Hasan Karakaya
“İnek hesabı” tutarsa, CHP iktidar olur!
Dünkü “Sykes-Picot’tan, Lozan’a... Türkiye’yi CHP’ye mi böldürtecekler?” başlıklı yazım üzerine “telefon” edip “mail” gönderen bazı okurlarım; “Amerika ve Avrupa’nın arzusu öyle olabilir ama, görmezler mi ki, bu CHP iktidar olamaz!.. CHP’nin iktidar olmaya niyeti yok ki, onun üzerinden hesap görsünler” dediler.
Çok doğru...
ABD ve Avrupa, her ne kadar “Sykes-Picot ve Lozan antlaşmalarını yeniden hayata geçirmek” için”CHP’yi iktidara getirmeyi” plânlıyorlarsa da; “CHP’nin iktidar olmaya niyeti yok!”
Öyle ya;
“İktidar” olmak için “çalışmak” lâzım, “koşmak” lâzım, “ter dökmek” lâzım!.. En önemlisi de“halkla iç içe” ve “halkın değerlerine saygılı” olmak lâzım..
ÜLKER’DEN BOMBA GİBİ SÖZLER!
Oysa; bir zamanlar, “Bana hakim ve savcı değil, militan lâzım” diyen Emine Ülker Tarhangibi “militan ruhlu bir kadın” bile istifa etti CHP’den!..
İstifa ederken de dedi ki;
“Türkiye’nin iç ve dış tehditlerle karşı karşıya olduğu, iş ve terör cinayetleri ile sarsıldığı bu çok kritik dönemde sorumsuz çağrılar, tutarsız tezkere söylemleri, belirsiz politikalar ile halkımızın duyarlılıklarından kopuk muhalefet anlayışında ısrar edeceği anlaşılan CHP yönetiminin, olası vahim tercihlerini değiştiremeyeceğini anladığımdan, büyük umutlarla geldiğim CHP’den istifa ediyorum.”
Önceki gün de şunları söyledi:
“CHP; ya kendini kandırmaya devam edecek, ya da yeni bir yol seçecek... Her yenilgiye zafer diyen, her yenilgiyi şezlonga yükleyen tekrarlardan iyice sıkıldım!..
Hep delege hesapları, hep kurultay kurnazlıkları!.. Bu kadar kurnazlık kurgulayabilenler oy almaya gelince niye yeterli olmuyor, anlamıyorum!.. Hiçbir makamı önemsemiyorum... Dizleri üzerinde yaşamaktansa, ayakları üzerinde ölmek iyidir!”
Bu sözler; Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, “bütün CHP yöneticileri”ne yöneltilmiş“sert eleştiri”lerdir, “ağır suçlama”lardır!..
Peki, bu “itham”lara Kemal Kılıçdaroğlu ne cevap veriyor?
Diyor ki;
“Ufku dolan CHP’den ayrılıyor!”
Peki, böyle bir CHP, böyle bir Genel Başkan, hiç “iktidar” olabilir, “iktidar ufku” taşıyabilir mi?..
Okurlarım haklı;
“ABD ve Avrupa istese de, böyle bir CHP iktidar olamaz!”
60 yıldır olamadığı gibi!..
AYATA’NIN YÜZDE 44 HESABI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata ve CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün; bana“hayır” dediklerini duyar gibiyim;
“Hayır, CHP iktidar olabilir!”
Peki, nasıl?..
“CHP’nin Antalya kampı”nda bir sunum yapan Sencer Ayata demiş ki; “CHP’nin oy potansiyeli yüzde 44’tür!”
Devam etmiş:
“2011 genel seçimlerinde yaşlı ve yoksul ev kadınları ağırlıkla AKP’ye oy verirken özellikle eğitimli ve çalışan genç kadınlar büyük ölçüde CHP’yi desteklemiştir...
Önemli istisnaları olmakla birlikte birçok ilde yerleşim birimleri küçükten büyüğe doğru ilerledikçe CHP’nin oy oranları basamak basamak yükselmektedir.”
