Kemal Bey, artık susun... Bırakın belgeler konuşsun!

“Dürüst” olun Kemal Bey!..

“Tutarlı” olun!..

“Doğru”ları söyleyin!..

Ya, sözünüzü tutup, “siyaseti bırakın”, ya da, hiç olmazsa “özür” dileyin!..

Ama, siz ne yapıyorsunuz;

Hâlâ “Hodri meydan” diyorsunuz, hâlâ “İspat edin” diyorsunuz!..

“Kapana kısıldığınızın” farkında değil misiniz?.. “Bataklığa saplandığınızı”hâlâ görmüyor musunuz?.. “Çırpındıkça batıyorsunuz” Kemal Bey!..

Bu işin “delili, ispatı” kalmadı!..

Her şey “belgeli”, her şey ispatlı!.. Her şey gözler önünde!..

Bırakın “devletin elindeki belgeleri”, sadece benim elimdeki “belge”ler bile, sizi “rezil” etmeye yeter!..

Kıvranmayın Kemal Bey!..

Melih Gökçek’in; “Hodri meydan!.. Çıkalım televizyona, belgelerle tartışalım” çağrılarına; “Melih Gökçek mi?.. O da kim?” diyerek “istihza”dolu, “aşağılama” dolu sözler sarfetmek yerine, “gerçek”leri açıklayın!.. Ya da, çıkın ekrana, kapışın!..

“Torpil”leri açıklayın!..

1992-1998 arasında, yani “SSK Genel Müdürü” olduğunuz dönemde,“sınavsız işe aldığınız yoldaş ve candaşları” açıklayın!.. “Sınavı kazandığı halde, başı örtülü diye işe almadığınız hanımları” açıklayın!..

“Oğlunuzu” açıklayın!..

“Kızlarınızı” açıklayın!..

“Torununuzu” açıklayın!..

Ama, açıklayamazsınız!..

Çünkü, neresinden tutarsanız tutun, “lime lime dökülür”, elinizde kalır!..

HANİ SINAVSIZ ALMAMIŞTINIZ!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bütçe Görüşmeleri esnasında ne dedi?..

“Kemal Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürlüğü döneminde Karabulut soyadlı 31, Gündüz soyadlı 26 ve Düzgün soyadlı 13 akrabasını işe aldı!”

Peki, siz ne dediniz?

“Bu insanları sınavsız işe aldığım belgelensin, siyaseti bırakırım!”

Siyaseti bırakır mısınız, bırakmaz mısınız bilmem ama, Başbakan Davutoğlu, dün Nevşehir’de “belge”yi açıklayıp, dedi ki;

“Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde bin 272 kişi sınavla alınıyor, geri kalanların puanları yükseltilerek, sayı 3 bin 209’a tamamlanıyor. Bu bir teftiş raporu, altında da Kılıçdaroğlu’nun kendi imzası var. Sayın Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü iken yaptığı bu uygulamalar, ki onlarca yakını ve CHP il başkanlığı yapan kişilere de davetiye usulü verilen ihaleler, 6 yılda tamamlanamayıp 2 bin misli fazla maliyetle yapılan ihalelerin belgeleri elimizde.” 

Başbakan’ın elindeki bu “belge”ler, aynı zamanda Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in elinde de var...

Belki başkalarında da vardır!..

O “belge”ler, bende de var!..

Anlaşılan o ki;

Kemal Bey; “Belgelerin, Melih Gökçek’in elinde olduğunu” gayet iyi bildiği için, “televizyonda yüzleşmeye” yanaşmıyor!..

Ama, “minder dışına kaçıyor” olması, “sınavsız işe almalar”ın üstünü örtemiyor!..

İŞTE MÜFETTİŞLERİN RAPORU

İşte “SSK Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı” tarafından hazırlanan “rapor”da yer alan o cümle:

l “Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’nda hazırlanan program dahilinde ve Merkez Sınav Komisyonu’nun denetimi altında, verilen cevapların numaratör numarasına göre bilgisayarlara yüklenilip, cevap anahtarı ve puan değerlerinin girilmesinden sonra, 72 puanı geçerek, kazananların belirlendiği ve listelerinin alındığı,

l Kazanan sayısının 1272 kişi ile sınırlı kalması ve alınacak personel sayısından çok daha az olduğunun anlaşılması üzerine, o tarihteki Genel Müdür Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun şifahi talimatı doğrultusunda, kazanan sayısını artıracak alternatif çalışmalar yapılarak, Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Fatih Atabek’in başkanlığındaki bir teknik heyetçe cevap kâğıtlarına sınav merkezleri, öğrenim ve başvurulan görev (kadro) itibariyle ilave puanlar verildiği ve neticede kazanan sayısının 3209’a yükseltildiği, yapılan işlemden anılan tarihte Teftiş Kurulu Başkanı olan Sayın Şerafettin Duru’nun ve Genel Müdür Yardımcısı olan Sayın Selahattin Aras ile Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı yetkililerinin de haberdar oldukları,

l Numaratör numarasına göre alınan listelerin isimlendirilmesi ve yazılı sınavı kazananların belirlenmesi işleminin Genel Müdür Yardımcısı Kemal Oktar, bilirkişi olarak tayin edilen Münevver Menderes, Korkut Ersoy, Murat Çak, Osman Karaca tarafından yapıldığı, alınan listelerin bilirkişiler tarafından imzalandığı ve Merkez Sınav Kurulu’nun bu aşamalarda devre dışı bırakıldığı, (Ankara’dan sınavı kazananları gösterir listelerde bilirkişi imzalarının yanı sıra noter onayı da bulunmaktadır.)

l Yazılıyı kazananlar bu şekilde belirlendikten sonra, yazılıyı kazananlara ait cevap kâğıtlarının iller itibariyle ayrılarak mühürlü-imzalı zarflar içerisinde Genel Müdürlük makam odasının karşısındaki odada muhafaza altına alındığı, (...) tespit edilmiştir.”

Bu, ne demektir?..

Demektir ki;

Bay Kılıçdaroğlu, “SSK’ya eleman” almak için bir “sınav” açmış!.. Ne var ki; bu sınavı “1272 kişi” kazanmış!.. Ama,  “ihtiyaç” daha fazla!.. O zaman ne yapmış Kılıçdaroğlu?..

Demiş ki;

“Bu saatten sonra, yeni sınav yapacak zamanımız yok!.. Kazanamayan kişilerin puanlarını yükseltin ve onları da işe alın!”

Öyle de yapılmış!..

“Sınavı kazanan 1272 kişi”nin yanı sıra, “sınavı kazanamayan 1937 kişinin de puanlarını yükselterek” işe almışlar!..

Bunu, ben söylemiyorum... Altında, “SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu” imzası bulunan “belge”ler söylüyor!..

O KOLTUĞU BIRAKAMAZ!

Tekrar hatırlatalım...

Ne diyordu Bay Kılıçdaroğlu;

“Değil ailemden 70 kişiyi, 7 kişiyi bile sınavsız işe aldığım belgelensin, siyaseti bırakırım!”

Aslında doğru söylüyor!..

Gerçekten  de;

Aralarında “akraba”larının da bulunduğu “70 ya da 7 kişi”yi değil, toplam“1937 kişi”yi işe yerleştirmiş!..

Şimdi çıksa, dese ki;

“Ben 7 kişi dedim!..

1937 kişi demedim ki!”

Oysa; “1937 kişi” arasında “7 kişi” de var, “70 akrabası” da var!..

Peki, bu “belge”den sonra “siyaseti bırakır” mı?.. Hiç sanmam!.. Zira,“İspatlayın, siyaseti bırakırım” dediği halde, “ispatlanan” onca olaya rağmen bırakmadı ki, şimdi bıraksın!..

“Baykal’ın zina kasedi” ile “oturtulduğu” o koltuk, o kadar tatlı ki, mümkünatı yok, bırakmaz!..

“Siyaseti” de bırakmaz, “CHP Genel Başkanlığı”nı da!.. “CHP’den herkesi kovar” da, kendisi gitmez!..

Çünkü, “Kılıçdaroğlu’nu o koltuğa oturtan irade”, onun orada kalmasını ister!.. 

ALMA MAZLUMUN AHINI!

Ne var ki;

O koltukta oturduğu sürece, “yaptıklarının hesabını vermek” zorunda!..

İşte gördünüz;

“1992-98’de yediği hurmalar, 2014’te midesini tırmalıyor!”

Bir de, “gerçek”lerin öyle bir huyu var ki, bir gün ortaya çıkıveriyor!.. Bugün çıktığı gibi!..

Ve bir de;

“Alma mazlumun ahını,

Çıkar aheste aheste!”

Çıkıyor işte!..

Sen, “SSK Genel Müdürü” olarak “sınavları kazanamadıkları” halde “1937 tane yoldaş ve candaş”ını işe alırken, “sınavı kazandığı” halde“başörtülü”leri işe almazsan, o mazlumların “ah”larına kulaklarını tıkarsan; işte bugün, çıkar aheste aheste!..

Hele söyleyin Kemal Bey;

l Sınava müracaat ettikleri tarihte “henüz 18 yaşını bitirmemiş”, hatta“okulundan mezun olmamış” veya “o tarihte askerde olan” kişilerin atamalarını yaptın mı, yapmadın mı?..

l “Sınava katılma şartlarından biri de 35 yaşından gün almamak” olduğu halde, bu şartı yerine getirmeyen kaç kişiyi işe aldınız?..

l “Sınavı kazandığı halde ataması yapılmayan yüzlerce kişi”nin eksiği nedir, kusuru nedir?..

Meselâ Hemşire Fatma Avcı, Fatma Şahan ve Didem Avcı’nın suçu(!)“başörtülü” olmaları mıydı?.. Didem Baş’ın “dilekçe”sinin üzerine“başörtülü” diye “şerh” düşen Feramuz Madenci değil midir?..

Bir soru daha:

l 31 Aralık 1998 tarihindeki “iş başvuruları”na “aynı günkü olur” yazısıyla,SSK’ya “açıktan atamalar” yapılmıştır!.. Bunların çoğu da, “Ankara dışındaki vilayetler”dendir!..

Peki, nasıl oluyor da;

SSK’nın 31 Aralık 1998 günü ilân ettiği “personel açığı” duyurusundan,“aynı gün” taşrada oturanların da haberi oluyor, “aynı gün iş başvurusu”nda bulunuyor, “aynı gün kabul” ediliyor?!?.. Ve aynı gün“atamaları” yapılıyor?..

Buyrun, cevap verin Kemal Bey!..

ADAMINA GÖRE KADRO!

l Maliye Bakanlığı’na yazdığınız yazıda, “Yenişehir Dispanseri’nde 2 diş ünitesi bulunduğunu, orada 5 tane kadrolu diş tabibinin görev yaptığını”dolayısıyla kadro fazlası bulunduğunu belirterek, “başka atama yapılmasının uygun görülmediğini” bildirdiniz... Maliye Bakanlığı da, 10 Kasım 1998 tarihinde, “Hay hay” dedi ve kadroyu kapattı!..

Peki, “5 tabip” olduğu ve “yeni ünite” de açılmadığı halde; “Acil ihtiyaç var” diyerek, yeniden niye “diş tabibi” kadrosu istediniz?.. Bu ihtiyaç(!)Milas Dispanseri’nde sözleşmeli olarak görev yapan Gülnur Topaloğlu’nu Yenişehir’e getirmek için miydi?.. “Personel fazlası” varken, bu “acil ihtiyaç” neyin nesiydi?..

Buyrun, cevap verin!..

Ama, veremezsiniz!..

Cevap vermek yerine; “ortada kuyu var, yandan geç” taktiği uygulayıp, efelenir ve “Hodri meydan” dersiniz!..

“İspatlayın, bırakırım!”

Daha neyi, nasıl ispatlayalım ki?.. İşte “belge”ler ortada ve ben, bunların“bir kaçını” yazdım!..

Öyle belgeler var ki;

Değil bir “dosya”ya, kocaman bir “klasör”e bile sığmaz!.

Biliyorum, diyeceksiniz ki;

“Ben, bu olaydan aklandım!”

Ne aklanması?!?..

Hayır, “aklanmadınız” Kemal Bey!.. “Soruşturma”lar ve “dâvâ”lar devam ederken, imdadınıza “Rahşan Affı” yetişti!.. Eğer, “Rahşan Affı” çıkmasaydı,“SSK’daki yolsuzluklar”ın da, “akraba çiftliği”nin de tek tek hesabını verecek ve belki de “mahkum” olacak, dolayısıyla “CHP Genel Başkanlığı”nı rüyanızda bile göremeyecektiniz!..

Merak ediyorum; Rahşan Ecevit’e olan “diyet borcu”nuzu ödemek için mi aldınız onu CHP’ye?!?..

YASADIŞI ÖRGÜTLER SSK’DA!

Bakın, daha “14 yaşındaki oğlunuz Kerem’in, 17 yaşındaki kızınız Zeynep’in ve 19 yaşındaki kızınız Aslı’nın nasıl sigorta ettirildiği”ni ve “ne tesadüf”(!)tür ki, her üçünün de “Ekinciler Holding’te çalışıyor gibi”gösterilip, “sigorta” ettirildiğini yazmıyorum!..

Evet, yine “ne tesadüf”(!)tür ki, oğlunuz ve kızlarınız “sigortalı iş”e(!) girdiklerinde, “1995, 1996 ve 1997’de” siz “SSK Genel Müdürü” idiniz!!!..

Yine de, “ayrıntı”lara girmiyorum, çünkü bu mevzuyu çok yazdım!.. Ama,“SSK Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu” tarafından hazırlanan “rapor”daki bir-iki tespiti aktarmadan geçemeyeceğim...

Deniliyor ki, o “rapor”da;

l “Sınava giren 134 bin kişiye ait sınav kağıdının okunmamış bir halde Etlik depolarındaki çuvallarda bulunduğu,

l 1750 torpilli ve yasadışı örgütlere mensup kişilerin kuruma alındığı,

l Yasadışı örgütlere üye olmaktan hüküm giymiş militanların işe alındığı,

l Sınav komisyonlarının Personel Yönetmeliği’ne aykırı olarak oluşturulduğu, (...) tespit edilmiştir.”

Bu “tespit”leri ben yapmadım Kemal Bey!.. Bu tespitleri, bir zamanlar başında bulunduğun “SSK Genel Müdürlüğü”nün “Teftiş Kurulu” yaptı!..

Hani, “Belge” diyorsun ya;

Al  sana belge!..

Ya cevap ver,

Ya da gereğini yap!..

****************************************************************************

“Minder dışı”na kaçma!.. Onlar “ganimetten pay” alamayınca, hemen “adalet” derler!

Cenab-ı Allah; “Tevbe Suresi, 56 ve 57. ayet-i kerime”lerinde;“münafıklar”ı tasvir ederken; onların “Müslüman olduklarına dair yemin edecekleri”ni oysa; “sığınacak bir yer, barınacak bir mağara veya sokulabilecek bir delik” bulduklarında, “hemen o tarafa yönelip gideceklerini” bildirir...

Resulullah (sav) bir gün; “bir ganimeti bölüştürürken”, Temim Oğulları’ndan Zü’l Huvaysıra adlı birisi, Peygamber Efendimiz’e der ki;“Adaleti gözet!”

Resulullah; “Öyle mi?.. Ben de adaleti gözetmezsem, artık kim adaletli davranır?” diye cevap verir.

İşte bunun üzerine, “Tevbe Suresi 58. ayet” nazil olur... Cenab-ı Allah der ki;

“Onlardan, sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar vardır... Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse, razı olurlar... Şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.”

Bu “hadis-i şerif” ve “ayet-i kerime”leri, bir de günümüz ışığında değerlendirin!.. “Münafık”lar kimlerdir, “ganimetten pay isteyen” ve hatta“ganimetlerin tamamı”na talip olan, verilmeyince de “hemen kızanlar”kimlerdir?..

Bugünü, ne kadar da güzel özetliyor!.

yeniakit

Bu yazı toplam 513 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar