Hadi oturup çay içelim. Çaylar benden.

Bizim cenahın karşı tarafta en çok nefret uyandıran gazetecileri-yazarları kimler? Ben miyim mesela? Esra Elönü mü mesela? Beriki mi? Öteki mi? 
Ya öbür cenahın bizim tarafta en çok nefret uyandıran gazetecileri-yazarları? Ahmet Hakan Coşkun mu mesela? Aslı Aytıntaşbaş mı mesela? Beriki mi? Öteki mi?
Bir an evvel buluşalım, aramıza daha az nefret uyandıranları da alalım, oturalım çay içip sohbet edelim, bütün mevzuları konuşalım, iyi-kötü ünsiyet kuralım, varsa eski ünsiyetimizi yeniden üretelim, ortak paydalarımızı bulmaya çalışalım, olmaz ama hiçbir ortak paydamızı bulamasak bile tahkir ve tezyif ifadelerinden kaçınacağımızı birbirimize ve herkese taahhüt edelim, bunu bütün yazarlara-çizerlere tavsiye ettiğimizi söyleyelim.
Kabul edelim ki yazar-çizer takımı ‘atmosfer’ oluşturmak bakımından siyasetçiler kadar –belki onlardan da fazla- etki sahibi. Onca şeye rağmen, neyse neye rağmen, her şeye rağmen beraber bir resim vermemiz bile tansiyonu düşürmeye yarayabilir. 
Birileri Hürriyet’i taşlıyor, öbürleri Sabah binasına dalmaya çalışıyor; bindiğimiz alamet bizi bir kıyamet manzarasına doğru sürüklüyor olabilir.
Değiştirelim artık şu alameti.
Değiştiremeyeceksek bırakalım bu işi.
Ciddi söylüyorum.
Herkesten, hepinizden haber bekliyorum.
Organizasyonu üstlenmeye hazırım.
Çaylar da benden.

 

Bu yazı toplam 1208 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar