Hasan Karakaya
Halk değişim istiyorsa, kimse önünde duramaz!
Bir olay hariç, geçen haftayı da "Anayasa taslağı tartışmaları" ile geçirdik... "Halkın değişim talebi"ne daha fazla direnemeyen CHP, yeni bir "Anayasa paketi" ile gündeme gelirken, MHP, "Değişiklik yapmanın şimdi zamanı mı?" diyerek, "ipe un serme" politikasını sürdürdü... Gerek CHP"nin, gerek MHP"nin, "halkın beklentileri"ne ters düşen bu tavırları; gerek "gazeteci"ler, gerek "STK temsilcileri" tarafından geniş şekilde eleştirildi... CHP ve MHP"nin, "statükonun muhafızı" olmak için, adeta birbirleriyle yarıştığı, her iki partinin "askerî vesayetin devamı"ndan yana tavır koyduğu, sırf "AK Parti iktidarına muhalefet" olsun diye; "Solcu" ve "Ülkücü" binlerce gencin kanları üzerine kurulan "12 Eylül Cuntası"na sahip çıkma yarışına girdikleri yazıldı, çizildi, söylendi... Bu tartışmalar devam ederken, "eski DYP"liler" ve "eski ANAP"lılar" tarafından "tarihî bir uyarı" yapıldı ki; bu uyarının "damdan düşen adamlar" tarafından yapılmış olması, dikkatlerin onlar üzerine çevrilmesine yol açtı... Hani, merhum Nasreddin Hoca, damdan düştükten sonra acılar içinde kıvranırken, "hekim" getirmek istemişler de; "Bana hekim değil, damdan düşen birini getirin... Benim çektiğim acıdan en iyi o anlar" demiş ya; eski ANAP"lı Mehmet Sait Armağan ve eski DYP"li Nevzat Ercan da, birer "damdan düşen" olarak MHP"ye uyarılarda bulundular...
MHP, "SİYASÎ MEVTA" OLMAK İSTEMİYORSA!
Vakit"in Cumartesi günkü 1. sayfasına "MHP"ye tarihî uyarı" başlığı ile manşet olan Armağan ve Ercan, "367 ucubesi"ni hatırlatarak; "millî irade ile restleşirseniz, bizim gibi olursunuz" dediler.
İşte o uyarılardan birkaç cümle:
¥ ANAP Isparta eski Milletvekili Mehmet Sait Armağan: "Günübirlik siyaset ne ülkeye, ne millete, ne de partilere kazanç sağlamıyor. İşte 367 olayı... Biz bunu yaşadık ve milletin tavrını gördük. Bugün milletin talebi yeni Anayasa"dır. Bu süreçte milletin yanında yer almayan MHP, ilk seçimlerde baraj tehlikesi ile karşı karşıya kalır."
¥ Nevzat Ercan: "367 konusunda DYP ve ANAP tarafından yapılan hatalar ortada. Tertipler, oyunlar ve baskılar sonucunda, millet iradesinin askıya alınması sonucunda iki parti de baraj altında kaldı. MHP, o dönemi gözden geçirmeli."
Vakit"in manşetine yansıyan bu "uyarı"ların MHP"li milletvekilleri üzerinde ne gibi tesiri olur, elbette bilemiyoruz...
Ama, hemen hatırlatalım;
Vakit; bir "Sabih Kanadoğlu icadı" olan "367 ucubesi"nden önce de bu uyarıyı yapmış, ancak o günün DYP ve ANAP liderleri; "Vakit"in sesi"ne değil, "askerin sesi"ne kulak vermiş ve dolayısıyla, ilk seçimde "mevta" olup, "siyaset mezarlığı"na defnedilmişlerdi!..
Öyle umuyor ve bekliyoruz ki,
MHP kurmayları; "Halkın gören gözü, işiten kulağı, haykıran sesi" olan Vakit"in yayınlarını ciddiye alır ve "siyaset mezarlığına defnedilen parti" olmaktan kurtulurlar!..
Çünkü bu millet; "sadece askerler" tarafından değil, "sivil irade" tarafından da "Anayasa yapıldığını" görmek ve bunun gururunu yaşamak istiyor... AK Parti Hükümeti"nin attığı bu "tarihî adım"a çelme takmak isteyenler, asla unutulmaz, asla affedilmez!..
DYP ve ANAP örnekleri ortada!..
İşte görüyorsunuz;
Birleşmek ve ayağa kalkmak istiyorlar ama, bellerini bir türlü doğrultamıyorlar!..
MHP, bu fotoğrafa iyi bakmalıdır...
TAYYİP ERDOĞAN"LA GÜNDEM SOHBETİ
Malûm, Anayasa tartışmaları hemen her platformda yapıldı... "Kürsü"lerde yapıldı, "salon"larda yapıldı, "kameralar önünde" yapıldı, "gazete köşeleri"nde ve "televizyon"lardaki açık oturumlarda yapıldı...
Evet, geçen hafta, hemen her platformda hep "Anayasa değişikliği"ni konuştuk.
"Havada bile."
Biliyorsunuz; geçen hafta Cuma akşamı Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte Libya"ya gittik...
İşte bu seyahat esnasında, "ANA Uçağı"nda bulunan gazetecilerle, gündemdeki konuları, özellikle de "Anayasa" konusundaki görüşlerini sorduk Başbakan"a...
Başbakan, yaptırdıkları anketlerde, "halkın yüzde 60"dan fazla" bir kesiminin, "Anayasa değişikliği taslağı"na olumlu baktığını söyledikten sonra, MHP ve CHP"ye yaptığı "tarihî bir adım atma" çağrısını tekrarladı... "Yargı"dan gelen tepkilerin "siyasî ve duygusal" olduğunu ifade eden Başbakan, "değişiklik paketi"nin, bir "tasarı" olarak bugün Meclis"e sunulacağını açıkladı.
Başbakan, "kaçak Ermeniler" ve Almanya Başbakanı Merkel"le ilgili olarak da çarpıcı açıklamalar yaptı... Ki, bunları dünkü Vakit"te okudunuz... Öyle sanıyoruz ki; Merkel, bugünkü "Ankara ziyareti"nde, Başbakan Tayyip Erdoğan"dan; özellikle de "Alman liseleri" konusunda "hiç beklemediği eleştiriler" alacaktır...
ZİRVE"NİN TEK YILDIZI ERDOĞAN
Hasbihalimizin başında; "bir olay hariç" ifadesini kullandık... O olay, "Anayasa tartışmaları"ndan farklı bir olaydı... Vakit haricindeki gazeteler, bu olayı pek öne çıkarmadılar.
Bu olay, "Libya"nın ev sahipliği"nde Sirte şehrinde düzenlenen "Arap Birliği Zirvesi"ydi... Türkiye, bu Zirve"ye "gözlemci" olarak katıldı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, bu Zirve"de "son derece çarpıcı" bir konuşma yaptı.
Herhalde şu tek cümle, bu "çarpıcı ve etkileyici" konuşmayı özetlemeye yeterlidir:
"Unutmayalım;
Kudüs yandıkça Filistin, Filistin yandıkça Ortadoğu, Ortadoğu yandıkça dünyamız, barış ve huzur yüzü göremez!"
İşte bu ve benzeri ifadelerin yer aldığı konuşma, salonda bulunan liderler ve değişik ülkelerin delegeleri tarafından sık sık alkışlandı.
Konuşma bittiğinde ise;
Belki de bir "ilk" yaşandı... Zirve"nin dönem başkanlığını yapan Libya Lideri Muammer Kaddafi, Tayyip Erdoğan"ın konuşmasını "ayakta alkışladı" ve konuşmadan sonra da, yine "hiçbir lidere yapmadığını" yapıp, Erdoğan"la tokalaşıp, kendisini tebrik etti.
Sadece bu görüntü bile; tüm dünyada olduğu gibi, Ortadoğu ve Afrika"da "Türkiye"nin itibarı"nın ne kadar yüksek olduğunu bizzat görmemize vesile oldu.
"Arap televizyonları"nın canlı olarak yayınladığı, arada "halkın görüşleri"ni de aldığı programlarda da gördük ki; "Arap Birliği"nde öne çıkan tek lider" Başbakan Erdoğan"dı!.. Özetle ifade edecek olursak; İslâm aleminde, "müthiş bir Erdoğan sevgisi" var ve biz, buna gözlerimizle şahit olduk... "Erdoğan modeli"ni gören halklar, şimdi "Arap liderleri"ni değişime zorluyor!..
Bu Zirve"nin ayrıntılarını inşallah ileriki yazılarımızda anlatacağız... Ancak, şu kadarını söyleyelim: Türkiye, "büyük ülke" olma yolunda hızla ilerliyor... Ve Türkiye, Başbakan Erdoğan"ın ifadesiyle; artık "yol haritaları"yla değil, "yolun sonunu görmek"le meşgul!..
İşte bu yolda atılan "tarihî adım"lara, her kim "engel" olmaya çalışır, Türkiye"nin enerjisini "kısır tartışmalar"la her kim heba etmeye uğraşırsa, bilmelidir ki, "halkın şamarı"nın suratında patladığını görecektir!..
"Tarih mezarlığı"nda yatan "siyasi mevta"lar gibi!
Bu uyarımıza herkes kulak vermelidir.
Selâm, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle.