Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İnsan ne zaman ölür!

İnsan ölür ama “insanlık” ölmesin.

Bir de nasıl öldüğünüz önemli. Ama öte yandan her insanın bir eceli vardır. Bir rızgı ve bir kaderi vardır. Ecel gelince insan ölür. O ne bir an öne ya da sonraya alınabilir. Ve insan rızgından az, ya da çoğunu yiyemez.

Türkiye’de yıllık yaklaşık 10.000 çocuk ölümü var. Neredeyse her ay 1000 ölüm vakası yaşanıyor.

10 yılda trafik kazasında 52.000 kişi ölmüş.  Türkiye genelinde geçen yıl meydana gelen 428 bin 74 trafik kazasında 3 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 310 bin 109 kişi yaralandı. Doğrudan ve dolaylı olarak milyarlarca liralık zarar!

Trafik terörünü nedense kimse görmüyor. Kanserden ölüm trafik kazalarının 8, kalp - damar hastalıklarından ölümün 16 katı. Bunların çoğu da sağlıksız beslenme ve alkol sebebi ile.

Türkiye’de geçen yıl 760 kadın, 2380 erkek intihar etti. Toplam 3140 kişi. Aylık ortalama 260 kişi. Türkiye’de iş kazalarında yılda 1252 kişi öldü. Bizi Fransa izliyor 595 kişi.

Dünyada yılda 8.8 milyon kişi kanserden ölüyor. Türkiye’de yılda 163.500 civarında yeni kanser vakası teşhis edilmektedir. Ülkemizde bir günde yaklaşık 450 kişinin kanser teşhisi aldığı söylenebilir. 2015 yılı içerisinde 49.946 erkek, 27.022 kadının ölümüne neden olmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), aşırı derecede alkol tüketimi yüzünden 2016 yılında, çoğu erkek, yaklaşık 3.3 milyon kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Ülkemizde her sene 1000’e yakın kişi alkol sebebi ile hayatını kaybediyor. Cinayetlerin %85’i, ırza tecavüzün ve şiddet olaylarının %50’si, trafik kazalarının %60’ı ve kadına şiddet olayının %70’inin sebebi alkol.

Vuslat dergisinin son yayınında Ahmet Hakan Çakıcı toplumsal anomalilerle ilgili ilginç sayılar verdi. Mesela BM raporlarına göre 2017’de dünyada 464.000 kişi cinayete kurban gitmiş. Aynı yıl savaş ve çatışmalarda ölen insan sayısı ise 90.000’i bulmuyor. Terör eylemlerinde hayatlarını kaybedenler ise 26.000 civarında. Cinayette hayatını kaybedenlerin 10’da 7’si erkek.

2017’de Türkiye’de uyuşturucudan ölenlerin sayısı 1000’e yaklaştı. Uyuşturucu kullananların sayısı bizde 25 yılda iki katı artarak 664.906’ya ulaştı. Dünyada yılda 200.000’e yakın insan uyuşturucudan ölürken 63.7 milyon insan uyuşturucu kullanıyor. Batıda uyuşturucu kullanımı son on yılda iki kat arttı.

Aile içi şiddette Danimarka 1. Sırada %52, iki kadından biri şiddete maruz kalmış. İsveç ve Finlandiya 2. Sırada %47. Fransa %44.

Doğu Avrupa’da 15 yaş üstü kızların %70’i şiddet ve cinsel tacize maruz kalmış. Avrupa ülkelerinde 20 kadından biri tecavüze uğramış. Her 3 kadından biri cinsel taciz ve şiddete uğramış. AB’de her yıl 15 yaş altı 1000 civarında çocuk şiddet ve istismar sonucu öldürülüyor ve her 7 dakikada bir genç şiddet sonucu öldürülüyor.

2018’de 20.500 Amerikan askeri, asker ya da komutanının tecavüzüne maruz kalmış. Düşünsenize her gün ortalama 20 muvazzaf Amerikan askeri intihar ediyor. Son 10 yılda da 60.000 eski Amerikan askeri intihar etmiş. Ordudan ayrıldıktan sonra yılda 6000 ayda 500 eski asker intihar ediyor.

İşte böyle. İnsanlar ölüyor ve öldürüyor. İnsan “kan dökücü” bir mahluka dönüşüyor bazan. “Ekmel-i mahlukat”, “eşref-i mahlukat” olan insan, bir bakıyorsunuz “Belhum adal” olmuş.

Tam da Doğu Fırat operasyonu devam ederken, “ağzımızın tadını kaçıran ölüm”ü sıkça anacağız.

Ölüm, zaman olur, “asude bir bahar ülkesine yolculuk” olur. Zaman olur, “dünya sürgününün sonu”dur. Ya da “ölümlü, acılar dünyasında” sonsuzluk alemine bir yolculuktur.

Her canlı ölümü tadacaktır”. “Ondan geldik ve ona döndürüleceğiz”. Bu dünyada yaptıklarımız ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan, söylediklerimizden ve söylememiz gerekirken söylemediklerimizden hesaba çekileceğiz.

Daha önce yazmam gerek. Batıda  5 kişilik bir ailede en az bir kişi en az bir kere intihara teşebbüs etmiş. Kadınlarda intihara teşebbüs erkeklerden fazla ama, intihar başarı oranı çok düşük. Beş kişilik bir ailede en az bir kişi alkolik ya da uyuşturucu kullanıyor. Beş kişilik bir ailede en az bir kişi homoseksüel, lezbiyen, yani fahişe bir hayat yaşıyor. Bunlardan şiddete uğrayanlar, intihara teşebbüs edip başaramayanlar, uyuşturucu kullanıp, alkolik olup sonra tedavi olanlardan bir bölümü yani 5 kişilik bir ailede en az bir kişi psikolojik destek almadan kendini yönetemiyor. Beş kişilik bir ailede en az bir kişi yukarıdaki sorunlar ya da uğradığı saldırı-şiddet veya sağlıksız beslenme sonucu doğuştan ya da sonradan engelli.

İnsanın aklı ile vijdanı savaşta. İnsan insanla savaşta, insan tabiat ve fıtratla savaşta. Bunun anlamı şu: İnsan Allah’la savaşta!. Böyle bir savaşı kazanması mümkün değil. Ölüm düşüncesinden kaçarak, yeryüzünde bir cennet hayali ile acılarla dolu bir hayat yaşıyor ve cehenneme doğru koşuyor. Allah’a kulluktan kaçarken, Şeytana kul-köle oluyor ve sonuç ortada. Savaş, terör, ahlak ve hukuk dışı şiddet, her şey bu alemde mümkün hale geliyor.

Bu alemde her canlı ölecek. Onların bazılarını öldürenler de olacak. Na hak yere can alanların vay haline. “Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir”. Ve dahi biz ise bir yüzümüze vurana öteki yüzümüzü çevirmeyeceğiz. Nefsi müdafa var. Öldürmeye gelenlere karşı, ya da öldürenlere karşı, vazgeçer ya da tevbe edenlere karşı bağış sözkonusu olabildiği gibi kısas da vardır. “Kısas’ta hayat vardır” buyurur Allah! “Bizi öldürmeye gelenler, bizde dirilsinler” de deriz, eğer söz dinleyeceklerse onlara söyleyecek sözümüz ve bir müjdemiz de vardır! Selâm ve dua ile. 

Bu yazı toplam 1076 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar