Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kadir gecesi

 

İçinde Kadir gecesi olmayan bin aydan daha hayırlı bir gece! Yeryüzüne son vahyin ilk ayetlerinin geldiği gece.. En aydınlık gece.. Vahyin nuru, dünyadan önce insanoğlunun aklını ve kalbini aydınlattı. Onların beyni ve kalbinden yansıyan vahyin ışığı dünyayı aydınlattı.. Ellerimiz, vahyin irfanı ve nuru ile imar ve inşa etti yeryüzünü.

O gecenin sene-i devriyesindeyiz..

Son birkaç günde, İzmir’e gittim, döndüm Gaziantep ve şimdi Ankara yolundayım. Herkesin en çok merak ettiği bir konu var: Nereye gidiyoruz, bundan sonra ne olacak? İnsanlar ellerindekini kaybetmekten ve darbe günlerine geri dönmekten, terör ve FETÖ ile mücadelede geri adım atılmasında, başa dönülmesinden endişe ediyor. Suriye ve Irak’ta zamanın uzaması, ABD-PYD yakınlaşması, Suudilerin rotalarını başka yöne çevirmesi, Katar’ın durumu en çok konuşulan konular.

AB’yi ya da NATO’yu kimse sormuyor. ABD ile ilişkiler de sokaktaki insanın gözünde bitmiş. Tedirgin bir bekleyiş var. FETÖ konusunun savsaklandığını düşünüyorlar. Yargı sürecinden memnun değiller. CHP’ye, Kılıçdaroğlu’na öfkeliler, siyaset ve bürokrasideki temizlik sürecinin bir an önce tamamlanmasını bekliyorlar. Terörle mücadeleden memnunlar.

Kılıçdaroğlu’nun sokağa çıkması, aslında iktidar ve iktidarı destekleyen kamuoyu açısından iyi oldu gibi.

Yeni bir darbe söylentisinden insanlar tedirginlik duyuyor..

Kadir gecesine bu beyin zonklaması ile giriyor insanlar. 

Ben her zaman, tekrar tekrar, sık sık söylediğim gibi, derim ki, umduğunuza vasıl olmak, korktuklarınızdan emin olmak istiyorsanız, daha çok çalışın, dua edin. Sonuçta kaderimizde ne varsa başımıza gelecek. Ecelinizden bir saniye önce de ölmeyeceksiniz, bir saniye sonra da. Rızgınızdan bir kırım azını da yemeyeceksiniz, bir gram fazlasını da. O zaman ne gam.

Hem denmedi mi ki, “Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir.”

Biz “kurtuluşa erenler”den, “nimet verilenler”den olmak istiyorsak, “kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeye” bakalım. “İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları” yüzünden helak olmak istemiyorsak, onlarla aramıza bir mesafe koyalım.. O zaman “hak şerleri hayreyleyecek”tir. “Uzakları yakın edecek”tir. Yeter ki, “nimet verdiklerinden” olalım, “gazaba uğrayanlar”dan değil. Bunun için de “Hak’kı hak, batılı batıl bilip, Hak da toplanmamız” gerek. Batılı Hak bilenlerden olmamamız gerek. Münafıklar, kafirler, müşrikler, fasıklar, cahiller ve zalimlerden olmamamız gerek. Ya da onların peşine, nefsimizin peşine düşmememiz gerek.

Bu gece ile ilgili olarak (mealen) Allah buyurdu ki, “Gerçek biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük fazl-u şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve Rûh, Rablerinin izni ile her bir iş için iner de iner. O (gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selamdır”. (Kadir, 97/1-5)

Kur’an dünyaya bugün nazil oldu da, bizim beynimize ve yüreğimize ne zaman inecek. Ya da biz ona ne zaman yükselecek, “Yaşayan Kur’an” olacağız, “Veresetül enbiya” olacağız..

Ramazan bir dua, mağfiret ayı. Ramazan Kur’anla yüzleşme zamanı..

Biz orucu, oruç bizi tutacak. Biz namaz kılacağız, namaz da bizi mü’min kılacak.. Ramazan zekat ve fitre ayıdır. Ramazan büyük Şeytanların bağlandığı bir zamandır. İkramı bol olan, af ayıdır Ramazan. Ramazan itikaf ayıdır aslında.. 

Aslında asıl adı Savm olan oruç dediğimiz şey sadece Ramazan’a has da değil.. Peygamberimiz savm-u Davud yapardı, yani bir gün yer bir gün oruç tutardı. Orucu sadece yeme içmeden vazgeçme şeklinde değil, bütün uzuvları ile tutardı orucu..

Kadir gecesi bir bağışlanma zamanıdır. Peygamber Efendimizin yaptığı gibi bu gece biz de “Allah’ım Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle” diye dua, edelim.. Tabii bu arada affedilmeyi ümid edenlerin de affetmeleri gerek.

Diğer günler gümüşse Ramazan altın yüzük, Kadir gecesi onun elmas taşı gibidir.. Kur’an- Kerim’de sözü edilen iki kutsal gece var. Biri Kadir gecesi, öteki İsra.. Zaman ve mekan ötesi bir yolculuk anlatılır İsra’da. İsra Hicretten önce Mekke-i Mükerreme’den Kudüs-ü şerif’e yapılan bir yolculukla ilgili gecedir. Hz. Muhammed SAV bir gece vakti Kâbe-i Muazzama’dan, Mekke-i Mükerreme’den alınıp Burak adı verilen bir binitle Mescid-i Aksa’ya götürülmüştür. Bu binitini, bugün ağlama duvarı olarak bilinen yere bağladığı rivayet edilir.. Yine “Miraç”la ilgili birçok rivayet söz konusudur. 

Biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ve zor bir zamanda yaşıyoruz. Dua edelim Allah işimizi kolaylaştırsın. Çünkü O’nun kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur.

Dua ederken dikkat edin, kendi ellerinize bakıyorsunuz. Sonuçta istediğiniz şeyi yapmak için gerekli irade, akıl ve cesarete sahip olmanız gerekir. Yoksa Allah cahil ve zalim bir topluluğa yardım etmez! Bir de Allah’tan istediğiniz şeyleri, siz O’nun adına başkasına ikram edin, başkalarına o konuda öğüt verin, teşvik edin, yardım edin. O zaman Allah’ın yardımı yanınızda olacaktır..

Birileri insanımıza, ülkemize, Müslüman  kardeşlerimize, insanlara karşı tuzak kuruyor.. Planlar yapıyorlar. Mekerallahu! Onların yaptıklarını gören, duyan, bilen, koruyan hüküm sahibi, kadiri mutlak bir Allah var. Biz O’nun rızasının tecellisinin vesilesi olacağız, inşallah.

Bu vesile ile Ramazan-ı şerifinizi, Kadir gecenizi ve gelecek olan Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. Selâm ve dua ile..

Not: Ramazan Bayramını bu sene inşallah Ankara’da, Ankara’daki akrabalar ve kardeşlerimizle birlikte idrak edeceğim.

yeniakit

Bu yazı toplam 903 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar