Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kim, neden, nereden ve ne zaman

Bayram sonrası, önce yavaş yavaş, daha sonra topyekûn bir saldırıya hazırlanıyorlar! Eylül-ekim zor geçecek gibi gözüküyor. MHP ve İyi Parti’de önemli gelişmeler olabilir. Ardından CHP’ye de gelecek sıra. Babacan, Gül, Davudoğlu cephesinde neler yaşanacak göreceğiz. Ve tabii asıl hedef AK Parti. “AK Parti’ye kim, neden ve nereden saldıracak?” göreceğiz. Artık hedefte AK Parti yok, doğrudan Erdoğan var aslında. Bu arada Suriye konusu da sıcak. Hele İsrail seçimleri de olsun, Kıbrıs, Ege, Doğu Akdeniz konuları da ısınsın biraz. Rusya, Çin, İran, Suudi Arabistan, BAE’de de durum biraz daha netleşsin. Biliyorsunuz BAE de, Dubai durumdan rahatsız.

Batı cephesinde de işler karışık. İngiltere, Almanya, Fransa grubunda bir uzlaşı yok. ABD’nin Rusya ile yapılan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler anlaşmasından çekilmesi, sadece Rusya’da değil, NATO, özellikle Almanya ve Balkanlar’da yeni bir krize sebeb olması sürpriz olmaz. Bu durum Türkiye’yi de etkileyecektir şüphesiz. Türkiye açısından her şey dönüp dolaşıp, AK Parti ve Erdoğan’ın geleceği ile ilişkilendiriliyor.

AK Parti’ye karşı olan birilerinin elindeki en önemli silah, “İslamcılar” arasında tartışma çıkarmak ve bu kesimle AK Parti arasında çıkarılacak bir tartışmada AK Parti’yi arka planda kıskaca almak! AK Parti içindeki AKP’liler de bu anlamda birilerinin beklediği fırsatı fazlası ile veriyor.

İslamcılar ve Kemalistler ile AK Parti arasında sorun çıkarmaya çalışanların başka planları da var.

İslami kesimdeki STK’lara ve Media’ya sürekli AK Parti aleyhine bilgi servisi yapmaya başladılar bile. AK Parti çevresinden ise zihinlerde oluşan sorulara net bir cevap verilmiyor. AK Parti içindeki seküler aktörleri, oportünist ya da kolay dolduruşa gelecek isimleri provoke ederek yola devam edecekler anlaşılan. 

Bakanlıklarda beklenen değişikliğin netleşmemesi bir sürü spekülasyona sebeb oluyor. Bayram da bu tartışmayla geçecek. Bana kalırsa bu süreçte negatif ortam daha da negatif hale gelecek.

Batı entelijansiyasının Venezuela, Meksika, Kuzey Kore için uyguladıkları bir şablon habercilik var. Kurgu ABD’den, (…) yerler Türkiye’den doldurulacak, yani şöyle bir haber istiyoruz diyecekler. Buradaki muhabirler talep edilen isim, yer, zaman ve rakamları, fikirleri monte edecek. Bu haberler batı mediasında kullanılacak, bizimkiler kendi servis ettikleri haberleri tekrar manşete çekecekler. Batıda bir STK sözcüsü ya da siyasi aktör bu veriler üzerine yorum yapacak, muhalefet buna destek olacak. Bizim eklemlenmiş STK ve Media da, “Bak batılılar ne diyor” diye kendi servis ettikleri haberler  üzerinden gündem oluşturmaya çalışacaklar.. Hani şu Sarraf iddianamesi gibi. Rubingiller boş durmuyorlar yani. Zaten FETÖ’cüler bu konuda gönüllüler. PKK’lılar da öyle. Şimdi Süryani topluluğunu ve Ermenileri harekete geçirmeye çalışıyorlar.

Kemalistleri AK Parti’ye karşı provoke etme işi CHP’lilerin. Liberalizm, diktatörlük söylemi İYİ Parti’nin işi olacak gibi.. İmamoğlu ise parlatılmaya devam ediyor. O da rolünü iyi oynuyor.

Tabii bir de milliyetçiler ve solcular var.. O kesimler de media, STK ve belli aktörler üzerinden, hassas konular tartışmaya açılarak provoke edilmeye çalışılacak. AB ve NATO üyeliğimiz tartışmaya açılacak. Şangay ile Çin, Rusya ve Hindistan’la ilişkilerimiz bozulmaya çalışılacak. Komşu ülkelerle aramızda sorun çıkarmaya çalışacaklar. Ekonomik açıdan, döviz, borsa manipülasyonlarından tutun da kara para konusuna varana kadar her konuda sorun çıkarmaya çalışacaklar.

