Merve Kavakçı
“Hıristiyan olabilirim…”
İlginç bir cümle başlangıcıydı bu. Meksikalı futbolcu Javier Hernandez Balcazar’ın sözleri. Bir Alman takımı için oynarken kullanmış sanırım mevzubahis ifadeyi. Bir haber sitesinde görür görmez detayını almak istedim. Cümlenin devamıydı beni ilgilendiren. Chicharito lakabıyla tanınan (belki de Türkiye’de benden başka herkesin biliyor olduğu, bu ismi ve bu sözlerini ama benim bilgi dağarcığım için yeni olan) futbolcu “Hıristiyan olabilirim ama örnek aldığım tek insan Hz. Muhammed’dir” demiş. Sallallahü aleyhi vessellem.
Düşünüyorum…nedir bir Müslüman olmayan Meksikalıyı İslam’ın elçisi bir kişiye çeken. Şimdi değil, asırlar önce yaşamış, onun baktığı pencereden bakıldığında tarihsel bir figüre doğruca iten, onu başkaları arasında öne geçiren, kendine model aldıran… Rabbin kelamını insanlığa ve cinlere transfer etmek için “seçilmiş” bir elçi olduğu kadar bir aktivist, bir siyasetçi, bir baba, bir eş, bir tüccar olan. Alemlere rahmet, peygamberlik mührünün sonu olan birine… Nedendir bu acaba?
Gelmiş geçmiş en büyük yani en başarılı yani en effektif reformist olduğu için mi… Öyle bir değişime imza atmıştı ki, sınır tanımayan delalet içinde bir toplumu, insanlık tarihi ölçüsünde çok kısa sayılabilecek bir süre zarfında eğitmiş, düzeltmiş, ehlileştirmişti...bu mu... Nefsi ve hayvani hallerinden çıkartıp, eşref-i mahlukata devşirmişti…yoksa o mu…hangisi?
El-emindi Rasulullah. İnsanların elinden ve dilinden emin oldukları. Yanına “vardık”larında kendilerine zarar gelmeyeceğini bildikleri, onları kandırmayacağına, lafı sözü eğip büküp aldatmayacağına kesin olarak kanaat getirdikleri bir Mü’mindi Rasul. Henüz vahiy ile şereflenmemişti ama o bir mü’mindi, İbrahim’in çizdiği yolda ilerleyen bir Allah dostuydu. Ve arayıştaydı. Anne ve babası yerine geçecek yaşlılara bir of bile demeyecek bilinçteydi, yumuşak huylu, ağır başlı ve dürüsttü. En önemlisi emanete hıyanet etmez, sağ gösterip sol vurmaz, kimseye kötülük etmezdi. O Hz. Peygamber Rasul aleyhi selatu vesselamdı.
Bizdekiler küfrü inadı ile ayet-i kerimeyle adı “dindar” kanalda, alay ederken, gözlerini nefret bürümüş “şehitlik safsatası” derken (estağfirullah), ayet neymiş, hadis neymiş, sünneti seniye neye tekabül etmiş bilmezken, bir Meksikalı, elin Hıristiyan evladı, bir rol modelden bahsediyor o da benim Fahri kainat Efendim. Ne güzel! Ne acı!
O’nun ümmeti birbirine girmiş, birbirini arkadan bıçaklamakla, dost edinmemeleri gerektiğiyle emrolunduklarıyla çoktan kol kola girmiş, bir adım aynı istikamete yürüyorlar. Yürüyorlar da İslam denince akla terör geliyor binlercesine ilk anda. Müslüman görünce, ardını dönüp kaçası geliyor yüzlercesinin. Terör, şiddet, yolsuzluk, hırsızlık ve daha niceleri, hangi biri İslam’ın şerefini taşımaya layıkların işi
Müslümanların hali bu, içi bizi, dışı herkesi yakarken bir Hıristiyan, Önderimizi örnek alıyor… Ne mutlu ona…
yeniakit