Merve Kavakçı
Hatırlayalım
Zira ihtiyacımız var şu günlerde. Oryantalizm Batı endeksli bakış açısının ilmi anlamda incelenmesi manasına gelmekte. Postkolonyal teori dediğimiz çerçeve içerisinde objektif, ve etraflı ancak taraflı olmayan bir şekilde Doğu Batı ilişkisini masaya yatırmak Oryantalizmin çalışılması anlamına geliyor. Batı ve Doğu ibareleri her ne kadar çok geniş anlam içermiş olsa da bu çalışma alanında Hıristiyan Avrupa ve Müslüman Doğu karşılaşması ile örtüşür. Yani Oryantalizmin ve onu kendine sıçrama noktası olarak kullanan Postkolonyal teorinin Doğunun Doğuşu mesela Çin ile Japonya ile alakası yoktur. Doğu ve Batı denince Hıristiyan kültürü, siyaseti ve ekonomisi karşısında Müslüman mübadili durur. Oryantalizmin mesnet bulduğu dönem hiç şüphesiz insanlığın tecrübe ettiği müstemleke dönemidir. Bu dönemde iki büyük imparatorluğun yanı İngiliz ve Fransız imparatorlarının Müslüman doğuya hükmetmesi temel teşkil edecektir.
Batının gözünde Doğulu yani Müslüman olan ikinci sınıftır. Hükmedilmeye layıktır, ve minnettar olmalıdır. Çünkü Batılı insan olmayı öğretmektedir Doğuluya. Doğulu insan hükmünde bile değildir. Bakınız insanlığın istila tarihine hemen göreceksiniz. Afrika’dan köle ticaretine veya Hindistan’ın işgaline veya Mısır’ın Napolyon Bonaparte ile tecrübesine, hepsinde Batılının tepeden inmeci, tepeden bakıcı, eğitici tonuna şahid olacaktır kulaklarınız. Doğu ve Batı arasında aşılamaz derinlikte bir uçurum vardır Batılı gözünde. Batılı ancak rapor eder. Doğuya gider, gezer, ve rapor eder yazar, yani üretir. Ne yazar? Doğunun ne kadar farklı olduğunu, Doğulunun ne kadar farklı olduğunu ki burada mündemiç bir aşağılama vardır. Batılı mesafeden bakar ve herşeyi kayıt altına alırki dönünce yazsın, yazdıkça dağıtsın, yazdıkları yayılsın, bir daha ve bir daha referans yapılsın, sonuç itibariyle de kişisel bilgi olmaktan ziyade sorgulanamaz gerçek olarak tarihte yazdıkları yerini alsın. Budur Batılının yaptığı.
Peki ne yazar? Müstehzi bir tonla yazar çoğu zaman. İnceliyor ya, rapor edecek ya, herşeyini yazar. Doğulunun Batıdan öğrenmesi gerekenleri yazar. Çünkü Doğulu farklıdır. Batılının ise çıkış noktası kendisidir. Yani kendi doğruluğu tartışılamaz bir değer taşır. O zaman yapılması gereken nedir? Onun gibi yani Batılı gibi olmayanı Batılı hale getirmek gerekir. Bu da Doğulu üzerinde işletilmesi gereken bir projedir Batılının zihninde. Minnet de buradan kaynaklanır. İnsan olmayı öğretecektir Batılı Doğuluya. O zaman? Teşekkür etmekten başka yol var mıdır Doğulu için… ve hatta Batılının ayaklarına kapanıp minnet etmelidir belki de kafasınca….
Doğulu barbardır Batılının gözünde, anti demokratiktir, cahildir, çirkindir, bilgisizdir, tecrübesizdir, şümulsuzdur, vesaire vesaire vesaire. Batılı nedir kendi Batılı gözünde? Doğulu için söylediklerimizin tam tersi…
Batılı, Doğuluya bakışında Doğulu erkek üzerinden bir okuma yapar. Yani bütün bu noktaya kadar söylediklerimiz Batılının Doğulu erkekte gördükleridir. Ya Doğulu Müslüman kadın? Devam edeceğiz inşallah. Edeceğiz ki polis, asker, savcı ve hakim olmada baş açıklık neden esas alınıyor anlayalım. Anladıkça belki ne kadar büyük bir hatanın eşiğindeyiz idrak ederiz.
yeniakit