Hukuk, Hak Gaspını Kabul Etmez (FOTO)
Konya İnanç Özgürlüğü Platformu üyeleri Kayalıpark’ta 17 Kasım 2007’de 10. defa bir araya gelerek başörtüsü yasağını protesto etti.
Konya İnanç Özgürlüğü Platformu üyeleri Kayalıpark’ta 17 Kasım 2007’de 10. defa bir araya gelerek başörtüsü yasağını protesto etti. Platform adına konuşan Hu-der yönetim kurulu üyesi Gürsoy Bilgin başörtüsü yasağının anlamsızlığına dikkati çekerek bu yasağın bir an önce kaldırılması gerektiğini vurguladı. Siyonist rejimin cumhurbaşkanı Şimon Peres’in TBMM’de konuşması ve milletvekillerince alkışlanmasının da kınandığı basın açıklaması 11. hafta tekrar buluşmak üzere son buldu.
Basın açıklamasının tam metni:
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 10. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
HUKUK, HAK GASPINI KABUL ETMEZ
Kendi hayat tarzlarına müdahale korkusu taşıyanların, bu korkularını dile getirenlerin başkalarının hayat tarzlarına müdahale haklarını kendilerinde görmeleri, bu müdahaleleri olağan kabul etmeleri hatta savunmaları kabul edilebilir değildir.
1967 yılında üniversitelerde başlayan başörtüsü yasağı, aradan geçen 30 yıla rağmen hak ve hukuku hiçe sayarak devam etmektedir.
“Adalet” ve “Dürüstlük” hukukun olmazsa olmaz ilkeleridir. Yasakçılar, Hukukun hem adalet hem de dürüstlük ilkesini çiğneyerek yaptıklarına mazeret bulmaya çalışmaktadırlar.
Oysa, başörtüsü yasağının insan haklarına aykırı olduğu, uluslararası bir değer olan “din ve vicdan özgürlüğü” ile bağdaşmadığı tartışmasızdır.
Başörtüsü yasağı ile hukuk devleti iddiasının bir arada bulunamayacağı tartışılmaz bir gerçektir.
Başörtüsü yasağı, evrensel bir hak olan “çalışma hakkı”ndan kadınların yararlanmasını engellemektedir.
Başörtüsü yasağı, Türkiye'nin de imza koyduğu “insan hakları evrensel beyannamesi” ne aykırı bir uygulamadır.
Başörtüsü yasağı, uluslararası sözleşmelerde ve anayasada yer alan eğitim hakkını ihlal etmektedir.
Başörtüsü yasağı, bütün dünya tarafından lanetlenen, “kadınlara karşı cinsiyet ayırımı” nı çağrıştırmakta, kadınlara karşı “şiddet, baskı ve terör” anlamına gelmektedir.
İslam Dinine karşı yürütülen politikaların kılık-kıyafet eksenine oturtulması başörtülü insanların hep gerginliğin merkezinde yer almasına sebep olmuştur. Bu durum başörtülü anne olmayı bile cezalandırır bir hal almıştır.
Türkiye güvenlik politikaları açısından kritik bir dönemden geçerken inanç özgürlüğü ile birlikte diğer hak ve özgürlükler alanında kararlı, köklü hiçbir adım atmamaktadır. Adeta toplumda barışın egemen olabilmesi iç
in adaletin vazgeçilmez bir değer olduğu göz ardı edilmektedir. Oysa kalıcı bir barış ortamının tesis edilebilmesi yönetimlerin kendi halklarının inanç ve kültür değerleri ile barışık olmasına bağlıdır. Gereken yapılmalı ve başörtüsü hayatın her alanında serbest olmalıdır.
Bu vesile ile, Filistin topraklarını gasp edip Filistin halkına akıl almaz zulümler yapan, Müslümanların yaşadığı her coğrafyayı karıştırmaktan geri durmayan İsrail’in Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Türkiye’ye davet edilmesini, TBMM. de konuşturulmasını protesto ediyor, konuşmasını alkışlayan milletvekillerini kınıyoruz. Keza, Şimon Peres’e gösterdiği anlayışı kendi halkının seçtiği Filistin Başbakanı İsmail Heniye’ye göstermeyen, Gazze bölgesinde yaşayan Filistinlilere karşı İsrail ile işbirliği yapmaktan çekinmeyen Filistin Cumhurbaşkanı Mahmut Abbas’ın Türkiye’ye davet edilmesini, TBMM. de konuşturulmasını protesto ediyoruz.
Başörtüsü mücadelesinin sembol isimlerinden, inancı uğruna hapislerde yatmaktan çekinmeyen, İslam için çalışmaktan hiç geri durmayan yazar, aksiyon kadını Şule Yüksel Şenler, rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi görmektedir. Kendisine Allah’tan dünyada ve ahirette iyilikler temenni ediyor, acil şifalar diliyoruz.
Gelecek Cumartesi günü saat 12.00 de buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU