Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kılıçdaroğlu kimin için çalışıyor?

 

AK Parti, seçim bütçesini CHP'ye versin, gidip evlerine yatsınlar, kesin seçimi kazanırlar..
Rakibi Kılıçdaroğlu olduktan sonra, İstanbul'da karşısına kimi koyarsan koy kazanır.. Bu anlamda Topbaş'ın bir sıkıntısı olmasa gerek..
Hani derler ya; birilerinin yolsuzluğu ile uğraşanlar, kendileri temiz olsa..
Aslında Türkiye'de temiz kalarak siyaset yapmak mümkün değil. Yapı öyle kurulmuş.. Bu memlekette elinizi kirletmeden memleket yönetemezsiniz..
CHP yer yapmaz!
Dalan'la başlayan ve vatandaşın hoşuna giden yeni bir süreç var: Yer yapar.. Hani yapar yemezden daha çok tutuluyor bu siyasetçi tipi.
Çünkü yiyen adam, olmazı da olur kılıyor. Parayı veren düdüğü çalıyor anlayacağınız..
Baykal, Kılıçdaroğlu'nu niye İstanbul'a gönderdi bilmiyorum, ama bu iş Kılıçdaroğlu'nun işi değil.. Yok, olmadı, tutmadı..
Yaptığı iş şık da değil, etik de..
Madem bunları biliyordun, bu güne kadar niye bekledin.
Yolsuzluk dosyalarının ortaya döküleceği yer seçim meydanları değil, mahkeme koridorlarıdır..
Bu, yolsuzluk dosyaları üzerine siyasi rant devşirme girişimidir ve en az o yolsuzluk ve usûlsüzlük kadar ahlâksızcadır..
Sen böyle yaparsan, ötekinin de eli armut toplamıyor ya; SSK dosyasını açar, ikiz kardeş dosyasını açar, CHP'de adam mı yok, kaseti, dosyası olan..
Ben kimsenin avukatı değilim ve bu iktidar döneminde "yolsuzluk yok" da demiyorum. Kimseye de kefil değilim..
Ama bu işin zamanlama ve üslubunun ahlâkî olmadığını söylüyorum..
Siz böyle yaparsanız, onlar da yapar yapacağını ve bir çamur deryasında yüzersiniz..
Hani yöneticiler bunları yapıyorsa, artık ötekiler neyi yapmaz ki!..
Sapla saman birbirine karışırsa, şuyuu vukuundan beter hadiseler haline gelir bu işler..
Buyurun o zaman siz de SSK iddilarına cevap verin..
Kılıçdaroğlu, Yuvacık Barajı'nın hesabını verebilecek mi? Ya da Çankaya Belediyesi'nde yaşananların, daha önce CHP Belediyesi döneminde olup bitenlerin..
Aslında bu konuda bir "suç dengesi" var.. "Deme, derim" havasında zimmi bir anlaşma var siyasiler arasında.. Bir de minareyi çalan kılıfını hazırlıyor..
Ne yani, Ali Müfit CHP'den aday olmayı kabul etseydi, Ali Müfit döneminde olanların üstünü örtmeye çalışmayacak mı idi CHP'liler..
CHP'liler yediklerinden çok, işbilmezlikleri yüzünden devleti zarara uğratırlar.. Onun için de, daha az yediklerinden kendilerini daha namuslu görürler.. Yemek için biraz çalışmak gerekiyor. CHP'liler laf üretmekten, kendi aralarında kavga etmekten iş yapmaya vakit bulamazlar..
Aslında CHP'liler en çok muhalefet oldukları zaman mutlu oluyorlar.. Konuşup duruyorlar..
Kılıçdaroğlu da aynı hastalıkla malûl..
Bu üslubun ciddiyetini, inandırıcılığını kaybettiğini, birilerinin Kılıçdaroğlu'na söylemesi gerek. Kılıçdaroğlu bir şey söylerken, arkasına, önüne sağına-soluna bir bakması gerek. Kurtlar sofrasında kuzuların hakkı savunulmaz.. Hani birilerinin gözündeki çöpü çıkartmasını istiyorsanız, önce sizin gözünüzdeki mertekten kurtulmanız gerek..
Kılıçdaroğlu, açıkladığı dosyaları parti avukatlarına teslim edip, konuyu savcılığa taşımaları gerek..
