Mehmet GÖKTAŞ
İstemiyorum, Beni Destekleme!
Müftü olarak heyecanlı ve hızlı bir şekilde göreve başladığım ilçede tebrik ve tanışma ziyaretime gelenlerden bazıları dikkatimi çekmişti, bunlardan güven veren samimi ve olgun bazı kişiler bir ara benimle baş başa kaldıklarında;
“Hocam, sık sık seninle beraber gözüken filan kişiye dikkat et, hiç iyi biri değildir, sana halel getirir, sakın onunla aynı fotoğrafta görünme, insanlar bundan dolayı şimdiden rahatsızlar” dediler. Söyledikleri şahıs gerçekten de gelir gelmez benimle beraber olmuş bulunduğu her yerde hararetle beni öven konuşmalar yapıyordu. Söylendiği gibi hiç de iyi biri olmadığını öğrendim, aramıza mesafe koymak çok zor oldu, epeyce zaman aldı.
Anlamışsınızdır, sözü iktidara getirmek istiyorum hatta doğrudan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a.
Keşke birilerine; “İstemiyorum arkadaş, lütfen beni destekleme!” diyebilseydi. “Beni destekleyen yazılar yazma, konuşmalar yapma! Lütfen senin gazeten, senin televizyonun beni desteklemesin!” diyebilseydi.
Bugün gelinen noktada görünen o ki, kendisini destekleyenlerden yediği darbeyi asla muhaliflerinden yememiştir.
Sadece medya ve köşe sahipleri değil, etkin olmaya çalışan bütün çevrelere aynı şeyi söyleyebilseydi.
Hiç olmazsa; “Lütfen biraz mesafeli olalım!” deseydi.
Daha da önemlisini söyleyeyim mi? Aynı sözü şu anda kendisini hararetle destekleyen bazı hocalara söyleyebilseydi; “Hocam, lütfen beni desteklemeyin, istemiyorum beni desteklediğinizi” diye baştan bir tavır koyabilseydi.
Hani bazı hocalar var ya şu anda Erdoğan’ın karşısına dikilen. Bir takım hocalar da keşke onlar gibi yapsalardı bu kadar zarar veremezlerdi.
Bir noktaya açıklık getireyim, düne kadar Sayın Erdoğan’la birlikte olup şimdi onu terk edenleri kast etmiyorum ha.
Benim kast ettiklerim el an ateşli bir şekilde onu destekleyenler.
Allah aşkına şöyle bir bakar mısınız, etraf bataklığa dönüşmüş durumda. Bunu hangi muhalif yapabilirdi?
Bazılarımız haklı olarak benim Erdoğan’ı temize çıkartmak için bu şekilde suçu etrafına atmaya çalıştığımı söyleyebilir. Yani etrafının bu durumundan kendisinin haberdar olduğunu hatta kendisinin tercihi olduğunu söyleyebilir. Bize düşen hüsnü zandır.