Abdurrahman Dilipak
İslam İşbirliği Teşkilatı
13. İslam Zirvesi, 1.7 milyar Müslümanın umudu olan “Adalet ve Barış” arayışını hayata geçirmek için İstanbul’da toplandı. İslam İşbirliği Teşkilatı BM’den sonra dünyanın en büyük örgütü.. Teşkilat 57 üyeden oluşuyor. Türkiye, Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Birleşik Arap Emirlikleri, Brunei, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çad, Endonezya, Fas, Fildişi Sahili, Filistin Devleti, Gabon, Gambiya, Gine, Gine-Bissau, Guyana, Irak, İran, Kamerun, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Komorlar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Malezya, Maldivler, Mali, Mısır, Moritanya, Mozambik, Nijer, Nijerya, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Surinam, Suriye (Üyeliği Askıya alındı), Suudi Arabistan. 5 de gözlemci üye bulunuyor teşkilatta, Kıbrıs Türk Devleti, Bosna-Hersek, Rusya, Tayland, Orta Afrika Cumhuriyeti. Aslında Çin ve Hindistan’ın da en azından gözlemci üye olmaları gerekir. AB ülkelerinde 50 milyona yakın Müslüman var.
Çad’da kavga ha çıktı, ha çıkacak..
Her üç yılda bir toplanan ve 15 Nisan’a kadar sürecek olan zirvede Suriye ve DAİŞ konusu öncelikle ele alınacak konular arasında bulunuyor.. Toplantıya Mısır da Dışişleri Bakanı seviyesinde katılacak..
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri İyad Emin Medeni, İstanbul Zirvesi’nin en yüksek katılımlı zirvelerden biri olacağını ve çok önemli kararlar alınacağını belirtti ve “Bu zirve çok farklı bir zirve olacak” dedi. Zirveye hazırlık mahiyetindeki Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Medeni, “Eylem planında 18’i öncelikli olmak üzere barış, güvenlik, Filistin ve Kudüs meselesi, yoksullukla mücadele, terör ve aşırıcılıkla mücadele, yatırım ve finans, bilim ve teknoloji, iklim değişikliği ve sürdürebilirlik, dini topluluklar arası ilişkiler, ortak İslami insani eylem, iyi yönetişim ve insan hakları konularına ilişkin 107 hedef yer alıyor. Zirvede genel olarak İslam ülkelerinin karşı karşıya olduğu tehditler, çözüm önerileri, her alanda daha ileri işbirliği imkanları tartışılacak. Ortak güvenlik ve barış öncelikli bir konu olarak ele alınacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, zirvenin kapanışında katılımcılara hitap edecek. Erdoğan dışında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, IIT Genel Sekreteri Medeni, Malezya Başbakanı Necip Rezak ve Birleşmiş Milletler Medeniyetler Temsilcisi Nasır Abdülaziz El Nasır’ın da kapanış töreninde birer konuşma yapmaları bekleniyor.
“Adalet ve Barış İçin Birlik ve Dayanışma” temasıyla toplanan zirvenin sonunda, gelecek 10 yıl için çeşitli alanlarda hedefler koyan “İİT-2025: Eylem Programı” belgesi ile birlikte, Kudüs, Gazze ve Filistin ile ilgili kararının da içinde yer alacağı nihai bildirinin açıklanması bekleniyor.
Zirve sonunda ayrıca Türkiye tarafından hazırlanan, “İslam dünyasının karşı karşıya olduğu sorunlar ve bu sorunların çözümüne ilişkin yaklaşımları” başlıklı “İstanbul Deklarasyonu”nun yayınlanması planlanıyor.
Bu arada zirvenin ilk bildirisi de yayınlandı. Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile görüşmesinin ardından, “İslami Yakınlaşmaya İlişkin Ortak Bildiri” başlıklı 8 maddeden oluşan bir bildiri yayınlandı. Bildiride, “İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerini, İslami yakınlaşmayı desteklemeye ve gelecek yıllarda İslam Ümmeti için yeni bir siyasi platform olarak değerlendirmeye davet ederiz” denildi.
İlki 1969 yılında Fas’ın başkenti Rabat’ta, sonuncusu ise 2013 yılında Mısır’ın başkenti Kahire’de yapılan zirveler, çoğu zaman İslam dünyası açısından tarihi önem taşıyan gündemle toplandı. İslam Zirvesi’ne Fas üç, Senegal iki kez ev sahipliği yaparken, zirve Suudi Arabistan, Pakistan, Katar, Kuveyt, İran, Malezya ve Mısır’da da birer defa düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ile görüşmesinin ardından, “İslami Yakınlaşmaya İlişkin Ortak Bildiri” başlıklı bir metin yayınlandı. Bildiride “İslami dayanışma ruhu”ndan söz edilirken “İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletlerini, İslami yakınlaşmayı desteklemeye ve gelecek yıllarda İslam Ümmeti için yeni bir siyasi platform olarak değerlendirmeye davet ederiz”denildi ve “İslam Ümmeti”ne atıf yapıldı.. Bu ilk kez uluslararası bir konferansta dile getirilen bir konu.
Bu zirve birçok bakımdan milat olma özelliğine sahip. Türkiye bir sonraki zirveye kadar dönem başkanı. Bu zirvede gençliğe yapılan vurgu var.. Bu önemli.. İslam Ümmetinin birliği ve geleceği konuşuluyor, bu daha da önemli.. “Dünya 5’ten büyüktür” tezinin içi dolduruluyor. Artık Müslümanlar kendi meselelerini çözmek için bir araya gelmiyor, aynı zamanda dünya sorunlarının çözümüne katkı sağlamak için “ben de varım” diyerek bir araya geliyor.. Faşizmin ve komünizmin çöküşünün ardından, kapitalizmin sebeb olduğu kriz ve çöküşle eşzamana gelen bu zirve, birçok bakımdan önemli mesajlar içeriyor.. Artık bir “İslam Ümmeti”nden, “İslam Ordusu”ndan, “İslam borsası”ndan, “ortak geleceğimiz”den ve “evrensel sorumluluklarımız”dan söz ediyoruz.. Hayaller gerçek oluyor. İdealler kuvveden fiile çıkıyor.
Hatırlayalım, 38. Dışişleri Bakanları toplantısında alınan karar gereğince örgütün ismi İslam İşbirliği Teşkilatı olarak değiştirilmişti. Teşkilat Church of God adlı tarikata bağlı Denis Michael Rohan adında Avustralyalı bir Hıristiyanın 21 Ağustos 1969 tarihinde Mescid-i Aksa’yı kundaklama girişimi sonrası kuruldu. Aksa ruhu bugün ümmeti yeniden bir araya getiriyor.. İİK’nın üzerine Mavi Marmara’nın gölgesi düşüyor.. Bu zirve BOP’çulara, Paralelcilere, PEGİDA’cılara, İslamifobia lobisine, laikçilere, batının içimizdeki işbirlikçilerine, Gezicilere, derin çetelere verilen en güzel cevap olsa gerek..
Selâm ve dua ile.
yeniakit