Mehmet GÖKTAŞ
İki kere ikikaç eder?
Bayramda siyaset yazmak ne kadar doğru bir şey bilmem fakat bayram geçer geçmez CHP'nin Adalet yürüyüşü konuşulmaya devam edecektir.
Yürüyüşe Kılıçdaroğlu tarafından ‘adalet' isminin verilmesine her ne kadar birileri dudak bükse de bir çok yönden önem arz etmektedir.
Öncelikle iktidar partisini ilgilendirmektedir. Çünkü isminin birinci kelimesi adalettir.Adalet ve Kalkınma Partisi kendisine bu ismi verirken demekki o gün için ülkenin birinci boşluğunun adalet olduğunu düşünmüş ve doğru düşünmüştür.
Kılıçdaroğlu, bugün bu kelimeye sarıldığına göre şimdi böyle bir boşluk var mıdır yok mudur, ülke insanı ne kadar adalet arayışı içindedir,bunu tespit etmek iktidara düşen bir görevdir.
Demek istediğimiz odur ki,iktidar partisi en kısa zamanda bu adalet kelimesiniCHP'nin elinden kurtarmalıdır.Yani bugün bu ülkede adalet arayışına hiç de gerek olmadığını insanımıza kabullendirmelidir. Yani CHP'yi avare bir kasnağa mahkum etmelidir.
Gelelim Kılıçdaroğlu'nun adalet yürüyüşünden beklentilerine. Büyük bir taban bulmayı umuyor ve görünüşte böyle bir taban da mevcuttur. Yani adalet arayışında olduğunu iddia eden büyük bir kesim mevcuttur. CHP, HDP, FETÖ'nün yanına başka kesimleri de katarsanız adalet arayan büyük bir taban ortaya çıkmaktadır. Bu kesimleri rakam olarak üst üste koyup topladığınızda bugünkü iktidarı rahatça al aşağı edecek bir rakam çıkmaktadır.
Fakat gelin görün ki, bu rakamları üst üste koyup toplayamıyorsunuz, topladığınızda da istediğiniz rakam çıkmıyor.
Hani iki kere iki her zaman dört etmez diye bir söz var ya, günümüz siyasetini de en güzel bir şekilde izah etmektedir.
Evet, iki kere iki her zaman dört etmez.Patron iş yerine bir muhasebeci alacakmış, bunun için bir mülakat yapıyormuş, içeri girenlere soruyormuş; iki kere iki kaç eder?Dört eder demiş birincisi. İkincisine sormuş,
-Duruma göre değişir demiş.Nasıl yani deyince;
-Alırken üç satarken beş eder demiş. Patron bunu biraz beğenmiş. Bir kişiyi daha almış içeri ve ona da aynı şekilde iki kere iki kaç eder diye sormuş. Adam hemen büronun perdelerini kapatmış ve kısık bir sesle;
-Efendim siz kaç olmasını istiyorsunuz, onu söyleyin demiş.
Yani bu yürüyüşte HDP'lileri yanına almak istediğinde kendi içindeki ulusalcıları kaybediyor. FETÖ cenahını yanına almaya çalıştığında bütün bir darbe karşıtı milleti karşısınaalmıştır.
İki kere iki sadece Türkiye'de böyle sonuç vermiyor, Orta Doğuda da aynı.
doğruhaber