başkanı Schwab ve DEF Yönetici Direktörü Jeremy Jurgens’in açklamalarına baktığınızda yaklaşan “dijital pandemi” tehdidine kıyasla Kovid-19’un “küçük bir kriz olduğu” vurgusunun öne çıktığını görüyoruz. Schwab konuşmasında şöyle diyor: “Kapsamlı bir siber saldırı hakkındaki korkutucu senaryoyu hepimiz biliyoruz, ancak yine de buna yeterince dikkat etmiyoruz. Böyle bir saldırı enerji arzını, ulaşımı, hastane hizmetlerini ve bir bütün olarak toplumsal işleyişi tamamen durma noktasına getirebilir. Kovid-19 krizi, böyle büyük bir siber saldırıya kıyasla sadece küçük bir dert olarak kalır. DEF Yönetici Direktörü Jeremy Jurgens de; “Kovid-19’dan başka esaslı bir kriz çıkacağına inanıyorum. Bu daha büyük bir kriz olacak. Kovid’den daha hızlı yayılacak; büyüme hızı çok daha yüksek olacak; etkisi daha büyük olacak ve sonuç olarak ekonomik ve sosyal sonuçları çok daha etkili olacak.” Bu konuşmalar 8 Temmuz 2020’de yapılıyor.
DEF bünyesinde siber tehditlere karşı mücadele etmek amacıyla kurulmuş olan “Siber Güvenlik Platformu” tarafından yayınlanan 8 Ekim tarihinde Derek Manky’nin “Küresel Siber Suçlarla Mücadele İçin Birlikte Çalışmak Gerekiyor” başlıklı makalesinde, “Siber suçların sınırlara veya ideolojilere saygısı yoktur ve hiç kimse siber suçlarla tek başına savaşamaz” deniyor. DEF bünyesindeki Siber Güvenlik Platformu’nun ortaklarından bazıları şunlar: Amazon, Bank of America, Blackrock, Cisco, Deloitte, Emirates Group, Huawei, IBM, JP Morgan Chase, Mastercard, Microsoft, PWC, Saudi Aramco, SWIFT, Total, Europol, Interpol, İsrail Ulusal Siber Direktörlüğü, Oxford Üniversitesi ve Birleşik Krallık Ulusal Siber Güvenlik Merkezi ve daha birkaç kurum daha birlikte çalışıyor. Yine ölümü gösterip hastalığa razı edecekler. Global bilgi sisteminin zaten Ana kart (HW), işletim sistemi ve aplikasyonlar (SW), bunların güvenliği, üzerinde hareket edilen network, bunların arama motorları, analizlerde kullanılan süper bilgisayarlar ve yapay zeka büyük ölçüde bunların kontrolünde. Sistem dışı kalanlar sanal hackerler tarafından zaten hacklenecek olunca, sonuç ortada.
Bu konunun devamı var. Bugünlük bu kadar. Bu konuda yabancı kaynaklardan tercümeleri ve konuyla ilgili teknik bilgiler konusunda yardımcı olan dostlara teşekkür ediyorum. Selâm ve dua ile.