Keskin sirke küpüne zarar verir.. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını manşete çeken kim, bakıyor musunuz? Doğan Media grubu? Peki bunlar ne kadar dürüst!!
CHP ile DM arasında gizli bir çıkar ortaklığı var anlaşılan..
Maksatları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.. Aralarına MHP ve SP'yi de çekmek istiyorlar ama, her iki hareket de CHP ve DM'njn tuzağına düşmemek konusunda ihtiyatlı davranıyorlar..
CHP, Ergenekon'un avukatlığına soyunarak, DM ile birlikte, Türkiye'de insan hakları, hukuk devleti, Anayasa değişikliği ve özgürlükler konusunda engelleyici tavırlarından vazgeçmedikleri sürece, istedikleri kadar açılım yapsınlar, ağızları ile kuş tutsalar bir yere varamazlar.. Aksine komik duruma düşerler. Yaraları deşerler, Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olurlar..
Ergenekon dediğiniz, derin devlet değil mi? Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK'lar arasındaki karanlık ve kanlı ilişkilerin adresi değil mi? Meyhane"de Yeşilay buluşması olur mu be kardeşim! Kılıçdaroğlu'nun yaptığı buna benziyor..
CHP"nin açılımları da arada boşa gitti. Çarşaf, Tarikat derken, Kılıçdaroğlu'nun Tuncelili Kureyşin aşiretinden bir dede olduğu ortaya çıkmasın mı? Hani Kureyşin'in Kureyş ile alakası yok diyorlar ama, "Dedeler ehlibeyttendir" de derler. Kılıçdaroğlu ailesi için başka iddialar da var ya; neyse!.. Kılıçdaroğlu, Türkmen mi, Arap mı, soyunda başkaları da var mı bilmem. Sonuçta kendisi neyse o. Alevilik dinse, Lâik Partiye dede bir aday iyi gider.. Genel Sekreter de Kadiri olsun bari.. Karakaş'ı da, Kültür Daire Başkanı yaparsınız..
CHP'liler kendilerini çok akıllı ve dürüst, bizi de biraz saf mı sanıyorlar. Çocuk mu kandırıyorlar?..
CHP'liler biraz saf galiba.. Eskiden solcu geçiniyorlardı. Okuyan "aydın adam" havaları vardı. Artık okumuyorlar ve siyasi anlamda gerici bir çizgiye savruldular, dürüst değiller.. Değişime ayak diriyorlar. Sahi bu nasıl "inkılabçılık" ya hu! Kendi içinde çelişkili, tutarsız bir kalabalığa döndüler.. 19. yy. sonu, 1. Dünya Savaşı yıllarında oluşan kavram ve kurumlarla 21. yy. açıklamaya çalışıyorlar..
CHP'liler Kılıçdaroğlu ile "yola devam" diyor.. Kılavuzları Kılıçdaroğlu olduktan sonra, AK Partililerin fazla bir şey yapmalarına gerek yok. CHP"den, Baykal"dan ve Kılıçdaroğlu'dan kaçanların oyları, AK Parti'nin seçim başarısı için yeter de artar bile!
Erdoğan, Baykal'a; Topbaş, Kılıçdaroğlu'na seçimden hemen sonra "Üstün hizmet ve feragat madalyası" verse yeridir..
Ha! Sakın, CHP'nin seçim kampanyasını yürüten kimse, AK Parti ona da seçim sürecindeki işbirliği için ayrıca şükran plaketi vermeli.. CHP için bilmem ama, AK Parti açısından gerçekten başarılı bir kampanya! DM'ye ise Osmanlıca "Laf ile verirler aleme binlerce nizamat, bin seyyie bulunur hanelerinde" yazılı bir hat levhası armağan etmek hiç de fena olmaz..
Şaka, şaka! Kılıçdaroğlu, sakın AK Partililerin, CHP"nin içine soktuğu bir Truva Atı olmasın!
Selâm ve dua ile...

vakit

Bu yazı toplam 1314 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar