Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Genç

Konuşurken sık sık dile getirdiğimiz genç kelimesi farsçadır. Manası ise, define, hazine, gömülü hazine demektir. Böyle muhteşem bir hazineyi, defineyi keşfetmek, işlemek, yararlı hale getirmek sadece anne ve babalarının değil, sorumluluk duygusu ile yaşayan herkesin vazifesidir.

Cumhuriyet döneminde en çok istismar edilen, yanlış ve batıl ideolojilere kurban edilen, “gençlik bir defa yaşanır, özgürce yaşa” iğrenç sözleriyle en büyük haksızlığa kurban edilen gençlerimizin elinden, zihninden ve gönlünden tutanları tebrik ederken, bilinçli olarak tuzak kuranları Allah’a havale ediyoruz.

Çağdaşlık ve laiklik adına gençlerimize tuzak kuranları, onları yanlış ve batıl yollara yönlendirenleri ahiret boyutuyla ele alırsak, karşımıza acı bir gerçek çıkar:

O gün inkarcılar, dünyadayken göklere çıkardıkları ve körü körüne peşinden gittikleri liderlerine büyük bir kin duyacak ve: Ey Rabbimiz, diyecekler, bizi doğru yoldan saptıran cinleri ve insanları bize göster ki, onları ayaklarımızın altına alıp çiğneyelim, böylece en aşağılık kimselerden olsunlar.” Fussilet Suresi/29

Cumhuriyet döneminde gençlerimizin elinden ve gönlünden tutan Merhum Necmettin Erbakan Hocamızı, Said Nursi Hazretlerini, Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerini, Muhammed Zahid Kotku Hazretlerini, Üstad Mahmut Sami Ramazanoğlu Hazretlerini, hayırla yâd ettiğimiz Mahmud Efendiyi, Merhum Muhammed Raşid Erol Efendiyi, merhum Necip Fazıl Kısakürek, Kadir Mısırlıoğlu, Akıncılar Derneği kurucuları, Milli Türk Talebe Cemiyeti kurucularını, merhum Zeki Soyak Efendiyi ve saymakla bitiremeyeceğimiz nice değerleri hayırla yâd ediyoruz.

Bugün 15-24 yaş arası genç nüfusumuz yaklaşık 13 milyondur. 13 milyon gencimizi bekleyen en tehlikeli tuzakların başında sigara, alkol ve uyuşturucu gelmektedir. Terör örgütlerine katılım yaşı ise 16-25 yaş arasıdır. Yüz kızartıcı, dünya ve ahireti yıkan kürtaj ise, 2009’da 60 bin 140, 2010’da 58 bin 186, 2011’de ise 69 bin 364’de çıkmıştır.

Bir milletin 60 yıl sonrasını tahmin edebilmek keramet değildir. Bugünkü gençliğin durumuna bakın, 60 yıl sonrasını verir. 60 yıl sonrasının faturasını ödemek istemiyorsak, yapacağımız vazifeleri hatırlayalım 

Kur’an-ı Kerim’de örnek alınacak gençler isimleriyle tanıtılır. Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. İsa ve Ashab-ı Kehf. Bu güzel isimler niçin anlatılır? Tek kelime ile örnek alınması içindir. İsmi açıklanan bu güzel insanların her biri, bir rehber ve örnektir. Anne ve babalar olarak ilk adımızı bu güzel, örnek insanlarla atabiliriz.

Dünya ve ahiret hayatında rezil ve perişan olmak istemiyorsak, gençlerimizi Lokman Suresi ile tanıştırabiliriz. Gençlerimiz için özel bir bütçe oluşturabiliriz. Yediği önünde, yemediği arkasında olan bir hayat, geleceği sıkıntılı olan bir hayattır. Dünyaya gelmesine vesile olan anne ve babalar olarak, ne kadar örnek olabiliyoruz? Sorusunu vicdanen iyi cevaplandırmalıyız.

Hz. Ali’nin şu sözünü anne ve babalar olarak zamanında yerine getirecek olursak, gençlerimizin sadece elinden değil, gönlünden de tutacak olursak, örnek bir neslin oluşmasını sağlayabiliriz:

“Çocuklarınızla 7 yaşına kadar oynaşın, 15 yaşına kadar arkadaşlık yapın ve 15 yaşından sonra onlarla istişare edin.” İşte hepimize bir formül, bir çözüm ve çare…

Gençlerin namaz kılmamalarından şikâyetçi olanlar için, Ömer Seyfettin’in, ilk namaz isimli eserini tavsiye edebiliriz.

Akşamleyin eve geç gelmelerinden şikâyetçi olan anne ve babalara deriz ki, evimizi genç için mıknatıs hale getirmezsek, evimize değil yanlış adreslere gitmelerine sebep oluruz.

Netice: Her ne kadar gençlik üzerinde kısa bir değerlendirme yapmış olsak da, öyle ümit ediyoruz ki, istikbalimiz iyi olacaktır. Baskıcı ve dayatmacı sistem, yerini ikna edici ve ihtiyaç giderici bir ortama terk etti. Gençlerimiz, üzerine aldıkları vazifeleri yeri getirmenin sorumluluğunu idrak ediyor artık. Gerek STK, gerek dernek ve vakıflar bünyesinde bulunan gençlerimizin, istikballeri ümit verici. Anne ve babalar olarak gençlerimize ne kadar değer verir, ne kadar örnek olursak, o nispette verim alacağımıza kendimizi inandırmalıyız.

 Teşekkür: Geçtiğimiz C.tesi günü Gaziantep’de Hoşgör Derneği ve kardeş derneklerin ortaklaşa yapmış olduğu “Toplumsal Barış ve İslam” konulu konferansımıza, İlçe Kaymakamı, İl ve İlçe Müftüleri, ilim adamları, kız ve erkek öğrenciler ve halkımızın gösterdiği yakınlığa ve katılıma teşekkür ediyorum. Başta Ahmet Ziylan abimiz olmak üzere, hizmet kervanına, genç elemanlara, misafirperverlikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.

yeniakit

Bu yazı toplam 1218 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar