Mehmet GÖKTAŞ
Kara bulutlar dağılıyor mu dersiniz?
Bugün gelinen noktaya baktığımızda, henüz tam olarak neticelenmemiş olsa bile, birtakım güzel gelişmelere şahit olmaktayız. Aslında bizler yarınlardan her daim ümitvar olan, yarınların bizim olacağına inanan kimseleriz.
Başta imam-hatip okulları üzerine çöreklenmiş bulunan kara bulutların dağılmakta olduğuna, bugün olmasa bile yarın kesinlikle dağılacağına olan inancımız tamdır.
Kat sayı zulmüyle önü kesilen ve büyük bir kısmının kapısına kara kilit vurulan veya başka amaçlar için kullanılan imam hatip okulları yeniden hayata dönüyor, dönmek zorundadır.
Bu millet, İslam'ı ayakta tutmak için devlete verdiği vergilerin dışında fazladan kendi alın teriyle ortaya koyduğu okullarına kesinlikle yeniden kavuşacaktır. Unutulmamalıdır ki, istisnasız bütün imam hatip okulları Müslüman halk tarafından yaptırılmıştır.
28 Şubat öncesi şehirlerimizin görünümünü hatırlıyor musunuz? İmam hatipli kızlarımız belirli saatlerde de olsa bembeyaz örtüleriyle caddelerimize, meydanlarımıza Allah'ın nuru olarak yansırlardı. Sadece bu manzara bile şahsen benim için bir huzur kaynağı idi.
Evet, milletin ufkunu kaplayan kara bulutların dağılmakta olduğu günlerdeyiz. Bugün halkın büyük bir kısmı bu istikamette bir irade beyanında bulunmuş ve bu iradesinin ardındadır.
Yaklaşık yüz yıldan bu yana bu milletin üzerine karabasan gibi çökmüş bulunan kızıl faşizmin çatırtılarını duyuyor gibiyiz.
Bu Faşist Ergenekon reijiminin ülkeye maliyeti, Komünizmin Sovyetler Birliğine maliyetinden çok çok daha fazla olduğunu unutmayalım. Geride korkunç bir tahribat bırakarak def olup giden komünizm gibi, ondan hiç de geri kalmayacak bir tahribatla kızıl faşizmin de bu mübarek topraklardan def olup gideceğine inanıyoruz.
İddia ettiğimiz tahribatın gerçekten bu boyutlarda olduğu gün geçtikçe ortaya çıkacaktır. Topraklar kazıldıkça ortaya çıkacaktır, belgeler, arşivler ortaya döküldükçe görülecektir.
Kızıl faşizm büyük yara almıştır, şu anda yerde yatmaktadır. Bir daha ayağa kalkamayacağına, hele eski günlerine yeniden dönemeyeceğine inanıyoruz.
Kendisini ayakta tutan, kendisini var kılan bütün kurumları ve kaleleriyle birlikte sarsılmıştır. İşledikleri bütün zulüm ve haksızlıklarıyla orta yerde sırıtıp durmaktadır şimdi, milletten saklayacağı hiçbir şey kalmamıştır.
İşte en son olarak yargı kurumu, bu kurumun mensuplarının çöreklendikleri dernekler! Bir milletin ayakta kalmasını sağlayan, hak ve adalet dağıtması için kapısına gidilen, gözüne bakılan en yüce bir kurum! Kendi halkını toplu toplu katleden ve toprağa gömen çetelerle iç içe, onların zulmünü ört bas etmekle görevli.
Kızıl faşizmin ayakta durması için ne kadar cinayet işlenmesi gerekiyorsa, ne kadar zulüm ve haksızlık yapılması gerekiyorsa, bütün bunları hukuk kılıfına uydurmakla görevli bunlar.
Bugün işgal ettikleri odaklardaki iblisçe diğer bütün faaliyetleri de deşifre olmuş, millet her şeyi seyretmektedir. Eğer bugünden sonra bunlara bir daha ayağa kalkma fırsatı verilecekse, yazıklar olsun bu millete! O zaman bütün bunlara layık demektir. Böyle olacağına inanmıyorum.
Evet, bu kızıl faşizmin yıkılmasıyla birlikte ardından yüzde yüz İslam gelecektir iddiasında değiliz. Bizim beklentimiz, diğer fikir ve düşüncelerle, diğer hayat tarzlarıyla eşit şartlarda, adaletli bir biçimde mücadele vermektir. Herkesin çalıştığının karşılığını tam olarak alabileceği bir ortamdır.
"İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" ilahi kanun gereğince, bizler çalıştığımızın karşılığını eksiksiz görmek isteyenleriz.
Doğru Haber