"Hamas ve Hizbullah'ın Kazdıkları Tüneller İsrail'i Titretmeye Yetiyor"
Ortadoğu’nun hatrı sayılan Filistinli gazetecilerinden, aynı zamanda Londra’daki Re’y’ul Yevm Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atvan, Hizbullah ile Siyonist İsrail rejimi arasında tırmanan gerilimi köşesine taşıdı.
Abdulbari Atvan: Arap dünyasının 'normalleşme' ihanetine rağmen, Hamas ve Hizbullah kazdıkları tünellerle İsrail'i titretmeye yetiyorlar!
Sena Gürler’in tercüme ettiği “Tüneller” yine İsrail’i dört bir yandan kuşatıyor… Hizbullah İsrail’in bu hamlesine karşılık verecek mi? Bu gelişme savaşın habercisi mi?” başlıklı yazı şöyle:
Son günlerde İsrail’in kuzeyinde, güneyinde ve doğusunda “tüneller ve füzeler” nedeniyle oluşan ambargo (!) Netenyahu ve kabinesindeki bakanların son haftalarda çok sayıda Arap ülkesinin başkentine düzenledikleri ziyaretleri ve normalleşme yürüyüşünü sürdürmelerini engelleyecek gibi gözüküyor. Bu ziyaretlerin Arap ümmetinin teslim olmasına, beyaz bayrak kaldırmasına ve kendilerini dost ve müttefik olarak tanımlamalarına zemin hazırlayacağına inanıyorlar.
Netenyahu dün korku dolu ve sıkıntılı bir ruh haliyle ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile görüşmek üzere Brüksel’e gitti. Ordu sözcüsü kuzey sınırda Hizbullah savaşçıları tarafından kazılmış olan gizli bir tünel tespit ettiklerini açıklamadan birkaç saat önce Netenyahu Pompeo’dan ülkesine yardım etmesini istedi. Ve buldozerler herkesin gözü önünde söz konusu tüneli yıkmak üzere harekete geçtiler.
İsrail adı “tüneller” olan psikolojik bir rahatsızlık geçiriyor. Bazen Hamas ya da diğer direniş grupları Gazze’de tünel kazarken, bazen de Lübnan direnişi güneyde tünel kazıyor. Yeniden ele geçirmek üzere hazırlıkların devam ettiği Golan Tepelerinin de söz konusu rahatsızlık üzerinden gündeme gelmesi muhtemeldir.
*
Şu saate kadar Hizbullah’tan ya da Seyyid Hasan Nasrallah’tan İsrail’in sınır bölgeye düzenlediği ve “Kuzey Kalkanı” adını verdiği kışkırtıcı hamleye yönelik herhangi bir karşılık duymadık. Nasıl bir karşılık olacağını da bilemiyoruz. Belki de görmezden gelecekler. Çünkü operasyon sınırın öbür tarafında gerçekleşiyor. Ya da yer altında tünel kazmak şeklinde değil bizzat yer üstündeki tünellerde konuşlanmış olan füze tersanelerini devreye sokarak askeri bir karşılık vermek şeklinde olacak. Füze tersanelerinde yıkım gücü her geçen gün daha da geliştirilen 150.000 füzenin bulunduğu ifade ediliyor.
Netenyahu bu hamleyi kuzeyi kurtarmak için değil, kendi boynuna dolanmış olan ve muhtemelen siyasi ömrünü sona erdirecek olan, en azından ömrünün geri kalanını yolsuzluktan tutuklanarak geçirmesine sebep olacak olan ipten kendini kurtarmak için yaptı.
Burada atlanmaması gereken bir nokta daha var. Hizbullah’ın kendisinin geliştirdiği ve telif haklarını koruduğu, Gazze, Suriye, Yemen, hatta belki de Irak’a ihracatını yaptığı tünel teknolojisine yönelmiş olması belki de önümüzdeki savaşta El-Celil’e baskın düzenlemeyi ve orayı, ardından da tüm işgal altındaki toprakları özgürleştirmeyi planladığını ortaya çıkarıyor.
*
Netenyahu ve ordu komutanları benzersiz bir endişe halindeler… Suriye’de İran’ın varlığı onları endişelendiriyor. İşgal altındaki Golan’ın karşısında yer alan Suriye toprakları dahilindeki Golan Tepelerinde Hizbullah’ın varlığından ve orada hassas füzeler geliştirdikleri alanların olmasından korkuyorlar. Yine Hizbullah ve Gazze’deki direniş hareketleri arasında kurulan hızlı koordinasyondan ve son savaşta Kornet füzelerinin direnişe aktarılması neticesinde savaşın 48 saatten daha kısa bir süre içerisinde Gazze lehinde sonuçlanmasından dolayı da endişe duyuyorlar. Özellikle de S300 füzelerinin Suriye Ordusuna teslim edilmesinin ardından yaşadıkları korkuyu asla unutmuyoruz. Bu gelişmenin ardından Suriye hava sahasında gezinen İsrail uçakları geri çekilmek zorunda kalmışlardı.
Gazze’den kıymetli bir dostum sabah haberleri sormak ve fikir alışverişinde bulunmak üzere beni aradı. Bana Arap dünyasının içerisinde bulunduğu vaziyeti özetleyen çok veciz bir söz söyledi: “Lübnan ve Gazze, Arap dünyasının yüz ölçümününün %1’inden daha az bir alanı kaplıyor. Ancak buna rağmen İsrail’e öyle bir zillet, korku ve yenilgi tattırıyorlar ki İsrail Gazze ve Lübnan’ı dünyanın 4. Gücü olarak tanımlıyor. Bu yaratıcılıkta zirve olmak değil midir? Mucize değil mi bu?”
Hem İsrail’in hem de Arap dünyasının ambargosu altında olan kıymetli dostumun sözünden daha anlamı ve daha güçlü başka bir söz bulamıyorum bu makaleyi sonlandırmak için…
islamianaliz