Hakan Albayrak
İmamın öldürülüşü ve demokratik özerklik
Demokratik özerkliği tabii ki konuşalım, ama "PKK veya o anlayışta bir özerk idare ne kadar demokratik olabilir?" diye sormayı da ihmal etmeyelim.
Abdullah Öcalan veya BDP sözcüleri Kürtler için demokratik özerklik talep ederken, Kürtlerin PKK çizgisinden başka bir çizgiye itibar etmeyecekleri varsayımından hareket ediyorlar.
İyi ama, ya demokratik özerklik düzeninde Kürtler o çizginin dışındaki bir siyasete itibar etmeye kalkarlarsa?
Ne olur o zaman?
PKK, halkın iradesine saygı gösterir mi?
Bu kafayla, mümkün değil.
PKK'nın yan kuruluşu olan HPG'nin Dersim'de dağıttığı şu bildiriye bakın:
"Yurtsever Dersim halkını özgür anayasa yalanlarına karşı uyanık olmaya, BDP'nin boykot tavrına destek vermeye veya HAYIR oyu kullanarak hükümetin oyununu bozmaya çağırıyoruz. Bunu yapmayan parti ya da değişik kesimler hedeflerimizin başında yer alacaklarını bilmelidirler."
Yani: 'Referandum konusundaki fikrimizi paylaşmazsanız canınıza okuruz!'
PKK'nın 'iç düşman' hassasiyetinin derin devlettekinden farklı olmadığını ve 'resmi ideoloji'ye yahut örgütteki birtakım yapılanmalara karşı tehdit oluşturduğu düşünülen sayısız Kürt'ün -hatta birçok PKK'lının- şu veya bu şekilde ortadan kaldırıldığını bildiğimiz için, 'kuru tehdit' veya 'blöf' deyip geçemiyoruz.
Hele şu günlerde...
Kürt illerindeki fısıltı gazeteleri "Batmanlı Özdemirlerin katili PKK'dır" diye manşet atarken...
Hakkari'de Hacı Sait Camii İmamı Aziz Tan'ın PKK tarafından 'infaz' edildiği kanaati Bölge'de hâkimken...
Allah ganî ganî rahmet eylesin, ailesine Sabr-ı Cemîl ihsan eylesin, İmam Aziz Tan, şiddet yolunun terk edilmesi gerektiğini savunduğu için, PKK tarafından öteden beri 'Kürtlerin dini duygularını istismar ederek onları ajanlaştırmaya çalışmak'la suçlanıyor ve ölümle tehdit ediliyormuş.
Bir sabah namazı vakti katledilince, ilk şüpheli tabii ki PKK oldu.
Cinayetin PKK tarafından işlendiğine dair bir delil yok, ama 'PKK hiç böyle bir şey yapmamıştır ve yapmaz' diyebilen de yok.
PKK'nın, tıpkı Kemalistler gibi, ancak ideolojik / örgütsel kullanıma elverişli 'hoca'lara tahammül edebildiği, genel olarak 'hacı-hoca takımı'na yahut 'şeyh-mele takımı'na diş bilediği, bilinen bir gerçek.
Zaman zaman onları hedef aldığı da bilinen bir gerçek.
Öyleyse, Aksiyon dergisinin "İmamı şehit eden teröristlerin konuşmaları" başlıklı haberindeki iddiaların gerçek olabileceğine ihtimal vermek durumundayız.
Habere göre;
İmam Aziz Tan'ın "infaz"ı PKK'nın Botan grubu tarafından kararlaştırıldı ve cinayet Dilşat kod adlı M.Y. ve başka bir PKK'lı tarafından işlendi...
Dilşat, M.E. isimli bir şahsa, Tan'ı nasıl katlettiklerini anlattı...
M.E., Dilşat'ın anlattıklarını şöyle nakletti:
"İmam, teravih namazından önce verdiği vaazda 'Ramazanda ölenler cennete gider' demiş. Dilşat bana 'Onu cennete gönderdim' dedi. Bunu söylerken hep beraber kahkaha attılar. Cinayet gecesi abdestsiz olarak teravih namazına gitmişler. Cemaatin arasında namaz kılıyormuş gibi hareket etmişler. Hatta uzun süre camide kaldıkları için pişman olduklarını söyleyerek tekrar kahkaha attılar. Dilşat, eylemden önce Şenler yokuşuna pusu attıklarını ve sabah namazına giderken imama 7 kurşun sıktıklarını söyledi. İmamların kediler gibi 7 canlı olduğunu, bu yüzden 7 kurşun atarak imamın 7 canını öldürdüğünü belirtti. Dilşat'ın sıktığı kurşunlardan 4'ü kafasına, 1'i göğsüne isabet etmiş."
Bu iddialar doğru olmayabilir, İmam Aziz Tan'ın katili veya katilleri PKK'lı olmayabilir; ama PKK, fikrini-zikrini paylaşmayan Kürtlere, 'Hesabını sorarız, hedeflerimizin arasına katarız, öldürürüz' diye tehditler savurduğu müddetçe, böyle suçlamalara illa ki maruz kalacaktır ve kalmalıdır.
Demokratik özerklik konusuna dönecek olursak...
Bu konunun tabii ki serbestçe tartışılabilmesi lazım.
Ve tartışmada, PKK'nın anti-demokratik meşrebinin, 'Derin PKK' mefhumunun, 'Oligarşik / Totaliter / Despotik Özerklik' tehlikesinin mutlaka irdelenmesi lazım.
Kürtler demokratik özerklik istiyorlarsa, bunu bir gün elde etmeleri muhtemeldir; ama mevcut PKK zihniyeti ile özerklik olsa bile demokrasi olmayacak, beğenmediğimiz şu mevcut Türkiye demokrasisi bile mumla aranacaktır.
yenişafak