HÜDA PAR Programını Açıkladı
HÜDA PAR'ın merakla beklenen tüzüğü, programı ve amblemi açıklandı.
İslam'da emniyete alınması gereken can, mal, din, akıl ve nesil emniyetinin yer aldığı programda dikkat çeken diğer başlık da partinin altı ilkesi oldu. Organize ettiği dev mitinglerle adından sıkça söz ettiren Mustazaf Der'in kapatılmasından sonra Mustazaflar Hareketi olarak Türkiye siyasetine başlangıç yapan oluşum, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)'ni kurarak partileşme sürecini tamamladı.
Düzenlenen basın toplantısı ile partinin tüzüğü, programı ve amblemi kamuoyu ile paylaşıldı. Saat 10.00'da başlayan basın toplantısında sunumu HÜDA PAR genel başkan yardımcısı ve parti sözcülerinden Mehmet Yavuz yaptı. HÜDA PAR Genel Başkanı Av. Hüseyin Yılmaz'ın selamlama konuşmasının ardından parti programını ana hatlarıyla genel başkan yardımcısı Said Şahin okudu.
İslam'da emniyete alınması gereken can, mal, din, akıl ve nesil emniyetinin yer aldığı programda dikkat çeken diğer başlık da partinin altı ilkesi oldu. Bunlar: adalet, doğruluk, sevgi, ehliyet, hikmet ve hizmet ilkeleri olarak açıklandı.
Kürt sorununu çözümüne yönelik projelere de yer verilen programda Kürtlerin varlığı anayasal olarak tanınması ve Kürtçenin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi istendi.
Temel Hak ve Hürriyetler, Devletin Yapılanması, Amacı ve Görevleri, İktisat, Dış Politika ve Sosyal Politikalar ana başlıkları altında toplanan parti programında, eğitimden, sağlığa, sosyal politikalardan ekonomiye, Kürt Sorunundan, inanç ve ibadet özgürlüğü önündeki engellere, dış politikadan yeni anayasaya kadar birçok konudaki proje ve çözüm önerilerine yer verildi.
Dokuz ana kısımdan oluşan parti tüzüğü ise, Kuruluş Amacı ve İlkeler, Üyelik, Teşkilat ve Kurullar, Seçimler, Mali İşler, Teftiş ve Denetim, Hükümet Kurma, Parti Defterleri, Çeşitli Hükümler ve Geçici Maddelerden oluştu. Tüzükte ayrıca, İlk Büyük Kongrenin yapılmasına kadar Kurucular Kurulu'nun, Büyük Kongrenin yetkilerine sahip olduğu belirtildi.
HÜDA PAR'IN HEDEFİ
Adaletin yeniden tesis edilmesi birinci hedef olarak ilan edildiği programda bazı hedefler ise şöyle sıralandı:
-Devleti ve siyaseti yeniden tanımlamak,
-Toplumun temel değerlerini siyasete taşımak ve hâkim kılmak,
-Toplumu sistemle değil, sistemi toplumun inanç değerleriyle uyumlu hale getirmek,
-Can, mal, ırz, akıl ve nesil emniyetini sağlamak,
-İnanç ve ibadet hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak,
-Kürt sorununun çözümünü sağlamak,
-Maneviyatsızlık ve ahlaki yozlaşmaya dur demek,
-Hakça bölüşümü ve sosyal adaleti sağlamak,
-Gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırmak ve refahı tabana yaymak,
-Yargının adil, bağımsız ve tarafsız olmasını sağlamak,
-Dış ilişkilerin mihverine adaleti yerleştirmek, komşu ülkelerle iyi geçinmek
ANADİLDE EĞİTİM TABİİ BİR HAKTIR
Anadilde eğitimin herkes için tabii, insani bir hak olduğunun altının çizildiği programda, çocukları bilmedikleri bir dilde eğitmenin eğitimde fırsat eşitliğine de aykırı olduğuna dikkat çekildi.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI TEMİNAT ALTINA ALINACAK
Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının teminat altına alınması gerektiği belirtilerek, "Yargılanan kişinin etnik, dini veya ideolojik aidiyetine veya sosyal statüsüne göre farklı kararlar veren, tarafsızlığını kaybetmiş olduğu verdiği kararlarla anlaşılan hâkimlerin, sebep oldukları zararlar tazmin ettirilerek meslek ile ilişikleri kesilmelidir. Ayrımcılık ağır yaptırımlara bağlanmalıdır.
Yargı kararları arasındaki çelişkiler giderilmeli, herkese her zaman uygulanabilir, kişiye göre değişmeyen bir yargı düzeni oluşturulmalıdır. Bunun için yargı sistemi içerisinde etkin bir denetim ve düzen oluşturulmalı ancak bu, yargıyı yürütmenin güdümüne sokmayacak bir düzenleme ile gerçekleştirilmelidir.
AĞIR CEZA MAHKEMELERİ KALDIRILACAK
'Kanun önünde herkes eşittir' ilkesine aykırılık teşkil eden, DGM ve ÖYM'lerin devamı niteliğindeki Bölge Ağır Ceza Mahkemeleri kaldırılmalı, usul ve infaz yasalarında 'adalet pren-sibi' gözetilmelidir. 'Devlete karşı işlenen suçlar ve cezalar' şeklindeki düzenleme, olağanüstü bir kanuni rejim getirmiş olup 'adil devlet' anlayışı yerine 'polis devleti' anlayışını ikame etmiştir. Kanunlarda ayrımcılığa ve adaletsizliğe yol açan böylesi düzenlemelerden ivedi olarak vazgeçilmelidir" ifadelerine yer verildi.
ZİNA YENİDEN SUÇ OLARAK TANIMLANACAK
Ailenin toplumun temel nüvesi olduğu belirtilen programda, zinanın yasaklanması kişinin nesil emniyetini korumaya yönelik bir insan hakkı olduğu vurgulanarak, suç olmaktan çıkarılan zinanın, yeniden suç olarak tanımlanması gerektiği kaydedildi.
MAHKEME KARARI BİLE OLSA DİNLEME YAPILAMAYACAK
Her vatandaşın meskenin dokunulmaz olduğu vurgulanan programda, "Mahkeme kararıyla dahi olsa ortam dinleme suretiyle hiç kimsenin meskeni ve işyeri içerisindeki konuşmaları dinlenemez. Herhangi bir vatandaşın, aile fertleriyle iletişimi hiçbir gerekçe ile kontrole tabi tutulamaz, yazılı sözlü veya görüntülü haberleşmesi izlenemez ve engellenemez. Bu konu ile ilgili gerekli kanuni düzenlemeler derhal yapılmalıdır" ifadelerine yer verildi.
SEÇİM BARAJI KALDIRILMALIDIR
Seçme yaşının 15'e indirilmesi gerektiği belirten programda, seçilme yaşının ise 18'e indirilmesi önerilerek, "Hükümlülere, er ve erbaşlara seçme hakkı tanınmalıdır. Ordu ve emniyet mensupları ile hâkim ve savcılar haricindeki memurların siyasi partilere üye olmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Siyasi nitelikli suçlardan mahkûm olmuş olanların, cezaları-nın infazı tamamlandıktan sonra siyasi partilere üye olabilmeleri ve seçilebilmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Yönetimde istikrar için temsilde adaletin feda edilmesi anlamı¬na gelen seçim barajı uygulaması kabul edilemez" denildi.
YENİ ANAYASA
-12 Eylül askeri cuntası tarafından hazırlanan 1982 Anayasası toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktan oldukça uzaktır. Bu anayasa topluma silah zoruyla giydirilmiş bir deli gömleği gibidir. Halkın büyük çoğunluğunun talebi tamamen yeni bir anayasadır. Vesayetten ve ideolojiden arınmış, sivil bir anayasa acilen yapılmalıdır.
-Yeni anayasanın başlangıç bölümü kısa ve öz olmalıdır. Etnik vurgu yapılmaksızın insani hak ve özgürlüklere kuvvetli bir vurgu yapılmalıdır.
-Yeni anayasanın değiştirilemez nitelikte hiçbir maddesi olmamalıdır.
ZORUNLU ASKERLİK KALDIRILACAK
Profesyonel ordu oluşturularak, askerlik hizmeti zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Geçiş sürecinde askerlik hizmetini asker olarak yapmak istemeyenler için vicdani red hakkı, insani temel bir hak olarak tanınmalıdır.
KÜRT SORUNU
-Öncelikle bugüne kadar yapılan zulümlerden dolayı devlet adına özür dilenmeli ve mağdurlara tazminat ödenmelidir.
-Kürtlerin varlığı anayasal olarak tanınmalı, Türkler ve Kürtler, ülkenin asli kurucu halkları olarak kabul edilmelidir.
Kürtçe İkinci Resmi Dil Olarak Kabul Edilmeli
-Kürtçe, Türkçe ile beraber ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli, Kürtçe aynı zamanda eğitim dili olmalıdır. Yeterli talep olması halinde anadili farklı olan diğer vatandaşların da ken¬di dillerinde eğitim alabilmelerinin önü açılmalıdır.
-Bölgede çok yönlü sorunlara yol açan koruculuk sistemi derhal lağvedilmeli, ancak mağduriyetlere de sebebiyet verilmemelidir.
-Köy yakma ve zorunlu göç olaylarının hesabı sorulmalıdır. Ergenekon, jitem ve benzeri yapılanmaların bölgede yaptığı hukuksuzluklar derinlemesine soruşturulmalıdır.
Faize Dayalı Sistem Kaldırılmalıdır
-Faize dayalı ekonomik sistem tamamen kaldırılmalıdır.
-Gerek kamu gerek bankacılık ve gerekse de bireyler arası borçlarda faiz temelli anlayış olmamalıdır.
Yoksullara Ücretsiz Su, Elektrik ve Gaz
-En alt gelir diliminde bulunan yoksul insanlar için, ailedeki fert başına kanunla belirlenecek oranda su, elektrik ve gaz ücretsiz olmalıdır.
-Başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere geri kalmış bölgelere özel bölgesel kalkınma planları uygulanmalıdır. Devlet, özel sektörün girmediği bölgelerde ve alanlarda bizzat yatırımlar gerçekleştirerek vatandaşlarına iş imkânı sağlamak durumundadır. Bu bölgeler geniş tarım ve hayvancılık imkânlarına sahiptir. Petrol, sadece bu bölgelerden çıkarılmaktadır.
Asgari Ücretliden Vergi Alınmayacak
-Asgari ücretin tamamı vergiden muaf tutulmalıdır. Asgari ücretin üzerinde olan kazançlardan gıda, giyim, barınma, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar için yapılan harcamalar düşüldükten sonra geriye kalan miktar vergilendirilmelidir.
-Haberleşme ve kültür harcamalarındaki vergi oranları makul seviyeye indirilmelidir.
-Kişinin oturduğu konutundan emlak vergisi alınmamalıdır.
-Vergi mevzuatı yeniden düzenlenerek basitleştirilmeli, vergi oranları düşürülerek tabana yayılmalıdır.
-Hiçbir üretim faaliyetine katılmadan ve risk de almadan sadece paradan para kazananlara tanınan vergi muafiyetlerine son verilmeli, mevcut vergi oranları artırılmalıdır.
DIŞ POLİTİKA
-Siyonist İsrail rejimi ile her türlü ilişkiler kesilmeli ve devlet olarak tanınmasından vazgeçilmelidir.
-Bunun gibi yüzyıllardır anayurtlarında yaşadıkları halde suni sınırlarla dört parçaya ayrılan, aralarına tel örgüler ve mayınlar döşenen Müslüman Kürtlerin de eskiden olduğu gibi bir halk ve bir millet olarak görülüp suni sınırların kaldırıldığı, ekonomik, kültürel, sosyal dayanışma, siyasal yardımlaşma ve sılayı rahim hukukunun yerine getirilmesi için gerekli adımların atılması gerekir. Bir halk ve yakın akraba olan Müslüman Kürtlerin birbirleri ile yabancılaştırılması ve ötekileştirilmesi büyük bir zulümdür. Siyasi ve idari şekiller ne şeklide olursa olsun kardeş ve akraba olan Müslüman Kürt halkı arasındaki her türlü sınır ve bölünme kaldırılmalı, insani ilişkilerin rayına oturtulması için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır.
-İslam dünyasının ortak değerleri olan HARAMEYN (Mekke- Medine)'in idaresinin özerk ya da tamamen bağımsız bir yapıya kavuşturulması gerekir. Oluşacak yapının idaresi de bütün dünya Müslümanlarından müteşekkil bir meclis tarafından yürütülmelidir.
-Bu değerlere yapılacak herhangi bir saldırının tüm İslam ümmetine yapılmış gibi kabul edilerek müşterek savunma hattı oluşturulmalıdır.
-Birleşmiş Milletler'in ve özellikle de Güvenlik Konseyi'nin mevcut yapısı ile dünya barışına, küresel adalet ve huzura hizmet etmesi mümkün değildir" Mevcut yapı bu nedenle devam etmemelidir.
-400 milyonluk Avrupa Birliği yerine bir buçuk milyarlık İslam âlemine yönelmek ve ortak ticaret, ortak para birimi ve sınırların kaldırılması ile uzun vadede tam anlamıyla birleşmeyi hedefleyen bir birliktelik kurmak gerekmektedir.
-İnanç bağıyla bağlı olduğumuz Müslüman ülkelerle ileri derecede işbirliği içinde olmaya çaba sarf edilmelidir. Bunun için İslam İşbirliği Teşkilatının, çatısı altında veya yeni bir çatı oluşturularak askeri gücü de olan güçlü bir siyasi yapı oluşturulmalıdır.
