İşte bu bizim hikayemiz: Abdülhamit Han'dan Başbakan Tayyip Erdoğan'a

İşte bu bizim hikayemiz: Abdülhamit Han'dan Başbakan Tayyip Erdoğan'a

Geçen hafta iki olay bendenizde Abdüllahmit Han ile Başbakan Tayyip Erdoğan'ı birleştirdi. Daha doğrusu Tayyip Erdoğan'ın Abdülhamid'e duyması gereken vefa borcunun hiç de farkında olmadığını hissederek üzüldüm.

24 Mayıs'ta Başbakan Erdoğan tarafından dünyanın ilk İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Gülhane Parkı Has Ahırlar binasında açıldı. Haberleri dinlerken duyduğum bu "ilk" vurgusu yine aynı hafta içinde kuruluşunun 109.yılı kutlanan Şişli Etfal Hastanesi'nin bütün İslam âleminin ilk çocuk hastanesi olmasına götürdü bendenizi.

Hastanenin hikayesi tam da "bizim hikayemiz". Nasıl mı?

II.Abdülhamid'in kızı Hatice Sultan, henüz sekiz aylık iken bütün tedaviler etkisiz kalır. En son ihtisas yapması için Almanya'ya göndermiş olduğu Dr.İbrahim Paşa'ya muayene ettirir bebeği II.Abdülhamit. Dr İbrahim Paşa, padişaha bebeğin kurtulamayacağını, kendisini bu acıya hazırlamasını söyler. Hakikaten de bir iki gün içinde bebek ölür. Bebeğin adına bir hayrat yaptırarak acısını hayra çevirmeye çalışan padişah, Dr.İbrahim Paşa'ya okul ya da çeşme yaptırmak istediğinden bahseder. İbrahim Paşa, İstanbul'un bir çocuk hastanesine ihtiyacı olduğunu söyler. Bunun üzerine Abdülhamit kendi topraklarından bağışlayarak, Hamidiye Etfal'ın yapım emrini verir. Meşhur tiyatrocu Vasfi Rıza Zobu'nun babası Hasan Rıza'nın inşaat emirliğini yaptığını hastane, bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlanır. 200 çocuğun sünnet ettirilme töreniyle birlikte 1899'da faaliyete geçen hastane, İslam âleminin ilk modern çocuk hastanesidir.

Almanya'dan sonra radyoloji ünitesinin kurulduğu ilk hastane olma özelliğini de taşıyan Hamidiye Etfal'de, serum ve aşı yapmak için modern üniteler kurulur. Her şey yolunda iken hastanenin hikayesine "bizim hikayemiz" karışır. Bizim hikayemiz ne midir? Her şeyin fena halde kişiselleştirildiği, hiçbir şeyin kurumlaşamadığı bir ortamdır, hikayemize bozuk bir "işte bizim hikayemiz" tadı veren. II.Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte Abdülhamit'in şahsına karşı duyduğu nefreti onun açmış olduğu kurumlardan çıkarmak isteyen İttihat Terakki, iktidarının baskısını öncelikle Hamidiye Etfal Hastanesi'nde hissettirir; idealist ve başarılı Dr.İbrahim Paşa başhekimlikten alınır.

Oysa Hamidiye Etfal'in başarılı olması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Abdülhamit; Karahisar sularının gelirini de hastaneye bağışlamış, bu vesile ile belki de Osmanlı topraklarında çocukların rol aldığı ilk "reklam" gerçekleştirilmiştir. Önlerinde şişeler ve hastanenin artık sıhhat bulmuş hasta çocukları.

Balkan Harbi sırasında artan yaralı sayısı ile hastanede yetişkinlere de hizmet verilmeye başlanmış, cumhuriyetin ilanı ile birlikte Abdülhamit Han'ın ismi imha edilerek hastane Şişli Etfal olmuştur.

Hastane 109.kuruluş yıldönümünü kutlarken, ulaşım bakımından daha iyi bir yere taşınabileceği haberleri düştü medyaya. Hayır! Hastane asla taşınmamalı. Çünkü Abdülhamit Han'ın hayratını bozmaya hakkımız olmadığı gibi, ilk çocuk hastanesini ve bahçesindeki tarihi saat kulesini korumakla yükümlüyüz. Tarih, nakledilmez. Nakledildiğinde tarihi değeri kalmaz. Tarihi bir tasarıma dönüşmüş olur ancak.

Şişli Etfal tekrar Hamidiye Etfal olmalı ve sadece çocuklara hizmet veren bir hastane olarak kuruluş amacına uygun bir ruh ile hizmetine devam etmelidir.

"İlk"lerimize sahip çıkmalıyız. Çocuklarla gönül frekansını en yüksek noktada gerçekleştirmiş olan Başbakanımız'dan bunu bekliyoruz.

İsimler konusunda "pek titiz"olan medyamız Hamidiye Etfal olan hastanenin adının Şişli Etfal olarak değiştirilmesini "etik" açıdan tartışmayı göze alır mıydı? Hani günlerdir "Cumhuriyet çıkmazı" üzerinden yapılan tartışmaların devamı olarak"

yenişafak

Bu yazı toplam 740 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar