Hakan Albayrak
Hani Hizbullah'ın işini bitireceklerdi?
Hani Hizbullah'ın işini bitireceklerdi?
33 Gün Savaşı'nda Hizbullah'ın büyük bir zafer kazandığını / İsrail'in ağır bir yenilgiye uğradığını yazdığımda, birçok kardeşim beni iflah olmaz derecede "saf" olmakla suçlayarak şöyle demişti: "Bu Siyonistlerin bir oyunudur. Hizbullah'ı tuzağa düşürüp, Lübnan'a BM birliklerinin yerleşmesi için gerekli olan zemini hazırladılar. Şimdi BM birlikleri ve onların desteğindeki Lübnan ordusu Hizbullah'ı silahsızlandıracak. Lübnan, emperyalistlerin kalesi olacak." Ben bu felaket senaryosuna metelik vermedim. Vermeyince yine "saf" damgası yedim. Ne oldu şimdi?
Aradan iki sene geçti, ama Hizbullah'tan bir tabanca mermisi bile alamadılar. Üstelik Hizbullah'ın elindeki füzelerin sayısı ikiye-üçe katlandı. ABD-İsrail savaş gemilerinin canına okuyabilecek 30 kadar hücum botu da edinmiş Hizbullah"
Siyonistlerin emrindeki Dürzi lideri Velid Canbolat, Hizbullah'a, «Eğer savaşmak istiyorsanız, biz de memnuniyetle varız. Yaşı ve kuruyu birlikte yakmak zorunda kalabiliriz. O füzeleri sizden çekip alırız» diye meydan okuyordu. Şimdi bu zât, önünde Hizbullah savaşçılarının devriye gezdiği evinde hapis. Sırtını ABD'ye dayayarak dağları yerinden oynatabileceğini zanneden Fuad Sinyora ve yoldaşları da Hükümet Sarayı'nda hapis. ABD, İsrail, Birleşmiş Milletler, Lübnan Hükümeti ve Canbolat gibi emperyalist işbirlikçisi savaş ağaları tarafından tasfiye edileceği zannedilen Hizbullah, bunların hepsini bir hamlede tepeleyerek Beyrut'un kontrolünü ele geçirdi. Hatırı sayılır miktarda Hizbullah yandaşının da yer aldığı Lübnan ordusu gıkını bile çıkarmadı"
Siyonist / emperyalist komplolara kusursuzluk atfeden, ABD ve İsrail'i haşa kadir-i mutlak gibi gören zavallılar bu manzara karşısında herhalde şaşkınlıktan küçük dillerini yutmuşlardır. Ben hiç şaşırmadım; zira 33 Gün Savaşı'ndan hemen sonra şöyle diyordum:
"Birleşmiş Milletler'e bağlı "barış gücü"nün Hizbullah'ı silahsızlandıracağı söyleniyor... Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri 1992 yılında Birleşmiş Milletler bayrağı altında bütün 'haşmetleriyle' Mogadişu'nun üstüne çökerek General Farah Aidid'e bağlı milisleri silahsızlandırmaya çalışmıştılar. Netice? "Kara Şahin Düştü"! En gelişmiş toplar, tüfekler, tanklar, roketler, helikopterler bir avuç Afrikalı serdengeçtinin çıplak azmi karşısında unufak oldu. Sam Amca ve askerleri 1995 yılında burunlarını çeke çeke geri çekildiler.
Aidid'in milislerini silahsızlandıramayan BM askerleri şimdi Nasrallah'ın askerlerini silahsızlandıracaklarmış. Kolay gelsin! Daha ortada Hizbullah yokken Beyrut'ta bir kalemde 240 küsûr askerini kaybeden ABD ve bir kalemde 50 küsûr askerini kaybeden Fransa, Lübnan'a yerleştirilmekte olan BM askerlerinin bu belâlı topraklara Hizbullah direnişinin çelik gibi iradesine rağmen vaziyet edebileceğine inanıyorsa, ne diyelim, Allah akıl-fikir versin. (")
BM Genel Sekreteri Kofi Annan, "Hizbullah'ı silahsızlandırmak bizim işimiz değil, Lübnan ordusunun işi" diyor. Hangi Lübnan ordusu? Başbakan Sinyora'nın "İsrail'e karşı savaşa girmek ordunun intiharı olur" dediği Lübnan ordusu mu? Bir anda 350 askeri birden İsrailli işgalcilere esir düşen ve utançtan yerin dibine batacağı yerde işgalcilere bir de çay-kahve ikram eden Lübnan ordusu mu? Diyelim ki bu ordu sıkı bir eğitimden geçirildi ve son teknoloji ürünü silahlarla donatıldı; İsrail ordusundan daha mı güçlü olacak ki Hizbullah'ı silahsızlandırabilsin? Sonra, Hizbullah sempatizanlarının hatırı sayılır bir yekûn teşkil etmeyeceği bir Lübnan ordusu kurmak mümkün mü? Ya Lübnan ordusunun hatırı sayılır bir kısmı Hizbullah'la işbirliği yaparsa?
Hizbullah'ın ikmal yolları kesildi ve depolarındaki silahlar tükeninceye kadar ağır zayiatlar vermek pahasına Hizbullah'a savaş açıldı diyelim; mevcut silahların Hizbullah'a aylarca ve hatta yıllarca yetmeyeceği ne malum?... Son savaşta İsrail'e fırlatılan 8000 füzenin onda bir kadarı Hizbullah mevzilerinin hemen yanı başındaki BM mevzilerine fırlatılsa ne olur? Lübnan topraklarının yabancısı olmayan İsrail ordusu, varoluş kavgası gibi müthiş bir motivasyon kaynağına da sahip olduğu halde, Hizbullah'ın karşı saldırısına ancak 1 ay dayanabildi; bu toprakların yabancısı olan Marsilyalı veya Milanolu gençler Hizbullah'la topyekün bir mücadeleye ne kadar dayanabilirler?
Frenklerin dediği gibi: Mission Impossible!" (Gerçek Hayat, 2006)
* * *
Siyonist/emperyalist düşmanı kahreden son gelişmelerin Şii-Sünni çatışması fitnesinde kullanılmasına izin verilmezse (ki bu konuda en çok Hizbullah mensuplarına iş düşüyor), Ümmet-i Muhammed'in gözü aydın demektir.
yenişafak