Gün ola, Devran döne / Abdulaziz Tantik
Umutlu, huzurlu, sakin ve sekinet üzere Anadolu toprağının havasını ciğerlerimize çekerek, tekebbür eden ve bizleri küçük gören gözlere rağmen, korkmadan, ürkmeden ve bu topraklar bizimle varolur idraki ile birlikte...
Ülkemizde meydana gelen olayları birlikte gözlemlemekteyiz.
Cumhurbaşkanı ile birlikte başlayan gündemle ilgili açıklamalar, Kara kuvvetleri komutanı ile devam ederken araya bir rektörün açıklaması girdi.
Birbirinden ilginç açıklamalar nedense hep halkı hedefe koymaktaydı. Müslüman halk neler yapmıştı ki kendisi farkında bile değildi. Ama olsun birileri onun üzerinden bir hesaplaşma gerçekleştiriyordu.
Klasik Türk filmleri gibi, bu tarz açıklamalar da artık gına getirmeye başladı. Aba altında sopa gösterisi yeniden başladı. Dertleri açık, bu güne kadar kazanım diye kabul ettikleri iktidar eksenli merkeziyetlerini kaybetme dürtüsüdür"
Rektör beyin açıklaması ise bir fecaatti!
Ölüm pahasına bu seçimi alacaksın!
Mübarek sanki maçta ve amigoların bağırdığı gibi: "ölmeye, ölmeye, ölmeye geldik, biz bu maçı almaya geldik" teraneleri altında moral motivasyon yapıyor takımına, oda partisi CHP"ye aynı kıyağı geçiyor.
Ama kendisine yakışmadı.
Koca rektöre amigoluk yakışmaz sanırsam değil mi? Ayrıca Hıristiyanlığına yaptığı vurgu başka çağrışımlara neden olmakta" bu böyle biline!
Açıklamalar birbirini kovalarken bu ayın merhamet atmosferine uymadığını belirtmek zorunlu bir borçtur.
Bu Müslüman halk her zaman, en zor zamanda kendi halkının ve topraklarının yanında yer almıştır. İrtica teraneleri yapanlar ve yayanlar ise zoru gördüklerinde soluğu nerede alacağı bilinmeyen bir gerçek değildir"
Cumhuriyetin kuruluşundan beri bütün imkanlarını seferber ederek katkı sağlayan Anadolu insanı, hala en büyük vergi dilimini ödeyerek katkılarını sürdürmekte olduğu da aşikardır.
Buna rağmen elde ettikleri iktidar mevkiindeki konumları gereği bu halkı hakir ve küçük gören küçük bir azınlık, "irtica teranesi" adı altında saldırılarını sürdürmektedir.
Kendi iktidar kavgalarında sürekli hakarete uğrayan bu "mazlum ve müstazaf halk" olmakta"
Cumhurbaşkanlığı seçimi, Genel seçimlerin yakınlaşması, iktidar heveslilerini tahrik etmekte ve kavga büyümekte; bu kavganın bir tarafı olmayan tek kesim olan halk kesimi, medya marifetiyle, "günlük maişetini devşirerek hayatını sürdürme azminde olan insanları" üzecek açıklamaları neyle anlaşılabilir, açıklanabilir ki!
Farkındalığımızı kuşanarak, üzerimize oynanan oyunları deşifre ederek, bu toprakların bizim topraklarımız olduğunun altını çizmeliyiz.
İktidar kavgasına tutuşan tarafların biz olmadan bu toprakları koruma ve kollama gücünü gösteremeyeceği aşikardır.
O zaman bizim üzerimizden hesaplaşma yapmasınlar.
Biz neler döndüğünü biliyoruz.
O yüzden "gün ola harman ola" diyerek bildiğimiz gibi yaşamaya devam edeceğiz, yasakların varlığına rağmen"
Umutlu, huzurlu, sakin ve sekinet üzere Anadolu toprağının havasını ciğerlerimize çekerek, tekebbür eden ve bizleri küçük gören gözlere rağmen, korkmadan, ürkmeden ve bu topraklar bizimle varolur idraki ile birlikte"
dunyabulteni.net