EĞİTİM
-Devlet okullarının eğitim kalitelerinin arttırılması, teknolojik olanaklarının geliştirilmesi ve müfredatın yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
-Öğretmen yetiştiren okullar yeniden yapılandırılarak, ahlak ve toplum değerlerine bağlı öğretmenlerin yetiştirilmesi sağlanmalıdır.
-Mesleki eğitim yeniden yapılandırılmalı, ülke ekonomisine katkı sağlayacak, kalifiye eleman ihtiyacını karşılayacak hale getirilmelidir.
-Kur'an-ı Kerim, Arapça, hadis, ilmihal ve siyer dersleri ilköğretim birinci sınıftan itibaren ders olarak okutulmalıdır.
-Eski medreselerimiz restore edilip onarılmalı, medrese eğitiminde geçen süre zorunlu eğitim süresinden sayılmalıdır. Buralardan mezun olan öğrencilere belli sınavlardan geçtikten sonra denklik diploması verilmelidir.
-Devleti oluşturan halkların dilleri resmi olarak tanınmalıdır. Herkesin kendi ana diliyle eğitim yapması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
-Zorunlu karma eğitimden vazgeçilmeli, isteyen aileler çocuklarını yüksek öğrenim dâhil eğitimin her kademesinde erkek veya kız okullarında okutabilmelidir.
Başörtü Yasağı Tamamen Kaldırılmalıdır
-Yıllardır ülke insanımıza ve özellikle kızlarımıza kâbus dolu günler yaşatan başörtüsü yasağının tamamıyla kaldırılarak, her kademedeki eğitim kurumlarında bulunan eğitimci ve öğrenciler diledikleri şekilde örtünebilmelidirler.
-YÖK kaldırılarak üniversiteler, akademik, idari ve mali yönden özerk bir yapıya kavuşturulmalı, yükseköğretim kurumları arasında koordinasyonu sağlayan yatay bir organizasyon oluşturulmalıdır.
AİLE VE KADIN
-Kadınlarla ilgili düzenlemeler yapılırken inanç ve toplumsal değerler göz önünde tutulmalıdır. Kadının fıtratına uygun işlerde istihdamına dikkat edilmelidir.
-Kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve sömürünün engellenmesine yönelik caydırıcı uygulamalar ve hukuki düzenlemeler yapılmalıdır.
-Toplumda boşanmayı arttıran her türlü yayın ve teşvik edici unsurların yanı sıra, boşanma sebeplerinin tespiti ve ıslahı için sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidilmelidir.
-Genelevler kapatılmalı ve fuhşu önleyecek önlemler hızla alınmalıdır.
HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULAR
-Hapishane şartlarının düzeltilmesi ile tutuklu ve hükümlülerin onurlarını, bedensel, ruhsal ve sosyal haklarını güvence altına alacak düzenlemeler yapılmalıdır. Tutuklu ve hükümlüler, hapishaneden çıktıktan sonra sosyal, iktisadi ve kültürel hayata uyum sağlayabilmeleri için ilmi ve mesleki olarak eğitilmelidirler.
-Evli tutuklu ve hükümlülerin ayda en az bir günü aileleriyle birlikte geçirmesine imkân sağlanmalıdır.
-Devlet, geçimini sağlamakta zorlanan tutuklu ve hükümlü ailelerine maddi yardımda bulunmalıdır.
-Tutuklu ve hükümlülerden elektrik parası alınması uygulamasına son verilmelidir.
-Hükümlünün cezaevinde yediği yemeğin iaşe bedelinin hükümlüden istenmesinden vazgeçilmelidir.
-Tutuklu ve hükümlüler, ailelerinin ikamet ettiği yerlere en yakın olan hapishanelerde kalmalıdırlar.
-Bakıma muhtaç ve sürekli hastalığı olan tutuklu ve hükümlülerin, denetimli serbestlik hükümleri gereğince cezalarını evlerinde çekmeleri sağlanmalıdır.
Programın sonunda ise şu ifadelere yer verildi: "Davamız; Hürriyettir, Adalettir, Hakkaniyettir, Zulmün sona ermesidir, Huzurdur, Barıştır, İnsanların kaynaşmasıdır, Kardeşliktir... Gayemiz sadece budur. Bütün varlığımızla bu gaye için mücadele ediyoruz. Bu gayretimizle Allah'ın huzuruna varmak istiyoruz. Bütün mücadelemiz budur. Adalet ve hakkaniyet üzere bir dünya özlemindeki herkesi, Huzur ve barışla kalbi sevinç dolan herkesi HÜDA PAR'a davet ediyoruz."
İLKHA