Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kim kimdir?

At izi, it izine karıştı derler ya, işte öyle bir durumla karşı karşıyayız.

Geçen gün Emre Erciş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le ilgili ilginç iddialar gündeme getirdi. Masonluk, Sabataylık iddiası yanında bir de geçmişi ile ilgili cinayetten söz ediyor.

Kişi doğduğu ana babayı kendi seçmez. O Allah’ın takdiridir. Suç varsa, suçlu o suçun tek muhatabıdır. Suç soyla ilişkilendirilmez. Bugünkü İncil’de denildiği gibi, “Babalar koruk yediklerinde oğullarının dişleri kamaşmaz”..

Aslında anlatılan hikaye ülkemizde kim kimdir bilmek için ilginç bir örnek. Hemen belirteyim, ben iddiaların iddiacısı değilim. Soya dayalı yorum yapan yazarlar var. Onlar bu işi daha iyi bilirler.

Erciş diyor ki, “CHP’li başkan (Yakubi, Karakaş ve Kapancı) Soyer’in akrabalık ilişkileri, gizemli ve bir o kadar da düşündürücü bir cinayet hikayesiyle başlıyor. Hikayenin baş rolündeki iki aile, Orbay ve başta İngiliz general Townshend olmak üzere 13 bin İngiliz askerini esir alan Halil Kut Paşa’nın torunları ve ailesi.” Halil Kut hani şu televizyon dizisi olan Kut’ul Ammare kahramanı! Adam aynı zamanda İttihatçı!

Unutmadan Kut’ul Ammare’nin bir de 2’ncisi var ve onu kaybettik. Abdulhamid dizisinde aşağılanan İttihatçılar, bu dizilerde Kut’ul Ammare’de dolaylı olarak da olsa aklanmış olmuyorlar mı?

Erciş anlatıyor: Halil Kut Paşa, meşhur Enver Paşa’nın kendisiyle aynı yaşta olan amcasıdır. Halil Kut Paşa’nın en tanınmış torunuysa, 1943 yılında İstanbul’da doğan Kaya Paşakay dır. H.Kut Paşa’nın torunu Paşakay, “Üstadı Azam” olarak adlandırılan Masonluğun en üst mertebesinde olan bir isimdi. Paşakay, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Genel Sekreteri Koray Darga ve Sayman Ali S. Sevgener, 2006’da yolsuzluk gerekçesiyle Büyük Loca’dan ihraç edildiler. Ailenin büyük bölümünün mezarlığı İstanbul’daki Sabatay mezarlığı olan Bülbülderesinde!

Devam edelim: Demet Şener’in birinci, Gamze Saygı’nın ikinci, Kayahan’ın kızı Beste Açar’ın üçüncü olduğu, Defne Samyeli ve Tarık Tarcan’ın sunuculuğunu yaptığı Miss Turkey 1995’in dördüncü seçilen güzeli Ahu Paşakay, H. Kut Paşa’nın torunu Mason Üstad-ı Azamı Kaya Paşakay’ın kızıdır. Ne var bunda, M. Ali Erbil de, Menemen’de şehid edilen Erdebili Hazretlerinin torunu değil mi! Olur böyle vakalar.

Ahu Paşakay, 20 Ekim 2002’de babasıyla birlikte yaşadığı Arnavutköy’deki Halil Paşa Yalısı’nda kendisini elbise dolabına asarak intihar etti ve yaşamına son verdi. Ahu Paşakay’ın hayatına son verdiği dönemde sevgilisi, “Duman Grubu”nun solisti, Kaan Tangöze’ydi. Tangöze, Sabatayistlerin ünlü mektebi olarak bilinen Şişli Terakki mezunu. Tangöze, aynı zamanda Şam Kumandanı Ziver Paşa’nın torunu ve “Bülbülderesi Aile Mezarlığı”na defnedilmiş olan Reşat Tangöze’nin torunu.

Kut Paşa’nın akrabaları, 2 vakaya daha tanıklık yaptı. Vakalarından ilki, Kut Paşa’nın yeğeni Enver Paşa’nın eniştesi, Selanik Merkez Kumandanı Nazım bey hadisesi. Selanik Merkez Kumandanı Nazım bey, Sultan Abdulhamid’e olan sadakatini, İkinci Meşrutiyet’in ilanından hemen önce, İttihat ve Terakki Cemiyetine üye İsmail Canbolat tarafından gerçekleştirilen saldırıyla ödüyor. Vur emrini veren ise kayınçosu Enver Paşa. Enver Paşa’nın vur emri verdiği eniştesi Nazım Bey, Hasene Hanım ile evliydi ve bu evlilikten ünlü rejisörlerden Faruk Kenç dünyaya geldi. Cağaloğlu Yeni Lise’den mezun olan Kenç, eğitimini Almanya’da tamamladı. Kenç, Yeşilçam starlarından Belgin Doruk’un ilk eşiydi. Halil Kut Paşa’nın yeğeni Enver Paşa’nın diğer kız kardeşi Mediha hanım ise, Kurucu Meclis ile Senato Milli Savunma Konseyi Başkanlığı görevlerinde bulunan, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Genelkurmay Başkanı olan Org. Kazım Orbay ile evliydi.

