Her Okula Bir Mescid
Uğur Dündar'ın kulakları çınlasın...
MEB 'in yeni Ortaöğretim Yönetmeliği'nin 99 maddesine, "Talep olması halinde ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak uygun mekan ayrılabilir" ifadesi eklendi. Bir zamanlar laikçi basının ülkedeki askeri vesayetten de istifade ederek o okul senin bu okul benim namaz kılan öğrenci ve eğitimci teftişine çıkmayı marifet bildiği bir ülkede Müslüman halkın dinî inançları lehine yapılan bu düzenleme umut verici bir adımdır.
Ancak MEB’in bu adımı birilerini fena halde rahatsız etmişe benziyor. Birileri yine dün yaptıkları gibi yüksek dozajda olmasa da namazlı niyazlı öğrenci hazımsızlıklarını garip kıyaslar, göz yaşartıcı bir özgürlük ve eşitlik havasında ve dolaylı ifadelerle açığa burmaya başladılar.
Dünün okullarda namaz kılan öğrenci ve eğitimci teftişçiliğini gazetecilik zannedip işi gücü jurnalcilik olan kimi basın çevreleri, bugün doğal olarak inanç özgürlüğünün eğitim alanına yansımasına olumlu bir anlam atfetmek yerine meselinin başka boyutlarına dikkat çekerek hazımsızlıklarını ortaya koymaktadırlar. Okullarda mescit projesine karşı hazımsızlık bu sefer de “Alevi öğrenciler” üzerinden ortaya konulmaktadır.
Mesela Radikal ve Vatan’da konuyla ilgili haber aktarılırken satır aralarında laiklik teftişçiliğini çağrıştıran imalarda bulunuldu. Mevcut konjonktürde dine ve bunun bir tezahürü olarak okulda mescit projesine açıkça tavır alamayan kesimler, bu kez de projeyi kendince tutarlılık testine tabi tutma yoluyla örtük İslam karşıtlıklarını alenileştiriyorlar.
Okulda mescit projesine karşı örtük rahatsızlıklarını Alevi öğrenci faktörü üzerinden dile getiren Radikal, bu maddeyle Alevi öğrencilerin yoğun olduğu yerlerde talep gelmesi halinde okul içinde ibadet yeri açılıp açılamayacağı sorusunu gündeme getiriyor. Hâlbuki uzmanların bu ifadeyle okullarda tüm dinlere yönelik ibadethane açılabileceğini savunduğunu da yine bu gazete belirtiyor. MEB yetkilileri okullarda talep olması halinde mescit açıldığını, ancak diğer dinlere yönelik bir talep gelmediğini söylüyor. Aynı bakanlık yetkilileri, "Talep gelirse değerlendirilir." Demekle de niyetlerini açığa vurmaktadırlar.
Yine konuyla ilgili kendilerine mikrofon uzatılan bir kısım laikçi de Alevi öğrenci faktörüne dikkat çekerek düzenlemeyi basitleştirme ve namaz hazımsızlıklarını ortaya koyma yoluna gittiler. Örneğin Vatan'ın mikrofon uzattığı Alaaddin Dinçer düzenlemeyle ilgili, "Herkes biliyor ki bu düzenleme her okula mescit anlamına gelir. Diğer dinlere ilişkin bir adım atılacağını sanmıyorum. Alevi vatandaşlar talep ettiğinde bir adım atılmayacaktır. Burada kriter ne olacak? Kaç öğrenci talep ederse, nerede açılacak, hiçbir bilgi yok yönetmelikte. Tamamen ucu açık bir düzenleme" değerlendirmesinde bulunuyor.
İMAM HATİP ÖĞRETMENİNE MAHALLE GÖREVİ
MEB’in yeni Ortaöğretim Yönetmeliği İmam-Hatip öğretmencileri için de Diyanet vesayetinden bağımsız olarak okul dışında tebliğ faaliyetlerine imkan tanıması itibariyle de olumluluk barındırıyor. Hatta buna teşvik ediyor. Yönetmeliğin 86. maddesindeki düzenleme ile İHL öğretmenlerine mahalleyi gezerek halkla ilişki kurma görevi veriliyor.
Yönetmelikte, " Anadolu imam-hatip ve imam-hatip lisesi meslek dersleri öğretmenleri gerek ders saatleri içerisinde, gerekse ders saatleri dışında olmak üzere öğrencilerin mesleki becerilerinin geliştirilmesi için çevreyle ilişki kurmalarına rehberlik ederek mesleki uygulamalarının verimli olması yönünde çalışmalar yapar, dinî konularda halkın bilgilendirilmesine yönelik faaliyetlere katılır" deniliyor.
Eski yönetmelikteki imam hatip öğretmenlerinin müftülük kontrolünde müftülerle beraber iş birliği yapacağı ifade edilirken, yeni düzenlemede bu hüküm yer almadı. Böylece İHL öğretmenleri kendileri mahallede dini bilgilendirme çalışması yapabilecek.