Merve Kavakçı
Gözün içine baka baka
Dünya siyasetindeki retorikler üzerinden yeni bir çağa mı giriyoruz diye soralım. Realizmin kelimenin tam manasıyla ikiyüzlü, çifte standartlı tabiatında bizim alışageldiğimiz uygulama savunulan tezin belirlenmesinden sonra onun şeker paketine sarılıp süslenip bir ürün gibi tabiri caizse satışa çıkartılması ile şekilleniyordu. Bu konuda bize çokça ve renkli örnekler veren dünya siyaseti aktörü Amerika üzerinden defalarca kullandığı sunum becerilerine referans yapmıştık. Yakın siyasi tarihin sonuçları ile hâlâ bizi baş başa bırakan Saddam’ın götürülmesi ve Irak’ın işgal edilmesi süreci zihinlerde hâlâ taze. Önce işgale karar verildi. Neden? Çünkü. Çünkü’nün arkasında takip eden kelimelerin hem önemi var hem de yok. Zira çünkü’den sonraki saiklerle yapılmadı işgal. Çünkü olsa da olmasa da yapılacaktı da. Çünkü vaziyeti kurtarmak, bir kılıf dikmek, çalınana evet çalınacak olması için hazırlanmışa geçirilmek için tasarlandı. Yerli yerince oturtuldu, arkasından gelen süslü püslü kelimelere boğularak da satışa hazırlanan paketin parlak parlak dikkat çekmesine yarar hale getirildi. Çünkü Saddam bir zalimdi ve artık gitmesi gerekiyordu...? Değil. Çünkü Irak’ın kendi halkından böyle bir talep gelmişti....? Değil. Gelin bizi kurtarın diyorlardı...? Değil. Peki ne vardı? Petrol vardı, demir vardı, linyit vardı, İsrail vardı. İran vardı. Söylenmeden vardı. Lafzi edilmeden vardı. Bir de Dick Cheney vardı. Ailesi vardı, eşi dostu vardı, onlara ihale edilecek alt yapı, üst yapı ne varsa onlar vardı. Bundandır ki; Dışişleri Bakanı Powell, BM güvenlik konseyine çıktı, söylemediği yalan, atmadığı takla, tepinmediği yer kalmadı, gözünü dikti, tuttuğunu kopardı, nükleer tehdit var’a inandırdı ve katliam başladı. Sonra dönüp ups yokmuş dediler, yalandı demedilerse de yanlış yaptık dediler.
Bugünse kullanılan dil daha açık ve bariz yalan ihtiva eden bir şekilde. Cumhurbaşkanı diyor ki PKK’ya yardım ediyorsunuz ey ABD. Cumhurbaşkanı diyor ki YPG’ye yardım ediyorsunuz ey Amerika. Cumhurbaşkanı diyor ki DAEŞ’e yardım ediyorsunuz ey ABD. Cumhurbaşkanı diyor ki PDY’yi kolluyor FETO’yu vermiyorsunuz ey Amerika. Açık ve net söylüyor. Elimizde bilgi var diyor. Elimizde fotoğraf var diyor. Elimizde görüntü var diyor. Diyor diyor diyor.
Cevap? Türk basınında çıkan bazı haberlerin gerçeği yansıtmadığı....Yahu ne haberi. Bir ülkenin lideri çıkıyor ve ciddi tesbitlerde bulunuyor. Sizin dediğiniz, “açıkçası komik buluyoruz....nokta.”
Yalanın bu kadarı. Hem de kendine yalan. Kendi kendisine söylenen yalan. Üç gün önce açık açık söylediğini bugün yalanlamak. Hem de hiç siyasi doğruluk falan arkasına gizleme, şekerleme, saklama ihtiyacı duymadan. Şimdi vermiyorsanız silah, önceden verdiğinizi söylediğinizde yalan söylüyordunuz. O zaman yalan söylüyorduysanız, şimdi söylemediğinize mi inanmamız lazım?
Olan bir şey varsa, maskeler düşmüştür olan budur nokta.
yeniakit