Halil Kut Paşa’nın ailesi ve akrabalarının tanıklık ettiği ikinci vakanın başrolünde olan Orbay ailesinin cinayet hikayesi, 16 Ekim 1945 günü Ankara, Ulus, Samanpazarı, Dr. Neşet Naci Arzan’ın muayenehanesinde yaşanıyor. “Ankara Cinayeti” olarak adlandırılan bu olay, bir aile ferdinin intiharına gerçek katilin ortaya çıkmasının ardından bir aile ferdinin cezaevine girmesine ve ailenin reisi Kazım Orbay’ın ise Genelkurmay Başkanlığı görevinden alınmasına neden oldu. Dr. Neşet Naci Arzan, 16 Ekim 1945’te Kazım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay tarafından öldürülmüş, Haşmet Orbay, Sabatayların diğer bir önemli okulu Robert Koleji’nden arkadaşı olan dönemin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan tarafından korunmuştu. Tandoğan, Arzan cinayeti esnasında Haşmet Orbay ile birlikte olan Reşit Mercan’nın cinayeti zorla üstlenmesini sağlamış, baskılara dayanamayan Mercan, Tandoğan görüşmesinden 1 gün sonra karakola teslim olmuştu. Yapılan yargılamanın ardından Tandoğan’ın baskıları sonucu cinayeti üstlenen Mercan’a 20 yıl, Mercan’a silah temin ettiği gerekçesiyle Haşmet Orbay’a da 1 yıl hapis cezası verildi. Fakat ortada birçok soru cevapsız kalmış, medya, olayın üzerine gitmeye devam etmişti. Kamuoyunda oluşan baskıya Yargıtay dayanamadı ve mahkemenin kararını bozmak zorunda kaldı. Bozma kararıyla birlikte Ankara’da görülen dava Bolu’ya alındı. Kararın bozulmasında en önemli rolü ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Fahrettin Karaoğlan oynadı. Savcı Karaoğlan’ın yoğun çabası sonucu Yargıtay’ın davanın yeniden görülmesine yönelik kararından kısa süre sonra, 16 Haziran 1946 tarihinde Savcı Karaoğlan, hususi aracının içinde ölü olarak bulundu.

Yeniden yargılanma sürecinin Bolu’da başlamasının ardından mahkeme, gerçek katilin Haşmet Orbay olduğu, dönemin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’ın ise cinayeti kasten örtbas ettiğini ortaya çıkardı ve sanıklara cezalar bu yeni duruma göre verildi. Ortaya çıkan bu yeni durum yeni bir olayı daha tetikledi. Ankara’nın 17 yıllık valisi, belediye başkanı ve aynı zamanda CHP Ankara İl Başkanı olan Tandoğan, Savcı Karaoğlan’ın vefatında 23 gün sonra, 9 Temmuz 1946’da intihar ederek hayatına son verdi.

İntihar ederek hayatına son veren Nevzat Tandoğan’ın eşi Fahriye Tandoğan, Trablusgarp Valisi ve İstanbul eski Belediye Başkanı Ahmet Rasim Paşa’nın torunu, Rasim Paşa’nın eski Şam Valisi olan oğlu Mehmet Kamil beyin kızıdır. Fahriye Tandoğan’ın kardeşi Zübeyde hanım, ilk evliliğini Türkiye’ye “Süper Bakan” olarak gönderilen Kemal Derviş’in amcası Cemal Derviş ile ikinci evliliğini de ablasının eşi Nevzat Tandoğan’ın amcasının oğlu Dr. Esad Durusoy ile yapmıştır.

Sahi, insanlar doğdukları ana-babayı, doğduğu toprağı, zamanı, derilerinin rengini ve cinsiyetlerini kendileri mi seçiyorlar. Onun için bunlar kavga, tartışma, suçlama sebebi olmamalı. Kim olursa olsun, onlar kendi yaptıkları ve söyledikleri ile neyseler, odurlar.

Bu konu burada bitmeyecek. Yarın da devam edelim.

Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 1779 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar