Selâhaddin Çakırgil
İnsanî ilişkileri İslâm adına zehirleyen bir ‘fitneci’nin şeytanî itiraf
Bir kişi düşününüz ki, aklı-fikri, hayalhânesinde, halusinasyonlar içinde ürettiği entrikaları daha bir şekillendirmekle meşgul.. Dünyanın en büyük emperyalist şeytanî güçlerinden birisinin kucağına oturmuş, onun himayesinde, CIA denilen entrika merkezinde üretilip kendisine verildiği ihtimalini düşündürten bilgi ve taktiklerle her gün bir yeni entrika ve fitne senaryosunu tezgâhlamaya çalışıyor.
Bu kadar entrikalar, fitne-fesadlar, sırf câhillikle üretilecek şeyler değil.. Belli eğitimler ister. Geçmişte, elindeki TV kanallarında oynattığı ve senaryosu kendi kontrolünden geçtiği bildirilen sahnelerde ne gibi şeytanlıkları sergilettiği bilinen bu kişi fitne-fesadlarını bir mukaddes inanç sistemi adına sunuyor da, onun afyonladığı kimseler de böyle bir saplantıya kapılırlarsa, bu daha da ve insan ilişkilerini entrika üzerine kurmaya ayarlanmış bir büyük şeytanlık olur.
İnsana, ‘Tahammül mülkünü yıktın, Hulâgû Han mısın bre zâlim!..’ dedirttirecek cinsten..
***
Son ürettiği fitnelerinden birisi de, kaatil adayı olarak hazırladıklarına, ‘minareyi çalmak için kılıfını önceden hazırlatan’ bir yol göstermek kurnazlığı..
‘Birilerine karşı bir takım suikasdler yapılır, sonra da bunu bizim yaptırdığımızı söyleyeceklerdir.. Ben şimdiden haber veriyorum..’ diyerek hem suikast talimâtı ve hem de onu yaptırabilmek için afyonladığı kaatil adaylarına savunma taktikleri veriyor. Siyasîlerden ayrı olarak, ‘itirafçı‘ olarak ortaya çıkanları da tehdid ediyor. Hattâ, hapiste olan yandaşlarını bile korkutuyor.
‘Öyle bir suikasd ki, zâhiren bazı siyasîleri veitirafçıkılıklı müfterîleri hedefe koyacaklar. Şimdi bu itirafçılardan endişem benim.. (…)Onlar için de bir şey yapabilirler. …Derler ki, ‘…daha evvel içlerindeydi. İhanet ettiğinden dolayı cezalandırdılar.’ Bunu da yapabilirler. Herkes bilmeli.(…) Hapishanelere koydukları o insanlar için de bir başkaldırmatablosu göstermek, …öldürmek suretiyle, işte bakın bunlar teröristfilan dedirtme meseleleri.. (…) şeylerdir.’
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 Ocak günü yaptığı konuşma bu açıdan da ilginç..
‘(…)Tuzakları oyunları fark etmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. (…)Çünkü biz hayatımızın hiçbir döneminde insanları peşin hükümle değerlendirmedik.. …Fakat bu örgütün zihin dünyası ve organizasyon yapısının her türlü iyiniyeti istismara açık olduğunu gördük. (…)17-25 Aralık da bir darbe girişimidir. …Bu darbe girişimini boşa çıkarttık. 17-25 Aralık’ta başaramadıklarını 15 Temmuz’da TSK içindeki yandaşları ile gerçekleştirmeye çalıştılar. Pensilvanya’daki zat hâlâ, utanmadan -sıkılmadan‚ ‘Bütün bunlar senaryo..’diyor. Biz neyin senaryo olduğunu biliyoruz.
(…)Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. Bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar, gayet iyi aldatmacaoynuyorlar.
En tehlikeli olan da bu…
Çünkü bunların bir kısmıyla benim, Başbakanlığım zamanında. başa baş görüşmelerim olmuştur, Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle Başbakan olduğum zaman bana söylediklerine tamamen aykırı ifadeler. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor.’
Evet, hele de yüksek yargı ve bürokrasiden ya da yüksek rütbeli asker kişiler arasından çıkan ve ‘itirafçı‘ denilen kişilerin kendi paçalarını kurtarmak için Pensilvania Şeyhi’nin kendilerine önceden verdiği, ‘Bizi aldatmış, diye bana hakaret edebilirsiniz, yeter ki konumunuzu koruyun.. Ammâr bin Yâsirgibi olun.. Sorumluluğunuz yok..’ şeklindeki ‘cevaz’larıyla sergilediği hile ve kurnazlıklarını Tayyip Bey’in en üst sorumlu olarak açıkça dile getirmesi, çok önemli bir teyakkuz hali...
***
Evet, adaletsizlik yapılmasın; ama, hain ve zâlimlere haketmediği merhameti göstermek de mazlumlara haksızlık olacaktır.
stargazete