Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kapıda bizi bekleyen tehlike

Emin adımlarla, dünya halkları olarak, adına  “Dijital kölelik”, “Dijital faşizm”, “Dijital diktatörlük” ya da başka bir şey deyin Global reset hareketinin liderliğinde, “Tek dünya devleti”ne doğru sürükleniyoruz.

TIME dergisinin kapağından verilen habere göre, öyle anlaşılıyor ki, işler pek de istenildiği gibi gitmeyince, büyük sıfırlama için süreyi 2030’a kadar uzatacakları anlaşılıyor. Sonraki 10 yılda, insanlar bu dünyanın yaşayabilecek bir yer olup olmadığına karar verecekler. Dünyayı yaşanabilir bir dünya olarak muhafaza edebilecek miyiz bakacağız! Gelişmeleri takip edeceğiz..”

Önümüzdeki 10 yıl muhtemelen gezegenimizin insan yerleşimine uygun olup olmayacağını belirleyecek. Sürdürülebilir ve adil bir dünyaya doğru ilerlememizi izleyeceğiz.

Artık Global reset gizli bir şey değil. Gerek çevre, gerek iklim, para politikaları, sağlık, gıda bundan sonra her şey bu konu ile ilgili olarak. Eğitim, savunma, hukuk, ticaret, aklınıza gelen her şey bundan sonra bu konuyla ilgili olacak!

Kapıda insanlığı bekleyen en büyük tehlike bugün bu.

Bakın bir kez daha söyleyelim: 5G, Starlink, Neuralink, Chip, Global Performans Pass. Global Sağlık Pass.’ı hepsi bu konuyla ilgili. Adamlar bunları da gizlemiyorlar. 

2023 EĞİTİM VİZYON BELGESİ, TEKİLLİK VE TRANSHÜMANİZM diye bir makale okudum geçen gün. MakaleEğitim ve Toplum Araştırmaları Dergisi / JRES’de 2019’da yayınlanmış. Makalenin yazarı, Gazi Üni’den Hüseyin Köksal. Transhumanizm 2023 eğitim vizyon belgesine girmiş. Transhuman BİREY’lerin TEKİLLİĞİ tartışılmış makalede.

Makalede, genel kabuller dışında tek bir farklı mesaj verilmiş ama, o da detaylandırılmamış: “Bizim tekilliğimiz, insan ile makinenin değil, akıl ile kalbin birleşmesidir”. Aslında Chip teknolojisi konusunda yoğun bir çalışma var. Zaten Chip Tekniği uygulanacaksa bir adım sonrası Neuralink’dir. Onun tabii sonucu da Transhumanizm’dir. Kaldı ki, “akıl ve kalbin birleşmesi” insan, hayvan ve makine arasındaki etkileşimin karşılığı ya da alternatifi değildir. Biri gerçeklik düzleminde, ötekisi imani hakikatler ve fıtrat düzleminde ele alınır.

Daha konu enine boyuna konuşulmadan 2023 Eğitim ve vizyon belgesine sokulmuş olması düşündürücüdür.

Transhuman, yeniden insan tarafından tasarlanan, tanımlanan “yaratılan varlık”(!) olarak tanımlanan biyolojik bir varlıktan söz ediyoruz.

Transhumanizm bir “gelecek öngörüsü” değil bir “gelecek tasarımı”dır. Böyle bir gelecek de Bilim, gerçek ve Hakikat, yeni normal dünyanın normlarına göre yeniden şekillendirilecek, eski normalller için “reset”lenecektir.

Bir “üst/ün insan” (Post-Human) arayışı söz konusu. “Gen teknolojisi üzerinden hayata müdahale ederek, insanı kısıtlayan zaaf ve hastalıkların, engellerin  ortadan kaldırılabileceğini, sağlıklı ve genç yaşam süresinin uzatılabileceği” varsayımı üzerinden hareket eden lobiler iddialarını gerçekleştirmek için son derece acımasızlar. Sürdürülebilir bir ARGE ile sürekli yeni, dinamik, tekilleştirilmiş üstün bireylerin yaşlanmalarının durdurularak, kopyalanan zeka ve genleri ile ölümsüzlüğün gerçekleştirilebileceği, insan hayatının dijital evrende sonsuza kadar sürebileceğini varsayan iddialar ortaya atıyorlar.

Bu iddiaların sahipleri büyük ölçüde ateist. Hiçbir kutsala inanmıyorlar. Nasıl Müslümanlar kendilerini Hilalle tanımlar, Hristiyanlar her yere Haç çakmaya çalışırsa Satanistlerin sembollerinden biri de 666.. Onlar da bu şifreleri her yere çakmaya çalışıyorlar. Sağlık Bakanlığının logosunu kim nasıl bu şekilde çizdi bilen var mı?

Daha önce ay isimlerini yazmıştım. Tanrı kıral Agustus’un adı nasıl bizim için ay adı olabilir. MartMayıs, Tammuz da öyle. Mesela Hijyen temizlik tanrısının adı. Zihin dünyamız bu şekilde kelime kelime işgal ediliyor. Birileri bunları önemsemiyor. Bu konudaki hassasiyetlerini kaybetmişler. Bir şey yaparken “uluslararası standart ve normlar, bilimsel raporlar” onlar için birinci sırada! Onların siyasi ya da bürokratik bir “fayda” hedefi vardır. O gerçekleşince kendini başarılı ve mutlu hissedecektir. Onun maliyeti, fıkhı, yan etkileri, muhtemel riskleri onları çok fazla ilgilendirmiyor ne yazık ki. Ve zaten artık birçok kişi, yaptığı için kul hakkı boyutunu hesaba katmıyor.

Ben daha CoVID’i, PCR’yi, 5G’yi, Drosten’i anlatamamışken, şimdi “Post Human”, “Transhumanizm”, “Blu Brain”, “Neuralink” ve “Neurogrid”i nasıl anlatacağım.

Evet artık sıra tek bir canlı hücreden bir parçacık alarak sentetik hücre yapmaya geldi. Blu Brain teknolojisi ile fare ve kedilerin sentetik beyin tasarılarının protipini tamamladılar. Neuragrid teknolojisi ile insan ya da hayvanlar için sentetik beyin gerçekleştirmenin yollarını arıyorlar. Ya da beyninize ek sentetik beyin takabilecek ya da işlevsiz kalan bölümlerini aktif hale getirmek için beyninize protez takabileceksiniz!? Tabii birtakım engelliler, yaşlılar ve hastalar için bu konuyu bu açıdan insanlara masum bir çözüm olarak anlatıyorlar.

Sahi, merak ediyorum, bizim bilim kurulları, politika kurulları “Trans Humanizm” hakkında ne düşünüyorlar. Mesela İlahiyatçılarımız, Diyanet, bu konuda bir şey söylemeyecekler mi! Sağlık Bakanının dediği gibi “Uluslararası sisteme uyum için hızlı geçiş yaparken birtakım sorunlar yaşadık” derken ne demek istemişti.

Eğer bugün bu konularda yapılan işleri CHP’li belediyeler tek başına yapmaya çalışsalar, iktidarın da toplumun da tepkisi herhalde çok farklı olur.

Bakalım gelecek günler neler getirecek. Türkiye, bölgemiz ve dünya kritik bir eşikte.

Benim şöyle bir rahatlığım var: Bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, kadir-i mutlak bir Allah var. Ve ben! Bütün bunlar olurken, O’nun rızası istikametinde hareket ediyorsam, cahillerden değilsem, zalimlerden değilsem; kurtuluşa erenlerden olacağım. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. 

Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 744 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar