Hasan Karakaya
HDP’li iki bakan da gitti... MHP, şimdi ne diyecek?
Gerçekten merak ediyorum;
MHP, şimdi ne diyecek?..
Oysa, “seçim meydanları”na çıkıp, “miting kürsüleri”nden bağıracak ve diyecekti ki;
“Bakın, gördünüz mü?.. Biz, yıllardır diyorduk ki, AKP-PKK ortaktır... Nitekim, Hükümet’te de ortak oldular... PKK’nın siyasî uzantısı HDP’nin 2 milletvekili AK Parti Hükümeti’nde bakan oldu!.. Böylece AKP-PKK işbirliği de tescillenmiş oldu!”
Evet; önümüzdeki günlerde “miting kürsüleri”ne çıkacak olan Devlet Bahçeli ve MHP kurmayları böyle bağıracaklardı!..
Ancak, hevesleri kursaklarında kalacak... Çünkü, meydanlarda kullanmayı düşündükleri “malzeme”yi kaybettiler!..
Öyle ya;
HDP’li AB Bakanı Ali Haydar Konca ile Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan;dün, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “istifa”larını sundular!..
Böylece;
Hem MHP kurmaylarının ellerindeki “koz” alınmış, hem de AK Parti cenahından yükselen “HDP’li bakanları azledin” yönündeki talepler karşılığını bulmuş oldu!..
“İstifa” eden iki bakanın yerine, en yakın zamanda herhalde “iki bağımsız”atanacaktır. Belki de atanmıştır!..
MHP TABANI YUTMAZ!
Ne var ki;
Gerek MHP, gerek HDP, dünkü “istifa” olayını yine de “AK Parti aleyhinde kullanmaya” çalışacaklardır!..
MHP’liler, “anayasal zorunluluk”tan kaynaklanan “siyasal gerçek”leri kendi tabanlarından gizleyerek; “AK Parti’nin, PKK’yı hükümet ortağı yaptığını” iddia edecektir!..
Ne var ki, MHP tabanı bu dolmayı yutmayacak ve soracaktır:
“PKK’nın hâmisi HDP, Anayasal zorunluluk gereği Geçici Hükümet’te, yani Seçim Hükümeti’nde yer aldı ise, bunun sorumlusu MHP ve CHP değil midir?..
Madem koalisyon kurulamadı, madem seçime gitmek zorunda kalındı; o halde, MHP veya CHP, niye Seçim Koalisyonu’nda yer almadı?..
CHP veya MHP, eğer Seçim Koalisyonu’nda yer alsalardı, HDP’nin kapısını çalan olmazdı!..
HDP’li iki bakana Seçim Hükümeti’nde görev verilmek zorunda kalınmışsa, bunun sorumlusu CHP ve MHP’dir!..
Hem Hükümet’te yer almayacaksınız, hem de, Hükümet’te iki bakanlık verdi diye AK Parti’yi suçlayacaksınız!..
Nerede bu yoğurdun bolluğu?”
HÜKÜMET’TEN NİYE KAÇTI?
Dediğim gibi;
MHP’nin, “PKK’yı Hükümet ortağı yaptılar” yönündeki “malzeme”si, dün öğleden sonra itibariyle, elinden alınmış oldu!..
Bakalım;
MHP kurmayları AK Parti’ye nasıl bir kulp takacaklar, nasıl yüklenecekler?..
AK Parti’ye yüklenmek zorundalar, çünkü MHP tabanı soracak;
“80 milletvekili çıkardınız da ne oldu?.. Bir partinin hedefi iktidar veya iktidar ortağı olmak değil mi?.. MHP, illâ da anamuhalefet partisi olacağım diye, iktidar ortaklığını niye reddetti?..
AK Parti’yi, Seçim Hükümeti’ne mecbur ve mahkûm eden MHP değil mi?!?..”
Evet, MHP kurmayları AK Parti’ye yüklenmek ve “tabandan AK Parti’ye kaymaları” önlemek zorunda ama, “MHP tabanı”nın sorusu da hazır;
“7 Haziran’da 80 milletvekili çıkardın da ne oldu?.. Ne işe yaradı 80 milletvekili?..
MHP’nin diretmeleri ve dayatmaları sonucu ülkede kaos oluştu, istikrar bozuldu!..
Önümüzdeki 1 Kasım’da yeni bir seçim yapacağız...
Peki, neye oy vereceğiz?..
İstikrar’a mı,
Kaos’a mı?..
Döviz yükselmeye, Borsa düşmeye, faizler tırmanmaya, işsizlik artmaya, esnaf sinek avlamaya ve PKK terörü yayılmaya devam edecek ve bu tabloya rağmen MHP elini taşın altına koymayacaksa, 80 milletvekili çıkarsa ne olur, 180 milletvekili çıkarsa ne olur?..
Ha MHP, ha HDP!..
80’er milletvekili çıkardılar da ne oldu?.. Ne Türklere faydaları oldu, ne Kürtlere!..
Bir daha mı?!?..
Tövbeler olsun!..”
İşte şuraya yazıyorum:
MHP, “7 Haziran akşamı”ndan bu yana sürdürdüğü “uzlaşmaz” tavrın yanı sıra, “Tuğrul Türkeş’i partiden ihraç etmenin, Meral Akşener’i aday göstermeme”nin faturasını ağır ödeyecektir!..
1 Kasım’da göreceğiz...
CANLI KALKAN OLAMAYINCA!
Gelelim, “PKK hâmisi iki HDP’li ba-kan”ın istifa sonrası yaptığı açıklamalara...
Özetle demişler ki;
“Bize görev yaptırmadılar.”
Nasıl yani?..
Görev yapmalarını engellemek için, ellerini-kollarını mı bağladılar acaba?.. Diğer bakanlara farklı, HDP’li bakanlara farklı mı davranıldı?..
Dedikleri şu:
“Bildiğiniz gibi Türkiye’de seçim sonrası tabloda koalisyon oluşturulamaması ya da oluşmaması sonucu Anayasa’ya göre geçici hükümetin kurulmasına yol açılmış oldu. Biz de HDP’nin vekilleri olarak seçilmiş iki bakan sıfatıyla görev aldık. Bir süredir görevi yürütmeye çalışıyorduk. Ancak fiilen görevi yürütmedeki olumsuzluklar nedeniyle bugün istifa etmiş bulunuyoruz.”
Gayet rahat anlayacağınız gibi, adamların “görev” dedikleri şey, “Cudi Dağı’nda canlı kalkan” olmakmış!..
Daha da açalım:
Türk Silahlı Kuvvetleri, birkaç gündür “Cudi Dağı’ndaki PKK kampları ve cephanelikleri”ni bombalıyor, bu arada onlarca PKK’lının da canına okuyor ya; aralarında HDP’li bakanlar Ali Haydar Konca ve Müslüm Doğan’ın da bulunduğu “PKK destekçisi” bir grup, Cudi Dağı’na gitmişler ki, PKK kampları bombalanmasın!..
Anlayacağınız;
“Canlı kalkan” olmak istemişler!..
Ne var ki;
Yetkililer demişler ki;
“Sizin, diğer vatandaşlardan ne farkınız var?.. Sizin dışkınızda gök boncuk mu var ki, ayrıcalık istiyorsunuz?.. Hadi, gidin buradan!.. Burası yasak bölge!.. Buraya siviller giremez!.. Dolayısıyla siz de giremezsiniz!..
Lütfen dönün geriye!”
Gerek Ali Haydar Konca’nın, gerek Müslüm Doğan’ın; “Görev yapmamız engellendi” dedikleri şey, işte budur!..
Anlayacağınız;
“Görev yapmaları” değil, “Cudi Dağı’nda canlı kalkan” olmaları engellenmiştir!..
TALİMAT PKK’DAN!
Haa, “görev” meselesini yine de yabana atmamak gerekir!.. Eğer, Cudi’de“canlı kalkan” olmak bir “görev” ise, onlara bu görevi veren, herhaldeKandil’dir, PKK’dır, KCK’dır!..
Aynı Kandil, PKK ve KCK, şimdi de onlara “yeni bir görev” verip,“istifa”larını istemiştir!.. Onlar da, bu talimata uyup, dün akşamüzeri“istifa şov” yapmışlardır!..
Olay budur!..
Kamuoyu, 1 Kasım seçimlerinde MHP’yi de, onun “Kürtçü versiyonu HDP”yi de herhalde çok iyi değerlendirecektir!..
Çünkü, yok birbirlerinden farkı!..
****************************************************************************************
Kürt halkı bu yalanları yutar mı?
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından 28 Ağustos’ta kurulan Geçici Bakanlar Kurulu’nda yer alan HDP’li Bakanlar Ali Haydar Konca veMüslüm Doğan’ın görev süresi sadece 25 gün oldu.
İki isim, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na istifalarını sundu. AB Bakanı olarak görev yürüten Ali Haydar Konca ile Kalkınma Bakanı olan Müslüm Doğan; Cizre’de güvenlik gerekçesiyle “sokağa çıkma yasağı”nın ilan edildiği dönemde Cizre’ye yürümüştü.
İşte bu iki “militan” bakan, dün hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hem de AK Parti’yi; “Çözüm Masası’nı devirmek”le suçlamışlar!..
Kürtler salak mı ki, bu yalana inanacak?.. Ulan; 11 Temmuz’da,“Çatışmasızlık ortamına son veriyoruz” diyen KCK değil miydi?.. 15 Temmuz’da; “Yeni devrimci halk savaşı başlatıyoruz” diye yazan Bese Hozat değil miydi?..
Daha ne konuşuyorsunuz be adamlar?!?..
yeniakit