Toplumda halen yüzde 30 oranında gevşek oy olarak adlandırılan, partisiyle bağı zayıf olan seçmen var. Yüzde 10 civarında ise her seçimde başka bir partiye oy verebilen ve yüzer-gezer olarak nitelenen seçmen kesimi bulunuyor.”
Sözün özü; Ayata’ya göre;
“CHP’nin kemikleşmiş oyu yüzde 30’dur... Yüzde 10 civarındaki yüzer-gezer oylar da alınırsa, eder yüzde 40... Bir de MHP’den CHP’ye, CHP’den MHP’ye giden yüzde 4 civarında geçişken oy var... O da alındı mı, yüzde 44’e çıkarız!”
Ne yalan söyleyeyim;
“Böyle bir hesabı,
Bahçeli bile yapmaz!”
Tam da;
“Halamın bıyıkları olsaydı, amcam olurdu” türünden bir hesap!..
Bu hesaba Amerika ve Avrupa da inanmış olmalı ki, “CHP’yi iktidar yapmaya” çalışıyorlar!..
Peki, olur mu?..
“Ölme eşeğim ölme!.. Bahar gelsin de, sana yeşil ot yedireyim!”
ÖĞÜT’ÜN İNEK HESABI
Bir de Ensar Öğüt var ki; onun hesabı tam komedi!..
Antalya Kampı’nda konuşan Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt de; “hayvancılık” konusundaki önerilerini anlatırken, “Meralarda özgür dolaşan inekler yetiştirelim!.. Onun sağlıklı etini yedirelim, sağlıklı nesiller yetişsin!.. Bu Omega-3 değeri yüksek hayvanların etini yiyen insanlar zeki olur... İnsanlar zeki olursa, okur, okuyan insan da CHP’ye oy verir” ifadelerini kullanmış!..
Güler misin, ağlar mısın?..
Şu hâle bakın;
Adam, hem “millete hakaret” ediyor, hem de “milletten oy” bekliyor!..
CHP’ye oy verenlerin tamamı, “özgür ineklerin etleri” ile beslenmekte, AK Parti’ye oy veren “yüzde 52’lik kitle”de, “yoksul ve yaşlı”(!) oldukları için et yüzü görmemektedir!..
Hem itiraf, hem hakaret!..
Bu CHP mi “halktan oy” alacak, bu CHP mi “iktidar” olacak?..
Şu batılılar, CHP ile ilgili hesaplarını yeniden gözden geçirseler çok iyi olur gibime geliyor!..
Hesaba bakın, hesaba:
“Merada özgür inekler yetiştirecek!.. O inekler mezbahaya götürülüp kesilecek!.. Kesilen etler insanlara yedirilecek, onlardan sağlıklı nesiller yetişecek... O nesillerin zekâsı yüksek olacağından okuyacaklar ve CHP’ye oy verecekler!”
Nasıl hesap ama!..
NASREDDİN HOCA’NIN ÇALI HESABI!
Hatırlarsınız; Merhum Nasreddin Hoca’nın da böyle bir hesabı vardır.
Bir türlü “borç”larını ödeyemeyen merhum Nasreddin Hoca, bir gün alacaklısı karşısına dikilince “ödeyeceğim” demiş!.. Adamın, “nasıl ödeyeceksin?” diye sorması üzerine de“plân”ını açıklamış:
“Şu yolun kenarına çalı-çırpı diktim... Bunlar büyüyünce, yanından geçen koyunların tüyleri çalılara takılacak!.. Ben çalıya takılan yünleri toplayıp eve götüreceğim... Hanımım da bu yünleri eğirip, iplik yapacak... O ipliklerle kazak ve çorap örecek, ben de kazak ve çorapları pazarda satıp, sana olan borcumu ödeyeceğim!”
Adam, merhum Hocanın “çalı hesabı”nı görünce gülmeye başlamış!..
Merhum Hoca, “Seni gidi köftehor seni” demiş; “peşin parayı görünce nasıl da gülersin?!?”
CHP’li Ensar Öğüt’ün hesabı da, bundan pek farklı değil!..
“Meralarda özgür inekler yetişecek, o özgür ineklerin etleri CHP’ye oy olarak dönecek!”
İyi de, “inek hesabı” yapan Ensar Öğüt, şu “tekerleme”yi bilmez mi;
“Hu hu komşu komşu, oğlun geldi mi?.. Geldi... Ne getirdi?.. İnci-boncuk!.. Kime kime?.. Sana-bana!.. Başka kime? Kara kediye!.. Kara kedi nerede?.. Ağacı çıktı!.. Ağaç nerede?.. Balta kesti!.. Balta nerede?.. Suya düştü!.. Su nerede?.. İnek içti!.. İnek nerede?.. Dağa kaçtı!.. Dağ nerede?.. Yandı, bitti, kül oldu!”
Hani diyorum ki;
Millete “hakaret” eden bir parti de, pekâlâ “yandı-bitti, kül oldu” olabilir!..
Amerika ve Avrupa ne yapar o zaman?.. “Kül”den “gül” olmaz ki, millete kakalasın!..
YENİ BİR PARTİ Mİ?
Haa, Amerika ve Avrupa tarafından; içinde Süheyl Batum’un, Emine Ülker Tarhan’ın, Dilek Akagün Yılmaz’ın, Aydın Ayaydın’ın, Mustafa Sarıgül’ün, Ercan Cengiz ve Faik Tunay’ın da bulunacağı yeni bir “TÜSİAD destekli laik parti” kurulması plânlanıyorsa, ona bir şey diyemem...
Gerçi, Doğu Perinçek böyle bir “oluşum”un önüne geçebilmek için, tabanı daha da genişleterek, “Türkiye İşçi Partisi” adıyla yeni bir çalışma başlatmış ve onun himayesinde düzenlenen toplantıya da, Hasan Korkmazcan, Enis Öksüz, Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Ufuk Söylemez ve Yaşar Okuyan gibi; “Eski Türkiye’nin eski tüfekleri” katılmış dahası; Doğu Perinçek ile Süheyl Batum, geçtiğimiz haftalarda “Onur Düğün Salonu”nda bir görüşme yapmışlar ama, bundan ciddi bir sonuç çıkmayacağı söyleniyor.
Sizin anlayacağınız;
Perinçek önderliğindeki “Yeni Türkiye Partisi”nin de, “Aydın Doğan ve TÜSİAD destekli laik parti”nin de toplumdan karşılık bulamayacağı konuşuluyor kulislerde!..
MİLİTAN OLUN, MİLİTAN!
Birileri “yüzer-gezer oy hesabı”, birileri “İnek hesabı” yapsa da; ne varsa, yine CHP’de var!..
Baksanıza, Kemal Kılıçdaroğlu bile, Ensar Öğüt’ün; “özgür inek etlerinin CHP’ye oy olarak döneceğine” inanmış olmalı ki, “söz” demiş; “Bundan sonra Omega-3’lü et yiyeceğiz!”
Bununla da yetinmeyip, demiş ki;
“Milletvekilleri CHP’nin militanı olmalı ve öyle çalışmalıdır!..
Biz, eleştirmeyi çok seviyoruz. Bu, partide bir özgüven eksikliğine işaret ediyor. Önce özgüvenli olacaksınız. Yoksa halk bize niye güvensin. Kendi kendimizi eleştirirsek iktidar olamayız. Tersini yaparsak, umuda yürürüz.”
Bir de “şart” koşmuş:
“Sahaya inin!.. İşçi kahvelerine gidin!.. Gittiğiniz yere uygun bir dil geliştirin!.. O yere uygun bir kıyafetiniz olmazsa, uzaydan gelmiş muamelesi görürsünüz!”
Bu tembihat, aynı zamanda bir “ikrar” ve “itiraf”tır!..
Demek ki, şimdiye kadar, CHP’liler; “dil”leri ve “kıyafet”leri ile “halkın karşısına uzaydan gelmiş gibi” çıkıyorlar ve dolayısıyla “halktan yüz bulamıyorlar”dı!..
Eee, “CHP’liler halktan kopuk” dediğimizde, bize niye kızıyorlardı ki?!?.. Bakın, Kılıçdaroğlu ne diyor: “Uzaydan gelmiş gibi giyinmeyin!”
Demek oluyor ki;
“CHP uzayda mı yaşıyor?” demekte yerden-göğe haklıymışız!..
ESAD, KENDİ HALKINI KESMİYOR MU?
Ama yine de, “CHP’nin iktidar olma şansı yok” görünüyor!.. Çünkü, olan-bitene “halkın penceresi”nden bakmıyorlar, bakanı da anında susturuyorlar...
Baksanıza, Kılıçdaroğlu’nun Dış Politikadan Sorumlu Yardımcısı Murat Özçelik, Antalya Kampı’nın kapanış gününde; “Suriye’de Esad kendi halkını kesiyor” deyince, Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, anında ağzının payını vermiş;
“Bunlar AKP ağzıdır!.. Bunlar Erdoğan ve Davutoğlu ağzıdır!.. Esad’ın halkını kestiği tesbiti, AKP politikalarını meşru kılar!”
Dahası da var, tabiî!..
Sen kalkar; “Suriye’de Esad kendi halkını kesiyor” gibi, “çok doğru bir tesbit”te bulunursan, Kılıçdaroğlu’na sorarlar: “Suriye’ye gidip, Esad’la Şam hatırası çektirenler CHP’liler değil miydi?!?”
Yaa, işte böyle!..
Sus ki;
Ağzına biber sürmesinler!
Bay Kılıçdaroğlu, “iktidar olamayışları”nın sebebini “parti içi eleştiriler”de, “dil ve kıyafet”lerde görse de, sebep “çok daha derin”lerde!..
Sebep, Emine Ülker Tarhan’ın dediği gibi; “tutarsız söylemler”de, “sorumsuz çağrılar”da,“belirsiz politikalar”da ve “halkın duyarlılıklarından kopuk muhalefet anlayışı”nda!..
Buna, “Paralel Yapı ile kucak kucağa” olmayı da eklerseniz, “CHP niye iktidar olamıyor?”sorusuna tam cevap vermiş olursunuz!..
Peki, ABD ve Avrupa, böyle bir CHP’yi “iktidar” yapıp da; “Sykes-Picot ve Lozan Antlaşmaları”nı uygulatır ve “Türkiye’yi böldürtür” mü?!?..
Kararı siz verin;
Bu CHP’den “cacık” olur mu?..
Zaten;
“İktidar” olmak gibi bir niyetleri yok!..
Bütün hesapları;
“Küçük olsun, benim olsun!”
Böylesine “küçük hesaplar” peşinde koşan bir parti “Büyük Türkiye” hesapları yapabilir mi?..
Batı, boşa kürek sallıyor!
Hele de;
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun bileti 2015 Haziran’ında kesilecek” ise!..
Anlayacağınız;
“CHP, umutsuz vak’a!..”
****************************************************
6-8 Ekim olayları “Apo’ya darbe girişimi” değil miydi?
HDP’nin “Eş” Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin dünkü grup toplantısında demiş ki; “Sayın Davutoğlu ve Hükümet; bize siyasi parti gibi davranıp davranmayacağımızı öğretmesin!.. İki yıl boyunca, Çözüm Süreci’nde atmaları gereken adımları atmadılar, erteleme politikasını neredeyse otomatiğe bağladılar!”
Hani, “Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış” ya, Figen Yüksekdağ’ın yaptığı da bu!.. Neymiş, Hükümet “2 yıldır adım atmıyor”muş!.. Peki, HDP o adımları attı mı, PKK o adımları attı mı?..
PKK silah bıraktı mı?..
Silahlı unsurlar geri çekildi mi?..
Sizler o adımları atmadığınız gibi; bir de kalktınız; “6-8 Ekim’de isyan provası” yaptınız!.. Bu “isyan provası”nın sebebi neydi peki?.. Daha önce yazdığım gibi; Apo’dan “başrol”çalmak mıydı, yoksa “Apo’ya darbe girişimi” mi?.. Bugün, herkes diyor ki; “6-8 Ekim’deki isyan provası, Apo’ya darbe girişimidir!”
Bu isyan, “Apo’ya darbe girişimi” değilse; niye “6-8 Ekim Çözüm Süreci’ne ihanettir!”diyemiyorsunuz?..
Davutoğlu’nun sizden beklediği bu!
yeniakit