İnsanlığın nesli tükenirken, eşyalara yeni nesiller katılıyor

İnsanlığın nesli tükenirken, eşyalara yeni nesiller katılıyor

"Yeni nesil arabalar on yıl içinde tüketime sunulacak." Yukarıdaki cümle bir gazete haberi. Okuyup geçtiniz büyük ihtimal. Ya da haberde özellikleri sunulan bu "yeni nesil araba"ların kendi kendini park edecek kadar "akıllı" oluşları, onlara sahip olma isteğinizi kamçıladı.

Araba için nesil tabirinin kullanılması büyük çoğunluğun dikkatini bile çekmedi ihtimal. Eşyalar için nesil, insanlar için model tabiri kullanılıyor olması bizi, yani insanları fazlasıyla ilgilendiren bir durum oysa. Çünkü bu doğrudan günlük hayattaki hiyerarşik düzenimizi etkiliyor.

Günlük hayatta değişen hiyerarşiler üzerine düşünüyor muyuz? Ontolojik durum olarak insan, hayvan, bitki sıralaması eskisi kadar muhkem bir algıya sahip değil. Teknolojinin insan hayatında artan yerine paralel olarak insanlar ile makineler yer değiştiriyor. Makineler insanlaşırken, insanların makineleştiği yeni bir "uzlaşma" dönemi başlıyor. Başlangıçta insana "hayati bir konfor" sunmak üzere üretilmiş olan yeni ürünler, ekonominin "tüketim toplumu" parametreleri üzerine kurulmasından itibaren, insan yeni üretilen teknolojiler için olmaya başladı. Hiyerarşik durum, ekonomi, teknoloji, insan şeklinde.

TÜSİAD'ın patronlar zirvesinde "onca öncelikli meselemiz var iken şimdi niye"" diye başlayan cümleleri, "önce ekonomi" anlayışına dayanıyor. Önce insan değil. Önce ekonomi.

Her yeni aletin/ teknolojinin bizim zihniyet dünyamızı nasıl değiştirmekte olduğu, popüler kültür çalışan sosyologların temel meselesi. Her yeni teknoloji beraberinde yeni bir zaman ve mekan anlayışı getirir. Bu anlayış zamana yayılı olduğu ve en azından iki kuşak sonra geçmişten koparacak kadar keskin etkisini gösterdiği için, kullandığımız teknolojinin bizi nasıl değiştirdiğini çoğu defa anlayamayız.

Kullandığımız teknoloji sadece bizim zaman ve mekan algımızı değiştirmekle kalmıyor, kullandığımız ürüne göre başka insanların nezdinde tuttuğumuz yeri de değiştiriyor. "Ye kürküm ye"nin yeni versiyonu gösterilebilir (isterse siz onu gösterişi yapılabilir olarak değiştirin) "yeni nesil ürünler" üzerinden oluyor.

İnsan kullandığı teknolojik ürüne göre ve ancak ondan sonra algılanırken; teknolojik ürünler de en son çıkan ile bir öncekinin sıralandığı yeni bir hiyerarşik durum ortaya koyuyor. Bunun en çarpıcı örneğini cep telefonu ve sabit telefon kullanımı açısından görmek mümkün. Sabit telefon ile konuşan kişi, cep telefonu çaldığında önceliği cep telefonuna veriyor. "Beni beş dakika sonra arayın lütfen cep telefonum çalıyor."

Modern dünyada, modern öncesi dünyadaki gibi öncelik hakkı "evvel gelen"lerin hakkı değil. Dede ile torun arasındaki öncelik hakkı nasıl artık dededen toruna geçtiyse, eşya hiyerarşisinde de öncelik hakkı "yeni nesil"lerin. Öncelik hakkını teslim ettiğimiz eşyalara dünyadaki ontolojik konumumuzu da teslim ettiğimizi farkedebilsek dünya daha az vahşi bir yer olacak.

Değiş tokuşun farkında mıyız? Biz makinelere insanlığımızı, makineler de bize soğuk aksamlarını veriyor.

Daha fazla insan olmamız gerekiyor. Daha fazla hisseden, merhamet eden. İlle de daha az tüketen. Daha fazla insan olursak dünyadaki açlığın bitmesine bile katkımızı olacak.

Buradan başlayabiliriz.

Kelamı azaltıp selamı çoğaltarak önce.

Sonra da "sanki yedim " diyerek yememeği başararak.

Çamurdan çikolata yiyen çocukların dünyasında insan kalabilmeyi başarmak için daha az tüketen olmak zorundayız.

Sahi bilmiyor muydunuz? Çamurun içine bir parça yağ koyarak kurabiye, çikolata yapan annelerin dramını:

"Artan gıda fiyatları yoksul ülkelerde hayatı zorlaştırıyor. Latin Amerika ülkesi Haiti'de bir tabak pirinç bulamayan insanlar, açlıklarını çamurdan yapılan keklerle bastırıyor."

Ama neden bilmiyordunuz?

Oysa son bir ayda nelere tanık oldu kendini göremeyen gözleriniz? Ne sesler duydu kalbin sesini duymayan kulaklarınız. İnternete girin ve lütfen çamurdan çikolata pişiren " o kadınların" hamur değil çamur tutan ellerine bakınız.

Bakınız. Bakınız. Bakınız. Ama önce görmeye niyet ederek. Görmek de niyet ile çünkü.

Yeni Şafak

Bu yazı toplam 621 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar