Hasan Karakaya
Kılıçdaroğlu'na davet, "Büyük Plân"ın parçaları mı?
Ali Bulaç'ın, 6 Aralık Perşembe günkü Zaman'da yazdıkları "yeni bir senaryo" değil... "Kürt sorunu" konusunda yazdıkları, elbette "önemli" tesbitler... Meselâ; Ortadoğu'da, bir "Amerikan-İsrail projesi" olarak "Kürdistan Cumhuriyeti" kurdurulmak istendiğini dile getiriyor ki, hiç de yabana atılır bir "öngörü" değil...
Demiş ki, Ali Bulaç;
"Kürt sorununun ana çerçevesini bizler çiziyor değiliz... Kısa ve orta vadede olacaklar taktikseldir, uzun vadede ise bölgede yaklaşık 25 milyon nüfusa baliğ Kürtlere 'modern ulus devlet' armağan edilecektir... Amerika ve İsrail ekseni; bunu gelecek dönemin olmazsa olmaz bölgesel olayı olarak belirlemiş durumda.
Kürtlerin bölündüğü dört parçadan Irak'ta fiilî bir Kürt federe devleti ortaya çıktı; bağımsızlık yolunda acele etmeden yürümektedir.
Fiilî durumda Irak gibi Suriye'nin de kuzeyinde bir 'Kürt federe bölgesi' teşekkül etmiş durumda... Suriye Kürt federe bölgesi de diğer iki parçanın (Türkiye ve İran) 'federe' yapılar kazanıncaya kadar yürüyüşünde acele etmeyecek, ama durmayacaktır da.
Taktik, birinci aşamada dört ülkede bölgesel Kürt federasyonları kurmak, ikinci aşamada Ortadoğu'da 'Kürdistan Cumhuriyeti'ni kurmaktır.
Suriye'nin alacağı şekil Türkiye ve İran'ı yakından etkileyecektir.
Şimdilik görünen şu ki, Türkiye'nin güneydoğusunda bir Kürt federe bölgesinin teşekkülü yolunda emin adımlar atılıyor.
ERBAKAN YILLARCA SÖYLEDİ
Dediğim gibi;
Bunlar "yeni senaryolar" değil...
Merhum Erbakan Hoca; siyasete ilk adımını attığı günden, son nefesini verdiği ana kadar, hep bu "sinsî plân"dan söz ederdi...
Ama, eklerdi:
"Kürt kardeşlerimiz uyanık olsunlar... Kendilerine Kürdistan olarak gösterilen harita, aynı zamanda Arz-ı Mev'ud'un yani İsrail'e Vadedilen Topraklar(!)ın sınırıdır...
Kürt kardeşlerimiz Kürdistan'ı kurduklarını zannederlerken, İsrail gelip, bu topraklara çöreklenecektir!"
Yıllardır bunu söyleyen merhum Erbakan Hoca'nın öngörüsü, "bugünden fersah fersah ileride"dir!..
Zira, Erbakan Hoca, "Kürdistan"dan çok daha ileri gitmiş, bu topraklarda "Büyük İsrail Devleti"ne zemin hazırlandığını yıllar önce dile getirmiştir.
Kim bilir;
Belki de bu "sinsi plân"ı deşifre ettiği ve "engellemeye" çalıştığı için alaşağı edilmiştir.
Özetleyecek olursak;
Bulaç, "öngörü"sünde haklıdır.
Böyle bir senaryo vardır..
BUNU, AVRUPA İSTİYOR!
Bazıları "sessizce" bazıları ise "gürültülü" biçimde meydana gelen "son gelişmeler" de, bu senaryoyu hayata geçirmek için atılan adımların işaretidir.
Takvim'den Ergün Diler'in yazdığı gibi; Irak'taki çalkantı giderek tırmanacak...
"Çünkü Bağdat yönetiminin başında ipi Avrupa'ya uzanan Maliki var! Önce Haşimi'yi ülkeden kovdu. Sonra Barzani'yi hedefe koydu. Ardından Cumhurbaşkanı Talabani'ye Bağdat'ı dar etti. Önceki gün de Bakan Taner Yıldız'ın uçağını Erbil'e indirmedi. Norveçli Ceo, özel uçağıyla inerken, Türk Bakan inemedi!
Ve o Maliki bir gazeteye verdiği röportajda "Türkiye içişlerimize karışıyor. Bizde olduğu gibi sizde de muhalefet var. Bizimle yakınlık kurmak, temasa geçmek istiyorlar. Ama biz yanaşmıyoruz" diyor!
Yani "Türkiye daha fazla canımızı sıkarsa karıştırırız" diye tehdit ediyor!
Diplomatik lisana uymayan bir dille hem de!
Peki neden böyle konuşuyor?
Cevabı basit!
Türkiye'nin bölgede güç olmasını istemeyen İngiltere, Almanya ve Fransa, yani PKK'ya doğrudan destek veren ülkeler, Maliki'ye perde arkasından "Yanındayız! Devam et" diyor! Gaza gelen Irak Başbakanı da bu üç ülkeden birine yakın olan gazeteye konuşuyor! Türkiye'ye mesajı oradan veriyor! Yetmiyor, içerideki partnerini de "CHP buraya gelsin" davetiyle açıklıyor!
Yani özellikle İngiltere ve Almanya ile tarihi bağları bulunan CHP, PKK'ya destek veren ülkelerin izinden gitmiş oluyor! Bilerek ya da bilmeyerek! Büyük Türkiye'nin bir an önce frenlenmesi gerektiğini düşünen Avrupa; içeride CHP'yi, dışarıda Maliki'yi kendisine ortak yapıyor! Akıl alır gibi değil ama CHP bu oyunun tam ortasında yer alıyor!
Tabii bir de BDP var...
Bu koalisyonun kurduğu masanın hemen yanında sandalyeyi çekerek rol alıyor! Onların da görevi PKK'nın silah bırakmasını engellemek ve Türkler'i kışkırtmak!
Çözümsüzlüğü hayata geçirmek!
Barışı ortadan kaldırmak!
İlginç değil mi!
Tabii bunlara oy veren sahillerdeki milyonlar ile Doğu ve Güneydoğu'daki insanlar perde arkasında yaşananları bilmiyor!"
Şimdi sormak gerekmez mi;
"Bir yanda İngiltere, Almanya ve Fransa, bir yanda CHP... Bu ne iş?"
Malûmlarınız olduğu üzre;
Maliki'nin Almanya ile "derin ilişkileri" var... Ne ilginçtir ki, aynı Almanya ile CHP'nin de derin ilişkileri var.
"Alman vakıflarının CHP'ye parasal destek sağladığını" Mısır'daki sağır sultan bile duymuş durumda...
Ve ayrıca; "Deniz Feneri"yle ilgili dokümanları CHP'ye veren de Almanya'dan başkası değildir.
İşte bu "ilişki"lere bakınca; insan, sormadan edemiyor;
"Gelecek ay Irak'a gidecek olan Kılıçdaroğlu'nu Maliki mi davet etti yoksa Almanya veya İngiltere mi davet ettirdi?!?"
Öyle görünüyor ki;
Kurulduğu günden beri, "yurtta sulh, cihanda sulh" prensibini diline pelesenk eden CHP, Kılıçdaroğlu ile birlikte, "yeni bir rota"ya girmiş durumda...
"Yurtta muhalefet,
Cihanda muhalefet!"
AK Parti Mileltvekili Volkan Bozkır, "twitter"den seslenip, öyle demiş ya;
"Maliki, CHP Genel Başkanı'nı Irak'a davet etmiş. Türkiye ile sorunu olanlar artık CHP'den medet umuyor... O nedenle daha kapsamlı bir tur yerinde olabilir... Bu tur kapsamında CHP heyetine ziyaretlerle ilgili önerilerimiz var... Önerim, CHP heyetinin turda Irak Başbakanı Maliki, Suriye Başbakanı Esad, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas ile de görüşmesi.
CHP bu temasları sonrasında AB ve Sosyalist Enternasyonel'e gidip Türkiye aleyhindeki temasları hakkında bilgi de verebilir.
Böylece CHP dış politikasında izlemekte olduğu yanlış çizgiyi kesinleştirmiş ve tarihe kara bir sayfa olarak geçmiş olacaktır."
Görüyor musunuz "ulusalcı" partiyi?..
"AK Parti düşmanlığı"nda sınır tanımıyorlar... O kadar sınır tanımıyorlar ki; bugün İşçi Partisi ile Silivri'de yapacağı "ortak eylem"i, yarın pekalâ PKK ile de yapabilir ve "Kürdistan"a destek verebilirler!..
Hakkari'de "işbirliği" yaptıkları gibi!..
TÜRKİYE'NİN DE PLÂNI VAR!
Bütün bu "senaryo"lardan ve "komplo teorisi"ni andıran "sinsi plân"lardan sonra, bir de "iyi haberimiz" var ki, o da şu;
"Tüm bu olup-bitenlerden Ankara'nın haberi var ve o da karşı tedbirlerini alıyor... Evet, Ankara kesinlikle uyumuyor.
Bütün hesapların farkında...
Plânlardan habersiz değil!.."
Yine çok çok iyi biliyorum ki;
Henüz Suriye'de "halk ayaklanması" başlamadan, "bir tek kurşun" atılmadan, Başbakan Tayyip Erdoğan, hızla yaklaşmakta olan "tehlike"yi görmüş ve "B Plânı"nı çoktan devreye sokmuştu....
Doğrudur... Bölge'de ABD'sinden İsrail'ine, Almanya'sından İngiltere'sine, Fransa'sından PKK'sına kadar çeşitli ülke ve örgütlerin "hesap"ları, "plân"ları vardır... Ama, "Türkiye'nin de bir plânı" var... Nasıl ki "Büyük İsrail" plânı varsa, "Büyük Türkiye" plânını da gözardı etmemek gerekir...
Herkes rahat olsun;
Hiçbir plânın, "Türkiye'ye rağmen" başarıya ulaşma şansı yoktur.
Türkiye;
"ABD-İsrail güdümünde bir Kürdistan"a, ya da "Büyük İsrail"e göz yumacak bir ülke değildir.
Türkiye'de artık;
"Usta"lar ve
"Plâna karşı plân"lar var!..
Hiç kimsenin şüphesi olmasın;
"Büyük Türkiye" kurulacaktır!..
Hem de;
ABD'ye ve İsrail'e rağmen!..
CHP'yi dizayn etmişler bile!
Önceki günkü Aydınlık'ta, "manşet"ten verilen bir haber vardı ve şöyleydi:
"Ergenekon savcıları, 13 Aralık'ta esas hakkındaki mütalaayı açıklamaya hazırlanıyor... Türkiye'nin dikkati Silivri'de... CHP, İşçi Partisi, ADD ve Türkiye Gençlik Birliği, örgütleriyle birlikte Silivri'de olacaklarını duyurdular..."
Ne iş, anlayamadım...
Daha birkaç gün önce; Doğu Perinçek'i ve "Aydınlık gazetesi"ni kastedip; "Sahibi eski Mao'cu olan bir gazete partimizi dizayn etmeye çalışıyor. Apo'nun önünde diz çökerken çekilmiş fotoğrafları olanlar, Apo'ya çiçek verenler, şimdi başımıza Atatürkçü kesildiler. Millet bunları unutmaz; millet bunları yemez" diyen, Bay Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?..
Şimdi ise; bu "dizayn"a boyun eğip, "Aydınlık'çılarla ortak eylem" yapıyorlar, iyi mi?..
Bay Kılıçdaroğlu, bir noktada haklı...
Gerçekten de;
"Millet bunları unutmaz, millet bunları yemez!"
yeniakit