Hakan Albayrak
İşgal altındaki topraklarını kurtaran Azerbaycan, Ermenistan'ı da...
İşgal altındaki topraklarını kurtaran Azerbaycan, Ermenistan'ı da özgürleştiriyor
Azerbaycan ordusu 30 yıllık bir hasretle Karabağ’a koşuyor; adım başı bir köy veya tepeyi işgalden kurtararak. Cebrail şehri de o uzun ayrılıktan sonra yeniden Azerbaycan bayrağına kavuştu. Belki sırada Fuzuli var, Ağdam var…
Azerbaycan ordusunun estirdiği fırtınayla baş edemeyen Erivan yönetimi, Gence ve Mingeçevir gibi şehirlere füze fırlatarak sivilleri taammüden öldürmek suretiyle Bakü yönetimini caydırmaya ve yahut -Rusya ile askeri işbirliği anlaşmasının gereğinin yapılmasını talep edebilmek için- misilleme amacıyla Ermenistan topraklarına saldırtmaya çalışıyor; nafile. Ne Karabağ’ı özgürleştirmekten vazgeçiyor ne de provokasyona geliyor Bakü.
Özgürleştirmek deyince; Azerbaycan ordusu Ermenistan işgali altındaki toprakları kurtardıkça Ermenistan'ı da özgürleştiriyor. Yoksul bir ülke olan ve nüfus bakımından da gittikçe yoksullaşan Ermenistan, kendi topraklarının üçte ikisi kadar Azerbaycan toprağını uzun süre işgal altına tutmanın ve hele bu işgal yüzünden Azerbaycan ve Türkiye ile düşman yahut muarız olup bölgesel kalkınma projelerinden dışlanmanın ve Avrupa’ya açılan Türkiye kapısından mahrum kalıp Rusya’ya mahkûm olmanın maliyetini karşılayabilecek halde değil. Bunu idrak eden ve Karabağ meselesini Azerbaycan’la anlaşma yoluyla çözmeye niyetlenen kimi Ermeni siyasetçiler, bugüne kadar, çözümsüzlüğü dayatan iç ve dış mihrakların baskılarına boyun eğmek zorunda kaldılar. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in üç gün evvel yaptığı “ulusal sesleniş” konuşmasından anlıyoruz ki, Ermenistan’ın mevcut başbakanı Paşinyan da esasen barışçıl çözümden yanaydı ve Aliyev’e ‘Ben farklıyım, ben yenilikçiyim, bu meseleyi sizinle anlaşarak çözeceğiz ama şartları olgunlaştırmak için bana biraz zaman tanımalısınız’ demişti. Ne var ki kendisine tanınan zamanı boşa harcadı, hatta işgal altındaki Karabağ topraklarında gövde gösterisi yapıp / yapmak zorunda kalıp “Karabağ Ermenistan’dır” dedi / demek zorunda kaldı, üstelik Karabağ ile alakası olmayan Azerbaycan topraklarına (Tovuz) yönelik -geçen temmuz ayındaki- saldırı ile Ermenistan’ın iyice zıvanadan çıktığı mesajını verdi veya bu mesajın verilmesine seyirci kaldı. Şimdi Aliyev ‘Madem öyle, gel böyle!’ diyor. Ve Azerbaycan ordusu üstün başarılarıyla işgalci zihniyetin iflahını kestikçe, Rus uydusu olmaktan çıkıp bölgesel kalkınma projelerine katılan ve Türkiye üzerinden dünyaya açılan yeni bir Ermenistan ihtimali yükseliyor.
Azerbaycan ordusu, Ermenistan’ın işgali altında bulunan Dağlık Karabağ (yaklaşık 4400 kilometrekare) ve etrafındaki illeri (aşağı yukarı 14 bin kilometrekare) kurtarabilecek güçte mi? Öyle gibi. Bakü -diyelim ki Rusya’nın dayatmasıyla- harekâtı bugün durdursa dahî, 27 Eylül’den beri ortaya koyduğu muazzam gücün caydırıcılığı sayesinde işgal meselesinin masada çözülmesi için evvelce sahip olmadığı bir perspektife kavuşmuş bulunuyor. Paşinyan’ın “Karşılıklı tavize hazırız” demek mecburiyetinde kalması önemli.
Paşinyan “karşılıklı taviz” derken Ermenistan’ın öteden beri savunduğu şeyi, yani Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan tarafından Ermeni toprağı olarak tanınması ve bir güvenlik koridoruyla Ermenistan’a bağlanması karşılığında bu bölgenin etrafındaki illerden (ki Ermenistan bu illeri Ermeni toprağı olarak gördüğü için değil, Dağlık Karabağ’ın Bakü tarafından Ermeni toprağı olarak tanınmasını temin yolunda pazarlık unsuru olarak kullanmak maksadıyla işgal etmişti) çekilmeyi kast ediyor olamaz, zira Azerbaycan bunu kabul edecek olsaydı konu zaten çoktan kapanırdı ve halihazırdaki harekâta da gerek kalmazdı. Bakü yönetimi “yedi rayon” şantajına boyun eğmeyip uluslararası hukuka göre de Azerbaycan toprağı olan Dağlık Karabağ üzerindeki egemenlik hakkında ısrar ettiği içindir ki iş bu noktaya geldi. Besbelli ki Azerbaycan ne o rayonlardan/illerden vazgeçecek ne de Dağlık Karabağ'dan. İşgal altndaki bütün topraklarını kurtarmak için sonuna kadar mücadele etmekte kararlı; besbelli. Öyleyse neyi anlamalıyız veya neyi ummalıyız Paşinyan'ın “karşılıklı taviz” lafından? Azerbaycan, Ermenilerin ve Azerbaycan Türklerinin barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayacağı bir Dağlık Karabağ sözü veriyor ve 2012'de bu bölgeye yüksek statülü özerklik tanıyabileceğini de söylemişti; Paşinyan, Erivan'ın, buna razı olup Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığı veya Ermenistan'a bağlanması iddiasından vazgeçmeye ve oradaki işgali bitirmeye mütemayil olduğunu mu ima ediyor? Aklı varsa öyle olsa gerek. (Bunun yegâne alternatifini, belki, Dağlık Karabağ’ın -bölgeyi Ermenistan’a bağlayan Laçin koridoruyla beraber- Ermenistan’a bırakılması karşılığında, Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesini anavatandan ayıran Ermenistan topraklarının bir kısmının koridor olarak Azerbaycan’a verilmesi teşkil edebilir.) Sahiden öyleyse şayet, bunu açıkça söylemeli ve iyi niyetini somut olarak göstermeli Paşinyan; başta Dağlık Karabağ'ın etrafındaki illerdekiler olmak üzere işgal kuvvetlerini tedricen geri çekerek. En azından, bir çekilme takvimi ilan ederek. Aksi takdirde o lafın hiçbir ağırlığı olmaz ve nitekim Bakü yönetimi hiç oralı olmuyor.
Yerden göğe kadar haklı mücadelesinde can Azerbaycan’a başarılarının devamını diliyor ve Karabağ şehitlerimizi selamlıyorum. Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.