İbrahim Karagül
İsrail'in İran'ı vurma tatbikatı Türkiye yüzünden mi ertelendi?
Türkiye'nin, "Anadolu Kartalı" tatbikatını İsrail'e yasaklamasından üç gün sonra çok önemli bir gelişme yaşandı. Türkiye-İsrail "krizi"nin en küçük ayrıntılarını, hem de abartarak, yansıtanlar bu önemli gelişmeye dikkat etmedi. Tel Aviv yönetimi, ABD ile yapacağı stratejik füze tatbikatını aniden iptal etti. Daha doğrusu erteledi. Hem de tatbikatın başlamasına saatler kala! Juniper Cobra, ABD ve İsrail'in iki yılda bir yaptığı, bölgesel gerilim nedeniyle bu yıl ilk kez en geniş anlamda yapılmasının planlandığı stratejik füzelerin denendiği, füze saldırılarının ve savunmasının hazırlıklarının yapıldığı çok önemli bir tatbikat. Yani füze savaşına hazırlık çalışmaları. 12 Ekim Pazartesi günü Negev çölündeki Nevatim hava üssünden yönetilecekti. Patriot ve Arrow 2 füzeleri ile yapılması planlanan, ABD'nin 6. Filo'sunun katılacağı, füzelerle donatılmış 17 geminin iştirak edeceği, İsrail donanmasının bütün gücüyle yer alacağı bir tatbikattı bu. Bu kadar değil. Tatbikatın hedefi çok önemli. Stratejik füzelerin denendiği, füze saldırılarına ve savunmasına yönelik talimlerin yapıldığı tatbikatın hedefi İran. İran krizinin tırmandığı bu yıl ilk kez tatbikatın kapsamı bu kadar genişletildi. İran'ın dışında Suriye, Lübnan ve Gazze de tatbikatın hedefleri arasında. Türkiye'nin İsrail'i tatbikattan silmesinin bir sebebi de bu olabilir mi? İsrail, bir haftalık erteleme açıklaması yaptı. Bir hafta sonra devam edip etmeyeceği, ertelemenin nedeni hakkında bilgi yok. Bu kadar önemli bir tatbikatın İsrail tarafından "tek yanlı" ertelenmesi zor gibi. Bölgedeki gelişmeler gerekçe gösterilerek ABD'nin de istememiş olması mümkün. Çünkü bu tatbikat, bölgedeki gerilimi yükseltecekti. Eğer öyleyse, Anadolu Kartalı'ndan dışlandığı için ABD ve NATO üyelerini Türkiye'ye karşı şantaj olarak kullanan İsrail blöf yapıyor demektir. Bizim açımızdan şu an için önemli olan söz konusu ertelemenin, İsrail'in Anadolu Kartalı'ndan dışlanmasından hemen sonra gerçekleşmesi. Öyle sanıyorum ki, Türkiye ile İsrail arasında başka alanlarda da uyumsuzluk örneklerine ileriki günlerde tanık olacağız. Buna karşı Türkiye'nin; "Ermenistan'la protokol, dün Halep ve Gaziantep'te gerçekleşen vize törenleri, Suriye ile ileri derecede ortaklık, Irak'la bazı alanlarda entegrasyona uzanan yakınlık" gibi tarihi nitelikle olumlu gelişmelere imza atması, bölgede derin değişimlerin artık yeni bir harita, tablo şekillendirdiği gerçeğini ortaya koyuyor. Evet, gerçekten de yeni bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye ile Suriye ve Irak arasında imzalanan anlaşmaların niteliği, ikili ilişkilerin çok ötesinde. Bölgede ulus-üstü yapılanmaların temelleri atılıyor. Birkaç yıldır süreci izliyor ve yansıtıyoruz. Bütün bu olumlu gelişmeler, hem İsrail'den hem de içeriden yönetilen kriz ve çatışma senaryolarıyla gölgelenmek isteniyor. "Stratejik ortak", "Ermeni kartı" ile şantaj yaparken içeridekiler bütün dünyayı Türkiye'nin önünü kesmeye çağırıyor. Oysa Türkiye, kendisine karşı kart olarak kullanılan zaafları giderme yolunu seçerek onların elini boşa çıkarmak üzere. Bu durum, birilerinin eski alışkanlıklarının artık işe yaramadığını, yarayamayacağını göremeyecek kadar bugünü okumaktan aciz olduğunun da göstergesi. Bugün sözlerle yürütülen kriz ve gölgeleme taktikleri elbette burada kalmayacak, başka araçlar da devreye sokulacak. Ancak başarısız olacağını şimdiden söylemek mümkün. Suriye ve Irak'la bir şeyin temeli atılıyor. Buna ister Ortadoğu Birliği deyin ister başka bir şey. Umman'dan İstanbul'a demir yolu bir büyük proje için hazırlanır. Şimdi bu büyük projenin parçaları üzerinde konuşuyoruz. Ermenistan'la yakınlaşma da parçalardan biri. Yenileri eklenecek. Basra Körfezi'nden Kızıldeniz'e kadar yeni bir güç merkezinin inşasına tanık olacağız belki. Batı ve Doğu'daki derin değişim, güç kaymaları bunun için elverişli bir ortam sunuyor. Suriye ve Irak'la; Avrupa Birliği'nin temelini oluşturan "Alman-Fransız ekseni gibi" anlaşmalar yapılması, "Gizli anayasa gibi ortaklık" olarak tanımladığım yeni ilişki süreci İsrail'i dışarıda tutacak. Eğer İsrail, Suriye ile dolaylı görüşmeleri Gazze saldırısıyla sabote etme örneğindeki çatışmacı tutumuna devam ederse bu bölgede çok yalnızlaşacak. "Alman-Fransız ekseni gibi" ortaklığın Irak ayağını Bağdat'tan izleyeceğiz. Sürece tanık olmaya devam edeceğiz.