Kadir gecesi geldiğinde nedense benim aklıma onunla birlikte yılbaşı gecesi de gelir.

Hani Kadir gecesi Rabbimizin affının, mağfiretinin ve cömertliğinin taştığı gecedir ya,

Hani Kadir gecesi, müminlerin yapacağı her bir güzel iş için meleklerin, hatta Cebrail'in inip durduğu gecedir ya,

Hani Kadir gecesi müminler için şafak sökünceye kadar baştan sona selamettir ya"

Yeryüzündeki küfür rejimleri ve tağut da, yılbaşı gecelerinde kendi kullarına böyle bir ikramda bulunmak için bütün imkanlarını seferber eder.

Başta kumar oyunları olmak üzere gece yarılarına kadar kendi insanları her türlü melaneti işlemeye davet eder, kullarının rezilce eğlenmeleri için sahte tanrı olarak gücünü gösterir, onlara her türlü lütuf ve ihsanda (!) bulunur.

Kendimi bildim bileli yılbaşı gecesi denince bu ülkede benim aklıma hemen, devlet görevlilerinin gece evlere sarhoş taşıması gelir, "Alo sarhoşum" parolası gelir.

Kadir gecesi müminler için gecelerin zirvesidir. Her ne kadar yılda bir defa geliyor olsa da, müminler diğer gecelerinden bir kısmını olsun Kadir Gecesine benzetmek ister, Kadir Gecesi gibi yaşadığı gecelerin sayısını çoğaltmaya çalışır, nitekim benzetir de.

Kısacası Kadir Gecesi, Kadir Gecesi gibi gece ihya etme işi, İslam Medeniyetinin bir sembolüdür

Nitekim yılbaşı gecesi de birilerinin, özellikle Batı medeniyetinin zirve gecesidir. Onlar da yıl içerisinde bu gece gibi gecelerinin sayısını çoğaltırlar, fırsat buldukça gecelerini ona benzetirler, yani bir tek yılbaşı gecesiyle yetinmezler.

Tağutî rejimler de böylesi gecelerin çoğalması için, daha çok katılımın olması için gereken desteği verir ve teşvik eder.

Yani her iki medeniyet de kendisini gece üzerinden ifade eder ve gösterir. Mensuplarını mutlu etme yolu olarak onlara geceyi sunar, gece hayatını sunar.

İslam, kendi insanını geceye çağırır, geceleri ihya etmeye çağırır.

Küfür de aynı zaman dilimine çağırır kendi insanını. Geceyi değerlendirmeye, geceleri eğlenmeye, gece alemleri düzenlemeye çağırır.

Kadir Gecesi nedeniyle bugün o medeniyetin çocuklarına bir çağrıda bulunmak istiyorum!

Noel medeniyetinin çocukları!

Siz hiç, bir geceyi müslümanca yaşadınız mı, bilir misiniz nasıl olduğunu?

Herkesin uyuduğu bir demde kalkıp soğuk su ile bir abdest aldığınız oldu mu hiç?

Seccadenin başına dikildiğinizde, bir siz ve bir de Rabbiniz" Hiç tattınız mı Allah ile birlikte olmanın mutluluğunu?

Bu sıcak birlikteliği sabaha kadar sürdürdüğünüz, sabah namazını da kıldıktan sonra uyuduğunuz oldu mu hiç?

Ve esas soracağım şey;

Bir geceyi bu şekilde ihya ettikten sonra, yani geceye can verdikten sonra biraz yorgun düşüp uyuduğunuz ve daha sonra uyandığınızda kendinizi nasıl bulduğunuzu sorsam"

Bilmem ki böyle bir uyanışınız oldu mu hiç?

Yüreği bir kuş kadar hafiflemiş bir şekilde uykudan uyanmak nedir bilir misiniz?

Sabah uyandığında, yıllardır çektiği bütün dertlerin, akşamki hastalıkların hiç birinden bir tek eser kalmadığını söyleyen bir hasta gördünüz mü, böyle birini dinlediniz mi hiç?

Bilmem ki size nasıl anlatayım Allah ile birlikte geçirilen bir geceden sonra uyanmanın hazzını lezzetini?

Yılbaşı ve benzer gecelerden sonra uyanan birisinin o anki duygu ve düşüncelerini de merak ediyorum;

"Yaşasın! Ömrümüzden bir sene daha kaybettik!"

"Yaşasın üç yüz altmış beş günümüz daha tükendi"

"Yaşasın! Cehenneme bir sene daha yaklaştık" mı diyorlar acaba?

Doğru Haber