Terör konusu bölgede kimlere ihale edildi biliyorsunuz. ABD, PYD ile ilişkisinden sonra DAEŞ ile de işbirliği konusunda suçüstü oldu. Terör ve suikast planları, nokta hedeflere yönelik saldırılar, toplumun farklı kesimlerini sokağa çekmek için yapılacak saldırılara karşı dikkatli olmak gerekiyor.

Bir kanat AK Parti içinde sorun çıkarmak için çalışırken, bir başka takım cemaat uzantıları üzerinden parti içinde tartışma çıkarmaya çalışacaklar. Yolsuzluk dosyaları, özel hayata ilişkin ifşaatlar servis edilecek, ama bunların zamanı var. Birileri erken seçimi gündeme getirme sevdasında. 

Bu arada Panama belgeleri gibi, ya da yeni adlar altında internet üzerinden yeni belgeler servis edilebilir.

Erdoğan’ın danışmanları ile diğer bakanlıklardan üst düzey bürokratlar ve danışmanlarla ilgili birtakım servisler de sürpriz olmaz. Allah fırsat vermesin, yapmayacakları şey yok.. CIA, MOSSAD, İngiliz İstihbaratı şusu busu hepsi hizmetlerinde.. Bir yandan da FETÖ’cüler, diğer benzer oluşumlar, PKK, DHKP-C gibi örgütlere de moral vermeye çalışacaklar.. Bu yapılar büyük ölçüde deşifre oldular ve sürekli geriliyorlar. Verilen sözler tutulmadığı gibi, ne için yola çıkmışlardı, gelinen noktada durum ne? Anti kapitalist, anti emperyalist bir mücadeleye destek verdiklerini sanıyorlardı, ABD’nin emperyalist planlarının paralı askeri durumuna düştüler.

İnternet ortamında son haftalarda birçok yeni site açıldı. Kimi sağlık, kimi toplumun merak ettiği konular, kimi din, kimi tarih üzerinden AK Parti tabanının çekmeye çalışıyor. Şimdiden AK Parti’yi vurmak için birtakım haberler yapmaya başladılar bile.

AK Parti artık bir karar vermeli. Ne yapacak, yola kimlerle devam edecek. Dışarıdan bakınca bir dağınıklık gözüküyor. Her şey genel başkana göre şekilleniyor gibi bir hava veriliyor ama, yukarıda doğru bilgi gittiğinden emin değilim. Birçok sorunun cevabı yok, ya da cevaplar tatmin edici değil.

Birtakım işlerde Reisin gözünü boyama gayreti ile cami, dernek, vakıf, İmam Hatip diye bir yerler üzerinden iş peşindeler. 

Partideki değişimin yönü, hızı ve kapsamı toplumu tatmin etmiyor. Giderek azalan bir beklenti sözkonusu. FETÖ ile ilgili yaygın bir kanaat var: Aşağıdaki gidiyor yukarıdaki duruyor. Biri gidiyor gelen ondan iyi değil.. Bazan birini günah keçisi yapıyorlar, bir kurban verip bütün günahı ona yıkıyorlar, ötekiler yoluna devam ediyor.

Şunu da görelim artık: Dün süt dişleri ile elinizi geveleyenlerin bugün köpek dişleri çıktı, ısırırlar. Mama yemiyorlar artık, daha fazlasını istiyorlar. Vermezseniz saldırırlar. Bu kargaları besleyip bugünlere gelmesine izin vermeyecektiniz. Şimdi, eğer bu son fırsatı da iyi kullanamazsanız olacakları önleyemezseniz, gelecek günler, geçen günleri aratır.

Sahi bürokrasiyi azaltacaktık, ha bire mevzuat yığıyoruz, ha bire bürokrasiyi tahkim ediyoruz. Bürokrasiye eleman yüklüyoruz. Bir ülkede ne kadar çok yasa ve bürokrat varsa özgürlükler o kadar az demektir. Hem 2025’de humonoidler devreye alınınca bu kadar personeli ne yapacaksınız?! Bir planımız var mı?

Birileri AK Parti’ye karşı dişini bileyliyor. İnsaf artık, partisi, belediyesi, teşkilatı, grubu, kabinesi, herkesin dikkatli, daha dikkatli ve daha dürüst olması, cesur olması ve akıllı olmasını gerektiriyor. Yoksa gelecek günler geçen günleri aratabilir. Benden söylemesi. Bazı gerçekler acıdır ve dostlar bazan acı söyler. Selâm ve dua ile..

Bu yazı toplam 1180 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar